"Anne pisi gördüm."
"Evet, çok güzeldi ama artık uyumamız lazım."
"Anne."
"Efendim annem?"
"Pisi gördüm."
Oflayarak alnımı beşiğin korkuluğuna yasladım. Geldiğimizden beri Özgür'ü uyutma çabam başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Konuşmayı yeni yeni sökmesinin heyecanıyla durmadan bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
Kapım tıklandığında "Gel." dedim kafamı kaldırmadan. Gülme sesiyle gelene baktım.
"Yardım çığlıklarını duyar gibiyim." dedi Ömer abim. Sandalyeyi yanıma çekti ve oturdu.
"Uyumamakta kararlı." dedim ben de. Ardından aklıma takılan soruyu sordum.
"Baran'a ne oldu abi?"
Gülen yüzü soldu anında. Sertçe yutkundu.
"Sana söyleyeceğim ama bu konuyu irdelemeyeceksin anlaştık mı?"
"Tamam, söz."
Derin bir nefes alarak Özgür'e baktı.
"Özgür'ün bir ablası varmış."
"Ne?" dedim aniden. Taşları yerine oturtmaya çalışıyordum aynı zamanda.
"Özgür'den iki yaş büyükmüş ama... Trafik kazasında vefat etmiş. Üstelik bunun sebebi o it, Baran."
"Nasıl... Ne demek o abi? Baran kendi kızını mı öldürdü?"
"Hayır, kızı arabadayken içkiliymiş. Sarhoş sarhoş araba kullanıyormuş. Kaza olunca kaçmış gitmiş. Bunu bildiğimi öğrenince korktu tabi. Delil arıyorum şimdilik. Dışarda dolanması giderek tehlikeli bir hal alıyor."
"Annesi?" diye sordum korkarak. "Bilmiyorum." dedi. "Onun hakkında bir şey bulamadım."
"Peki mahkeme? Numaramı da değiştirdik aniden dava açarsa ne yapacağız?"
"Elinde yeterli delili yok güzelim. Avukat arkadaşım var, bu konuyu konuşuyoruz. O zamana kadar da bu işin peşini bırakmayacağım."
Kafamı yavaşça sallayarak uyumayan oğluma döndüm. Abim de ona bakınca Özgür heyecanla konuştu.
"Dayı."
"Dayım?"
"Pisi gördüm."
Kısık bir gülme sesi çıktı ağzımdan. Bekle sen Ömer bey, geliyor gelmekte olan.
"Biliyorum dayıcığım, çok tatlıydı."
"Dayı." dedi tekrardan. Abim sorgular bakışlar attığında Özgür ile aynı anda konuştum.
"Pisi gördüm."
-
Sabah olur olmaz, her ne kadar yorgun olsam da zorla kalkmıştım. Özgür'ün hastanede genel kontrolü vardı. Ömer abim ne kadar ısrar etse de tek gitmek istediğimi belirtmiştim. Beni hastaneye bıraktıktan sonra içeri girip oğlumla oradan oraya gitmiştim. Neyse ki değerleri gayet normaldi.
"İyi günler, durağınıza yakın olan hastaneye bir taksi rica edebilir miyim?" diyerek oğlumun şapkasını başına taktım. Telefondaki adam onaylayınca kapatarak yere indirdim. Bu aralar kucağa gelmemek için ısrarcıydı.
Hastanenin kapısının önünde taksiyi beklerken elimi tutan miniğime baktım. Gözleri etrafı tarıyordu.
"Oğlum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Novela Juvenil"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...