+50 sınırı iki haftadır geçilemedi. Bu yaz hikayeyi bitirmek istediğimden sık sık bölüm yazmak istiyorum. Yine de bazen gecikebiliyor.
Uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar."Beni gerçekten vurabileceğini mi sanıyorsun?" Diye sordum yüzümdeki sırıtışla. Zamanı geçiştirmeye çalışıyordum. Yoksa çok güzel vururdu. Ancak sonuçları onun için çok ağır olurdu.
"Neden vuramayacakmışım?" Diye sorduğunda, kaşları çatılmıştı. Elindeki silahı şimdi daha da öfkeyle tutarken, beni vuracağına emin gibiydi. Tek bir cilvem onu ikna etmeme yeterdi ama asıl bombayla o silahı indirmesini istiyordum.
"Hadi ama Furkan Aras." Diye konuştum alaylı sesimle. Yanına doğru ilerken, her adımımda doğrulttuğu silah göğsüme daha da yakın bir hal alıyordu. Her bir adım ölüme yürümeye benzerken, ben yaklaştıkça Furkan geriliyordu. Vurmaktan korkuyor gibi eli hafifçe titremeye başladığında, işaret parmağımın ucunu silahın kıvrımlarında gezdirmeye başladım.
Tedirgin nefesleri beni vurmayacağının kesin bir göstergesiyken,"Beni vuramayacağını ikimiz de biliyoruz." Diye fısıldadım. Bu cümlemle sanki hırslanmış gibi gözleri kararmaya başlarken, her kızın etkilenebileceği gözlerini kararlılık bürüdü. Artık silahı tutan eli titremiyorken, dudakları sinirden düzleşti, kaşları çatıldı. Sanırım artık gerilmesi gereken benken, üstüme yürümeye başladı. Karşımda duran yüzü beni ürkütmüştü. Her an vuracakmış gibi eli tetikdeyken, parmağı silahından çoktan çekmiştim. Bana doğru attığı her adım da ben de geriye doğru gidiyordum.
"Yanılıyorsun Demet Kiraz." Diye konuştu bana doğru yeniden bir adım atarken, kararlı ve sinirli bakışlarıyla. Adeta gözleri kararmıştı. Sanki beni ortadan yok etmek için uzun zamandır bekliyor gibiydi. Ve şuan zamanı çok müsaitti.
"Seni vurmaktan çok zevk alırım.'' Diye de eklediğinde, artık gerçekten tedirgin olmuştum. Gözünü ünü, şöhreti ve tahtı bürümüştü. Beni bile öldürmeyi göze alırken ne kadar tehlikeli biri olduğunu yeniden anladım. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladığında, kaçıcak yerin kalmamış sırtım soğuk duvarla buluşmuştu. Yalın artık ne yapıyorsa çabuk yapmalıydı ve ikimizi de burdan çıkarmalıydı. Zamanında yetişemezse bu evden elinde soğuk, kan içinde bir bedenle çıkmak zorunda kalırdı.
"Senin gibi güzel, zeki ve son derece seksi bi hatun için ölüm yeterince kötü olacak." Diye konuştuğunda yüzünde alay eder bir sırıtma vardı. Beni gerçekten öldürecekti. Hastalıklı kişiliği artık dalgaya vurmasıyla daha da ön plana çıkarken, Yalın'a belki de zaman hakkında daha da bilgi vermeliydim.
"Hayatına veda et Demet Kiraz." Diye konuştu yüzündeki sırıtışı hala korurken.
"Ah benim güzel bebeğim." Diye de eklediğinde, eli artık iyice tetiğe sarılmıştı. Tam olduğum duvardan kaçacağım, herhangi bi kurtuluş için çırpanacağım sırada odanın kapısı sert bir gürültüyle açıldı. Şifreli ve yeterince sağlam olmasına rağmen kırılarak açılan kapı, hacklenmişe benziyordu. Furkan anın şokuyla elindeki silahı yere düşürüp, geriye düştü. Kapının ucu onu düşürmüştü ve karşısındaki tahtı paylaştığı kardeşlerine büyük bir şaşkınlıkla bakıyordu. Yalın'ın zamanlamasına şimdi daha çok seviniyorken, derin bir nefes aldım. Artık burda bi işim kalmamıştı. Kardeşlerinin vereceği tepkiyi önceden bildiğim için şaşırmadım. Furkan beni çoktan unutmuştu. Üvey kardeşinin üstüne atlamasıyla bağırışlar kopmuş, ortalık birbirine çoktan girmişti. İstediğim herşey çoktan yerine bir bir oturduğunda, havası değişen odadan hızlıca çıktım. Olayın bana patlamasını istemediğimden koşar adım merdivenlere yönelip, merdivenlerden indiğimde kalabalık hala daha sinema perdesini izliyordu. Kalabalığın hepsi şaşkınlıkla birbirleriyle konuşurken, tam da anını izliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
ActionBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...