3 gün sonra aktif bi şekilde bölüm yayınlamaya başlayacağım. Bir dahaki bölüm cuma gelir gibi görünüyor. Eğer +50 olmadığı sürece de yayınlamam. Hayalet okuyucular umarım kendini biraz belli eder.
Keyifli okumalar.(:"Sinema perdesinde büyük ihtimal Furkan'ın katıldığı yarışları izleniyordur. Furkan sever gövde gösterilerini." Diye konuştum parti evinin yakınında arabada otururken. Dümdüz etrafa bakıyordu. Evin çevresi motorla doluydu. Lüks arabalar daha azken, heryerden zenginlik akıyordu. Paranın hakimiyeti heryerde taht kurmuşken, tam da Aras'lara yakışır parti müziği kulakları çınlatıyordu.
İnsanların kötülerinin çoğu bu evde toplanmışçasına, maskeler etrafta yürüyordu. Böyle insanlar asla sırt yaslayacak türden değildi. Aras'lara sırt yaslamak, kendini uçuruma sırtüstü bırakmak hissi uyandırırdı. Ne mutlu ki, ben böyle bir hatanın çok yakınından dönmüştüm. Ama onlar beni uçurumdan aşağı kendi elleriyle atmak için hevesliydi.
"Projeksiyon için birilerini yumruklamam gerekicek yani." Dedi etrafı taramaya devam ederken.
"İşte şimdi eğlenmeye başlıyorum." Diye de eklediğinde, bana dönüp sırıtmıştı. Cümlesiyle ben de sırıttığımda artık içeri girme vakti gelmişti. Onun önden inmesi, benim daha sonradan girmem lazımken kimseye görünmeden şu işi halledip eve dönmek istiyordum.
Yalın'ın gizlice evime girmesini bile özlemiştim."Fazla olay çıkarmamaya çalış." Diye konuştum tam elini kapı koluna atmış, arabadan ineceği sırada. Dönüp bana baktığında, gayet normal bir şey söylemişim gibi gülümsedi. Gülümsemesi gecenin karanlığında bile parlarken, kafasına taktığı şapkayı otel odasından bulmuştu. Uzun saçlarını arkaya iten şapka, güzel yüzünü gölgelemeye yetmiyordu. Kısa tişörtünün kollarını katlamış, kaslarını ve omuzlarını daha belirgin hale getirmişti. Ceketini eline alıp arabadan inerken,
"Olay göreceli bir kavram bebeğim." Dediğinde göz kırpıp kapıyı kapattı. Geldiğimizden beri tatlılığı üstündeyken, hala onu tanımadığım gerçeği aklımı kemiriyordu. Seri katile benzemiyordu ama ne iş yaptığında, ya da nerde okuduğunu, nasıl bu hayatı kazandığını bilmiyordum. Onunla alakalı öğrenmek istediğim bir dolu şey varken, o anahtarı denize atılmış kara kutu gibiydi.
Ulaşılmaz.
Düşüncelerden sıyrılıp, arabayı park ettiğimde arabadan indim. Anahtarı ceketimin cebine attığımda bu ortamda eve giren kızlara kıyasla sade kalıyordum. Topukluların sesi zangır zangır çalan müziğe inat bağırıyorken, ortam kırmızı ruj habitatına dönmüştü.
Büyük çelik kapıdan içeri girerken kapıdaki görevlilerden birisi gözlüğünü çıkarıp, gözlüğünün arkasından baktığında göz göze geldik. Tanıyacak gibi olmuştu. Hatırlamadığım herhangi bir korumalarından biri olmalıydı. Aras'lar vücutlarında birer ikişer kurşunla gezelerdi. Her an heryerden bir düşmanı çıkar, orada gözlerini ebediyen kapatabilirlerdi.
Herkesin nefreti üstlerine yapışmıştı.İçeri girdiğimde etrafı taradığımda, beklediğim kalabalık beni karşıladı. Heryerde sarhoş insanlar, güzel kızlar, kaslı erkekler, havuz konseptine uygun tipler ve korumalar doluydu. Büyük sinema perdesinde her zamanki gibi yarışlar izletilirken, nerden yansıdığına bakmak için projeksiyonu aradım. Gözlerim hemen karşısındaki projeksiyonu gördüğünde, hemen arkasındaki barda oturan Yalın'ı görmek de gecikmemişti. Yanındaki kızları adeta kahkahalara sokarak güldürüyor, cazibesini kullanıyor ve bir gülüşüyle etkiliyordu.
"Şovmen." Diye içimden geçirdiğimde, güldüm. Duymuş gibi olup bana baktığında, kafasıyla işaret verdi. Herşey kontrolü altındayken, şuan benim sıramdı. Furkan'ı bulmalı kendimi affetirmeye çalışmalı ve elinden bütün servetini almalıydım.
İşte ilk oyuncu bendim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR YARIŞLARI
AcciónBurası özel motor yarışlarıydı. Herkes alınmaz, herkese de anlatılmazdı asıl mesele. Ama şehirdeki herkes adını bilir, gece yarısı yarışların olduğu sokak ve caddelerden geçmeye korkardı. Burası; Motorların şanıyla büyürdü. Kalbi vardı buranın. Tam...