Bölüm 2

1.6K 65 82
                                    


Stüdyoda çalışırken aynadan içeriye birinin girdiğini gördüm ve arkamı döndüm. "Şu an benim çalışma saatim." Sonuçta iznim vardı

Çocuk başını kaldırdı. Sınıftaki çocuktu.

"Çalışma saatlerini kim belirliyor?"

"Yöneticiler?"

"O yöneticileri de ben yönetiyorum." Havlusunu yere fırlattı ve müzik çalara uzanıp kapattı. "Berbat bir şarkı."

"Stüdyoların bir planlaması var, kafana göre gelemezsin."

"Burası benim stüdyom, benim kazandığım parayla işletiliyor. İstediğim zaman gelirim."

"Etik olduğunu mu düşünüyorsun? Burayı saatiyle kiralayan insanlar var."

"Ama sen kiralamadın değil mi? Boş günlerde kullanıyorsun, çizelgede adın yazmıyor."

"Anlaşmam var."

"Benim de pratik yapmam lazım."

"Başka bir sürü stüdyo var içeride, neden buraya gelmek zorundasın?"

"Canım burayı kullanmak istiyor."

Bu çocuk sınıftaki o sevimli çocuğa hiç benzemiyordu. "Yalancısın değil mi?"

Omuz silkti. "Kaba bir kızsın. Selam vermekten bile bir habersin. Bakışlarını gördüm."

"Benim bakışlarımı mı?"

"Sınıfta." dedi kaşlarını kaldırarak. "Kendine çok güveniyorsun sanırım."

"Herkes fanın olmak zorunda değil."

"Fanım olman çok da umurumda değil. Şimdi izninle çalışmalıyım." Kendi müziğini başlatıp aynanın karşısına geçti. "İzlemek istersen kal, belki bir şeyler öğrenirsin."

Bunu iyi niyetle söylemediği dudağının kenarındaki sırıtıştan belli oluyordu. Eşyalarımı toplayıp stüdyodan çıktım. Oysa daha çalışmak için vaktim vardı. İç çekip toparlandım. 

***

Gece bir türlü uyuyamamıştım başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Alnımı sıraya dayayıp gözlerimi kapattım. Sinirlendiğimde düşüncelerimi susturamıyordum ve bu bütün uyku düzenimi alt üst ediyordu.

Jimin'in içeri girdiğini anlamak için başımı kaldırmama bile gerek yoktu çünkü bütün sınıf deliye dönmüştü yine. Başımı kaldırmadım. "Günaydın, Mina." önümde duruyordu bunu anlayabiliyordum. İstemeye istemeye yüzünü görebilecek kadar başımı kaldırdım. "Günaydın."

"Dünkü tartışmadan dolayı özür dilerim, biraz moralim bozuktu. Kırgın değilsin değil mi?"

Şimdi durduk yere neden özür diliyordu ki? Ayrıca gözlerinde samimiyetten eser yoktu.

"Ne tartışması?"

"Siz dün görüştünüz mü?"

Kızlardan ve erkeklerden yükselen sesler olayı kişisellikten çıkarmıştı maalesef.

"Mina dans stüdyosunda çalışıyor orada denk geldik. Değil mi Mina?"

Bunu neden söylüyorsun ki?

"Kırgın değilim." dedim sadece ve defterimi çıkarmak için çantama döndüm.

"Sevindim." Geçip arkama oturdu.

"Ne kırgınlığı? Neden tartıştınız?"

Harika, şimdi bütün kızlar etrafıma toplanacaktı. Yan gözle ona baktığımda gülümsediğini sezdim. Saçları yüzünü gölgelemişti ancak ağzının kenarındaki o küçük şeytani sırıtışı gördüğüme yemin edebilirdim.

ERKEK OYUNU  (BTS) Maknae LineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin