Bölüm 31

614 40 32
                                    


Bir bölüm daha ... Hikaye için genel birkaç nokta var aklımda hatta finale de karar verdim gibi ama geri kalanını serbest yazdığım için arada olan olaylar bu belirlediğim noktaları tamamne silebiliyor, ileri atabiliyor ya da değiştirebiliyor. Aklımdaki güzel şeyleri kaybetmeden yazmaya çalışıyorum. Finale daha var düşündüklerime bakınca..

Yorum atan güzel ellerinizi ısırıcam :D Siz yorum yazdıkça benim de hikayeyi yazasım geliyor. Ama bir hikayeyi yazarken diğer hikayeden bi soğuyorum nedense o yüzden sıcakken bunu yazayım dedim.


"ÇIPLAK RESMİMİ Mİ ÇİZDİN?"

"Sen bunu nerden duydun?" diye sorduğunda arkamdan odaya giren Taehyung elini kaldırdı. "Taehyung!"

"Biraz dayak ye istemiş olabilirim." Taehyung omuz silkip sırıttı.

"Defteri görmek istiyorum." dedim sinirle.

"Özel defterimi kimseye göstermek zorunda değilim."

"JUNGKOOK!" hırlayarak üstüne yürüdüğümde ellerini teslim olur gibi kaldırdı.

"Tamam, tamam."

"Ne bu bağırış?" Jhope'un kapıdan gelen sesini duymuştum ama o kadar sinirliydim ki ona odaklanamıyordum.

Jungkook çantasındaki defteri çıkarıp bana uzattığında defteri açtım. İlk sayfalarda benim gördüğüm bir iki resim vardı aralarda da Minoh halimle olan birkaç resim görmüştüm. Dolu olan son sayfaya geldiğimdeyse ağzım açık kaldı. Resmen göğsüm açıktı... bu kadar gerçekçi olmasına şaşırarak ona baktım sonra tekrar resme döndüm. Göğsümün kenarındaki küçük ben bile oradaydı. Onu görmemle iyice köpürdüğümü hissettim.

"Sen beni mi izliyorsun sapık!" yanımdan geçerek dışarı kaçmaya çalıştığı sırada defteri kafasına fırlattım. Bu sırada Bahm ciyak ciyak havlıyordu.

"Gürültüden çalışamıyorum ne oluyor?" Yoongi de kapının önüne gelmişti. Kaçmaya çalışan Jungkook'u Jimin yakaladı ve bize doğru çevirdi. Bu sırada Yoongi yerdeki defteri aldı ve resme baktı. 

Başımı ellerimin arasına alarak kaybolmak istedim. Herkes resmen göğüslerimi görmüştü şu an. Jungkook kaçmak için bir atak daha yapınca sinirle bağırdım. "Kaçma! Gel buraya öldüreceğim seni." o sırada keyifle gülen Taehyung'a ölümcül bir bakış attım ve sustu. Boğazını temizleyerek başını eğmişti.

"Bu Mina değil mi?" diye sordu Jhope. 

O sırada Namjoon da aramıza katılmıştı ve Yoongi'nin elindeki deftere bakıyordu. "Bu kargaşa Mina için mi? Ne oldu Minoh da mı ondan hoşlanıyormuş?"

Yoongi sırıttı. İlk defa güldüğünü görüyor olabilirdim. "Yah siz ne salaksınız." dedi onlarla alay ederek. "Minoh zaten Mina."

Ve işte.. zurnanın zırt dediği yer. Namjoon gülerken Jhope kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Herkesin sessiz olduğunu gören Namjoon'un da gülmesi kesildi. "Siz ciddi misiniz?"

"148 IQ götüm."  dedi Yoongi kollarını göğsünde bağlarken.

"Ne yani, burada dönen bu muydu?" Jhope şaşkın şaşkın yüzümüze bakıyordu. "Sen Mina mısın?"

Derin bir nefes alıp yavaşça başımı salladım.

"Şaka değil mi?" Jhope onlardan bir tepki almayı umarak diğer üyelere bakıyordu ancak Maknae grubu sessizdi. "YAH!"

Kafamdaki peruğu çıkarıp yere attım ve bir ıslak mendille yüzümü sildim. Jhope'un suratındaki şok ve O harfi şeklinde açılmış ağzı her şeyi anlatıyordu aslında. "Yah! Bir gariplik hissediyordum ama bu kadarını düşünemezdim." dedi transa geçmiş gibi bana bakarak.

ERKEK OYUNU  (BTS) Maknae LineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin