24 - Mahkeme

22.3K 1.4K 103
                                    

Mahkeme Günü

"Eylül abla ben inanıyorum, hiçbir sorun çıkmayacak. Göreceksin."

"Umarım çıkmaz Gizem. Eğer ağlarsa biraz pencerenin önüne götür olur mu? Hava alınca iyi hissediyor."

Kafasını sallayarak kucağındaki oğluma döndü. Ben de aynı şekilde ona baktım.

"Anne gidelim."

"Gideceğiz her şeyim, az kaldı." dedim burnunu öperek. Minik elini bırakmıyordum.

Salonda duyduğum iğrenç ses ile, kafam aniden oraya döndü. Ömer abim çenesini sıkarak gelene bakarken benim de ondan bir farkım yoktu.

"Karıcığım, oğlum..."

"Ulan it herif!" dedi Utku abim öne atılarak ancak Akın Bey tarafından durduruldu. Yanında avukatıyla dimdik durarak bana baktı Baran. Egemen abim anında kendine doğru çekti beni.

"Şu şekilde seslenmeyi kesmezsen dişlerin hakkında yaptığım planları uygulayacağım, pezevenk." dedi Ömer abim.

"Yakışıyor mu size, mahkeme salonunda tehditler falan?" diyerek Akın Bey'e baktı.

"Ne biçim avukatsanız artık..." diye mırıldandı. Akın Bey yarım ağız gülümsedi ona karşı.

"Kışkırtıcı kelimeler kullanan sizsiniz, Baran Yücesoy. Burada haklı olanı tartışmayacağım."

Ona bakmamak için tekrar oğluma döndüm. Giydirdiğim kalın montuna iyice sokulmuştu.

"Davacı Baran Yücesoy. Vekili, Avukat Mehmet Yıldız."

Mahkeme salonundan gelen sesle hızla abime döndüm. Elimi sıkarak destek oldu bana. Onların hakkını ödeyemezdim, her koşulda yanımda olduklarını hissettiriyorlardı.

"Davalı Eylül Işık. Vekili, Avukat Akın Korkmaz. Mahkeme salonuna."

Akın Bey yanıma gelerek elini öne doğru uzattı geçmem için. Beraber içeri girdiğimizde ne yapacağımı bilemediğim için onun peşinden ilerledim. Yanına kurulur kurulmaz tam karşımıza da Baran ve avukatı oturmuştu. Abimlerin burada olması da beni iyi hissettiriyordu.

Karşılıklı savunmalar şeklinde geçen mahkeme, giderek iyi bir hal alıyordu çünkü her şey benim, bebeğimi almam yönünde olumlu ilerliyordu. Gülümsememi solduran şey ise çalan kapı oldu.

"Baran Yücesoy için tanık var sayın hakim."

"Gelsin."

İçeriye giren kişi, Buraktı. Sırıtarak bana baktıktan sonra yüzündeki ifadeyi hüzne çevirdi. Abimler çatık kaşlarıyla neler olduğunu anlamaya çalışırken hızla Akın Bey'e döndüm.

"Sakin ol." diye fısıldadı bana sadece.

"Sayın hakim. Abim ile hastaneye gittiğimiz gün Eylül Hanımla karşılaştık." dedi Burak.

Ne?

"Onları konuşurken görünce dinlemek istedim. Konuşma kötü bir hal alınca videoya aldım. İzninizle videoyu size de izletmek isterim. Eylül Hanım, abime tokat atmıştır."

Gözlerimi sıkıca yumdum. Akın Bey'in bana doğru döndüğünü hissettim. Muhtemelen abimler de şaşkınca olan biteni anlamaya çalışıyorlardı. Tek duam, bu saçma videonun işe yaramamış olmasıydı. Salonda sesim yankılandığında, gözlerimi açtım. Büyük ekranda Baran ve ben vardık.

"Eylül yapma böyle. Ben sana bir adım atıyorum. Gel evlenelim, oğlumuzla güzel bir hayat yaşayalım. Ben affettim seni, oğlumu sakladın ama affettim."

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin