Park macerası hayli uzun sürmüştü. Ne zaman gitmek için ayaklansam Özgür gitmemek için ağlıyordu ve abimler de beni geri oturtturuyordu. Bir şekilde başarıp restorana gelebilmiştik. Arabanın bagajından bebek arabasını çıkarıp getiren Ömer abime ise bir kez daha hayran olmuştum. Böyle ince detayları düşünmesi beni mutlu ediyordu.
Özgür bebek arabasında uyurken Egemen abi de beni göğsüne doğru çekmişti. Siparişlerimizi bekliyor, etrafı izliyorduk. Restoran oldukça şık ve görkemliydi.
"Beğendin mi?" dedi Egemen abim restoranı kast ederek. Başımla onayladım onu. "Pahalı bir yere benziyor, öyle mi?" dememe güldü. "Sana beleş, fıstık." Çapkınca konuşarak burnunu çekti. Bu haliyle gerçek bir sapığa benziyordu.
"Şey," dedim olduğum yerde dikleşerek. "Baba dediğiniz kişi, tehlikeli biri mi?" Merak ediyordum, evimden beni alıp yanlarına taşındıracak kadar bir etki yaratmıştı adam. Umut abi alayla güldü.
"Tehlikesi denizde damla, hiçbir şey yapamaz o it."
"Yine de seni rahatsız edip para isteyeceğine emindik, o yüzden yanımıza gelmeni istedik." dedi Utku abi. Ardından ekledi. "Bizimle olmaktan rahatsız mısın?"
Hızla kafamı sağa sola salladım. Yanlış anlaşılmak istemiyordum. "Hayır ondan değil. Sadece merak ettim o kadar."
Siparişler gelince büyük bir iştahla salatama gömüldüm. Fazla aç olmadığımı sandığım düşüncesiyle salata söylemiştim ancak yanıldığımı yemekler gelince anlamıştım.
"Aç ağzını." diyen sesle karşıma baktım. Çatalındaki büyük et parçasını bana uzatıyordu Ömer abi. Almamı istercesine elini sallayınca uzanıp eti ısırarak ağzıma aldım. Gülümseyerek geri çekildi.
"Salatayla doyulur muymuş, ortaya konur o." diye mırıldandı.
"Dedim ya abi, karnım pek aç değildi diye."
"Karnı aç olmayan insan bile salata yemez kızım. Restorana gelmiş salata diyor." Egemen abi de konuşmaya başlayınca bıkkınlıkla nefesimi verdim.
Özgür hareketlenmeye başladığında telaşla bebek arabasını salladım. Uyanırsa burayı birbirine katardı.
"Ye yemeğini sen, ben hallederim." Utku abi sandalyesini çekerek Özgür'ün yanına doğru gitmişti. Onu hafiften sallayınca minnetle gülümsedim.
"Ben de sizi arıyordum birkaç yıl öncesine kadar." dememle merakla kafalarını kaldırdılar.
"Bir ailem olduğuna, beni istediklerine o kadar emindim ki... Yetimhanede hep boşa ümitlendiğimi söyler dururlardı. Beni buraya bırakan insanların geri almak istemeyeceğini söylerlerdi. Pes etmemiştim, hep ümitle aramıştım o güne kadar."
Son cümleme doğru sesim kısılırken sertçe yutkundum. Hayatımın dönüm noktası olan o kara gün beni bambaşka bir insan yapmaya zorlamıştı.
"O gün." dedi Umut abi. "Bize anlatamadığın şey mi?" Kafamı salladım onaylarcasına. Ömer abi çatalını masaya bıraktı yavaşça.
"Artık önümüze bakıyoruz. Hep beraberiz, geçmiş yılların acısını birlikte çıkaracağız. Söz veriyorum güzelim."
"Acısını çıkarmak derken, ne gibi şeyler mesela abiciğim?" Egemen abi heyecanla Ömer abime doğru eğilmişti. Gülerek Ömer abime baktım.
"Mutlaka kendine bir pay çıkart zaten, zevzek."
Yemekler bittiğinde Özgür giderek huysuzlanmaya başlamıştı. Huyunu bildiğim için arabaya binmeden, bebek arabasını süren Ömer abime döndüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/290376487-288-k177669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Teen Fiction"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...