Mina açısı:
Gürültüye uyanmış ve Jungkook'a olanları görmüştüm. Böyle bir şeyin nasıl olabildiğini hala aklım almıyordu. Jimin ve Jungkook onu arabaya taşırlarken ben de onlarla gitmek istemiştim bu yüzden bana bir şey dememişlerdi. Arabada Jungkook'un başı kucağımda oturuyordum. Bir yandan bileğindeki Jimin'in sardığı kumaşları kontrol ediyordum.
Aceleyle çıktıklarından Jimin'in üstü çıplaktı ve Taehyung ceketini ona giydirmişti. Sonunda hastaneye vardığımızda bir sağlık ekibi sedyeyle gelip Jungkook'u yatırdı ve onlarla beraber karanlık kapılardan içeri girdik.
Jungkook müdahale odasına alınırken koridorda üçümüz kalakalmıştık. Az sonra menejer yanımıza geldiğinde beni tanımadığını hatırladım. Normalde Minoh olsam sıkıntı olmazdı ancak beni Mina olarak tanımıyordu. Beni yollamaya çalışsa da kabul edemezdim. Jungkook'u bırakıp gidemezdim. Sırtımı duvara yaslayarak yere çöktüm.
Hemşire yanımıza gelip A grubu kana ihtiyaçları olduğunu söylediğinde Taehyung gözlerinden yaşlar akarak "Benimki AB." dedi.
"Benimki 0, ben veremez miyim?" diye sordum. 0 grubu genel vericiydi sonuçta değil mi?
"Benimki A." dedi Jimin ve ayağa kalktı. Hemşireyle beraber giderken topallıyordu ayrıca kolu da garip duruyordu.
Yaklaşık 10 dakika sonra kan geldi ve içeri girdi ancak Jimin gelmemişti. Ellerim titreyerek telefondan saate baktım. Gece 2 olmuştu. Menejer bir ara ortadan kayboldu ve geri geldiğinde Jimin'in kol ve bacağının alçıya alındığını söyledi.
"O tekme atarken bir çatırdı duydum sanmıştım." dedi Taehyung gözlerinden yaşlar akmaya başlarken.
"Gidip görebilir miyiz lütfen?" diye sordum. Menejer bir bana bir Taehyung'a baktı.
"O bizim en iyi arkadaşımız, hiçbir sıkıntı olmayacaktır merak etmeyin." dedi Tae. Onunla Jimin'in yatırıldığı odaya gittik.
Odada bir hemşire vardı ve Jimin uyuyordu. "Ne oldu?" dedi Tae panikle.
"Sadece sakinleştirici verdik." dedi kadın. "Yoksa yatmamak için direniyordu."
Hemşire odadan çıkarken Tae'yle beraber Jimin'in başucuna ilerledim. Omzundan itibaren bütün kolu alçı içindeydi ve sağ bacağı. Biz buraya gelirken arabayı Jimin'in kullandığını hatırladım. Taehyung ağlıyordu ve yüzünü ellerine gömmüştü yol boyunca. Jimin ise hiçbir şey yokmuş gibi Jungkook'u Tae'yle arabaya taşımış ve arabayı kullanmıştı.
Aklıma Jimin'in biz kırsalda teyzenin yanındayken anlattığı güneş ve ay hikayesi geliyordu şimdi.
"Taehyung?"
"Efendim?" dedi kıpkırmızı gözlerle bana dönüp. Ben de ondan farklı göründüğümü sanmıyordum.
"Ay ve Güneşin hikayesini biliyor musun?"
"Birkaç tane var... hangisi?"
"Bana Jimin'in anlattığı bir tane vardı da."
"Biliyorum onu." dedi ve iç çekti. "Güneş Ay'a aşıkmış bu yüzden bütün ışığını ona yansıtıyormuş ama Ay Güneş'i hiç görmemiş çünkü Dünya'ya bakıyormuş sadece ve Güneşten gelen ışığı Dünyaya veriyormuş. Sonra Güneş Ay'ın karşısına çıkmış ve Ay onun parlaklığından etkilenip Dünya'ya sırtını dönmüş. Güneş tutulması yüzünden Dünya ölmek üzereymiş. Bu yüzden Güneş Ay'ı bırakmış. Sırf Dünya yaşasın diye."
"Evet..."
"Bana bunu birkaç hafta önce anlatmıştı." dedi.
"O kadar yakın zamanda mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK OYUNU (BTS) Maknae Line
Fanfiction3 hikayeniin ilkidir. İkinci hikaye Bias mı İdol mü ve üçüncü hikaye Milyonda Bir Kız'dır. Mina bir gün bir kaza sonucu idol seçmelerine katılır. Ancak idol seçmeleri bir erkek grubu içindir. BTS grubu. Mina erkek kılığında grubun içinde kimliğini g...