Jimin gittikten sonra montumu giyip dışarı çıkmıştım. İçine düştüğüm bu karmaşanın içinden nasıl çıkacaktım ben? Jimin kız olduğumu biliyordu ve diğer üyelerin de anlaması an meselesiydi. Gitmem gerekiyordu birkaç haftadır buradaydım ancak henüz Bay Choi bana gidebileceğimi söylememişti. Bacaklarımı kendime çekip dizlerime sarıldım.
"Uyuduğunu sanıyordum." başımı kaldırıp konuşan kişiye baktım. Jungkook gelmişti. Yanıma oturdu ve iç çekti. "Oyun biraz çığırından çıktı sanırım."
"Hep böyle oyunlar mı oynuyorsunuz?"
"Bu kadar uzun zamanı yedi erkekle geçirince pek mahremiyeti kalmıyor insanın." deyip gülümsedi. "Üstelik eskiden hepimiz tek bir odada kalıyorduk. Yani birbirimizle biraz fazla samimiyiz."
"Birbirinize de böyle davrandığınız için eskisi kadar rahatsız etmiyor beni de."
"Birbirimize böyle davranıyor olabiliriz, ama normalde Tae hemen samimi olmaz. Aramızda en arkadaş canlısı olan gibi görünse de insanlardan hoşlanmayınca onların yüzüne bile bakmaz."
"Yani bana böyle davranması garip mi?"
"Sanırım hepimizin sana davranış biçimi garip."
"Moralin bozuk görünüyor." dedim başını eğmiş ayaklarını izlediğini görünce.
"Bir süreliğine gitmem gerekecek ya."
"Amerika'ya gitmek istemiyor musun?"
"Şu anda pek istemiyorum." utangaçça gülümsedi.
"Neden oraya gitmen gerekiyor?"
"Dans eğitimi almak için, aslında ilk başta ben istemiştim ama sanki doğru bir zaman değil gibi."
"Tek sorun bu mu?"
Ses çıkarmadan ayaklarını yere sürttü sonra derin bir nefes aldı. "Ailemi bir süredir görmedim."
Başını öne eğdiğinden saçları yüzünü kapatıyordu ama sesinin titrediğini duyabiliyordum. Yanına yaklaşıp ona sarıldım. "Gitmeden onları görebilirsin belki."
"İznim yok." diye mırıldandı. "En son gittiğimde dönmeyeceğim diye tutturmuştum ama daha küçüktüm. Annemi uzun zamandır göremiyorum."
"Merak etme." deyip omzuna vurdum. "Onlar hep seni bekliyordur. Gittiğinde görürsün."
"Sana bunu anlatmamalıyım değil mi?" burnunu çekti. "Sen... hiç göremiyorsun."
"Önemi yok. Onlar burada." elimi göğsümün üzerine bastırdım.
"Kolyende mi?"
Güldüm. "Kalbimde, kolyemde de varlar gerçi."
"İçine ailenin resmi mi var? Sürekli takıyorsun onu."
"Evet..." bu defa kollarını uzatıp o bana sarıldı ve çenesini omzuma dayadı.
"Ben senin ailen olurum."
Güldüm. "Teşekkür ederim, bu grup da güzel bir aile gerçekten."
"Evet, öyleler...Vlive açmak ister misin?"
"Vlive mı? O nedir?"
"Canlı yayında fanlarla konuşuyoruz. Eğlenceli oluyor, açalım mı?"
"Beni görmek isteyeceklerini sanmıyorum."
"Neden istemesinler? Onlara kendini tanıtmazsan seni sevemezler." telefonunu çıkardı ve birkaç tuşa bastıktan sonra oturduğumuz bankın koluna dayadı. Ekranda ikimizi görebiliyordum, az sonra yan tarafta yazılar akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK OYUNU (BTS) Maknae Line
Fanfictie3 hikayeniin ilkidir. İkinci hikaye Bias mı İdol mü ve üçüncü hikaye Milyonda Bir Kız'dır. Mina bir gün bir kaza sonucu idol seçmelerine katılır. Ancak idol seçmeleri bir erkek grubu içindir. BTS grubu. Mina erkek kılığında grubun içinde kimliğini g...