21-

3.2K 199 32
                                        

Gecikme için üzgünüm. Yine uzun bir bölüm oldu. Ve bir de sormak istediğim bir şey daha var.

Sizce artık tam anlamıyla beraber olmalılar mı? Hem fiziksel;) hem de duygusal olarak. Yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar...

"Her shota hayatından bir kesit öğreneceğim." Dedi ve doldurduğu shotı bana uzattı.

Önüme gelen shot bardağına bakarken, gözlerimi ona çıkardım. Ben nasıl onun hakkında fazla bir şey bilmiyorsam, o da benim hakkımda bir şey bilmiyordu. Ama onun benim göbek adıma kadar bildiğini biliyordum. Bilinen şeyleri öğrenmişti.

"Klasik hikaye." Diye konuştum konunun açılmasını istemezken. Hikayeyi bildiğini biliyordum ama detaylarıyla, gerçekleriyle bilmezdi. Öğrendikleri etrafın bildiği birer yalan da olabilirdi. Bu konu ismimi duyulduğu ilk zamanlar insanlar tarafından konuşulurdu ve laf her yere yayılmıştı. Ne bildiğini merak ediyordum. Çünkü insanlar, böyle bir kızın nereden nasıl çıktığını merak edip uydurmuşlardı.

"Klasik olsaydı karşımda bu kadar güçlü bir kadın durmazdı." Dedi gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmadan. Ettiği iltifat hoşuma giderken, onun gözündeki imajımı sevmiştim. Sadece onun değil, herkesin gözünde 'güçlü kadın' imajımın olduğunu biliyordum.
Unutmak istediğim tüm acı dolu anlar beni dik tutmaya zorunlu bırakmıştı. Şimdi düşündüğümde, belki başımdan bu kadar şey geçmeseydi sıkıcı bir hayatım olabilirdi. Ya da bir erkek yüzünden üzüldüğümde, bunun yaşayabileceğim en büyük kalp kırıklığı olduğunu zannedebilirdim. Oysaki şimdi kadınların bir erkeği bu kadar umursamalarını anlamıyordum. Gerçekten sevseler bile, her ilişkide herkes kendini düşünmeliydi.
Sanırım bu yüzden düzgün bir ilişkim hiçbir zaman olmamıştı.
Güçlü kadın imajımın yanında, kendini düşünen bencil kadın imajım da baş gösteriyordu.

"Ne bilmek istiyorsun?" Diye sordum gözlerimiz hala birbirindeyken. Bilmek istediklerini anlatmak benim için zor olacaktı ama şuan için ona bunu borçluydum. Hala yüzüne baka baka yalan söylediğim gerçeği içimi kemiriyordu.

"Ailen." Diye sordu kendi önündeki shotu kafasına dikip, tek yudumda bardağın boşalmasını sağlarken. Bunları sormak onun için de kolay değildi ki, zorlanıyordu.

"Neredeler?" Diye sordu cümlesine cümle eklerken. Dudaklarım benden habersiz zoraki bir şekilde gülümsedi. Bu gülümseme geçmişin bütün kırgınlıklarını içeriyorken, gözlerine bakamadım.

Aklıma gelen kötü günler içimin siyaha boyanmasına sebep oluyorken, önümdeki shot bardağını elime aldım. Tekilayı içimdeki kötülüğü alıp süpürmesi için kullanırken, boğazımdan akan acı tat serinliğin de etkisiyle ürpertmişti.
Şimdi anlatacaklarım yıllardır anlatmadığımdı. İlk Mezar Yarışlarındaki patronlara anlatmıştım. Daha sonra da Çağın'a.
Bir daha da kimse sormaya yeltenememişti. Bu cümleler ağzımdan çıkmayalı neredeyse 6 yıl olmuştu. İçimde bir yerlerde, kalın, tahta ve büyük kilitli bir sandıktaydılar. Kimse o sandığın içinde ne olduğunu bilmezdi ve anahtarı bir denize atılmıştı.

"İkisi de ölmedi." Dedim gözlerine bakamıyor, dışarıyı izliyorken. Cümlelerimi dışarıya vurmak gözlerimin dolmasına neden oluyorken, buna izin vermedim. Yıllardır akmayan göz yaşları bugün de akamazdı.

"İstenen bir çocuk değildim zaten. Bunu her seferinde yüzüme vururdu babam." Duraksadım. Onu hatırlamak iğrenmeme sebep oluyordu.

"Ama annem." Cümlemi bitiremiyorken yine duraksadım. Derin bir nefes aldım. Göz yaşlarımı yeniden geriye ittiğimde, gözlerimi bu sefer gözlerine sabitledim.

"Anneme tapardım. 8 yaşına kadar her çocuk annesine tapardı. Beni sevdiğini hissediyordum ama babama dayanamıyordu. Babam alkolik, kumarbaz dayanılmaz bir herifti ve abimle annemi nerdeyse her gece döverdi. Daha küçüktüm ki bana elini onlar varken hiçbir zaman sürmemişti ama abim..."
cümleyi tamamlayamadım. Bir damla gözyaşım gözlerimden intihar etmesine izin verdim.

MEZAR YARIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin