35 - Maç

20.5K 1.4K 404
                                    

Hazırladığım cipsleri içeriye götürdüğümde, salonun haline üzüntüyle baktım. Hepsi bir koltuğa sırasıyla dizilmiş maçın başlamasını bekliyorlardı. Önlerindeki masada hastaneden yeni çıkmış birinin yememesi gereken ne varsa bulunuyordu.

Ömer abim ve Umut abim sarı kırmızıya bürünmüşken, yanlarında oturan Utku abim ve Egemen abim baştan aşağı sarı lacivertti.

Özgür ise başında galatasaray şapkası, üzerinde fenerbahçe formasıyla aralarında oturuyordu.

"Abi çıkart şunu ya!" dedi Egemen abim sinirle. Eli Özgür'ün şapkasındaydı.

"Çek oğlum elini, çocuk büyüdüğünde sırf bu giydirdiğin forma yüzünden küsecek sana." Ömer abim Egemen abinin elini ittirip Özgür'ü sıkıca öptü. Etraftaki atmosferi çok sevdiği her halinden belli olan miniğimin keyfine diyecek yoktu. Elindeki peluş ayısını sallayarak dayılarını izliyordu.

"Eylül, gel güzelim yanıma." diyerek kolunu açtı Utku abim. İkiletmeden yanına oturup kolunun altına girdim. Koltuğun ucunda oturmamı avantaj olarak kabul etmeliydim sanırım.

"Eylül'ü kendi tarafına çekemezsin, hain ikiz." dedi Umut abim Utku abime mısır atarak. Yerlere bakmaya korkuyordum, kim bilir ne kadar pisti.

"Çektim bile, değil mi kız?" diyerek bana baktı Utku abim.

"Abi ben takım falan tutmuyorum ki, siz izleyin ben şurada telefonumla oynarım olmaz mı?"

"Daha neler!" dedi Umut abim. "Hep beraber izlenecek o maç, cimbomun zaferini kutlayacağız."

Abimler konuşmaya devam ederken ben çoktan telefonumu çıkarmıştım bile. Kafamı Utku abimin omzuna yaslayarak sosyal medyada gezindim bir süre. Ardından aklıma gelen mesajla anında doğruldum. Fazla abartmış olmalıydım ki, garip garip bakıyorlardı bana.

"Şey, Emir Rize'ye gitti mi diye soracaktım." dedim sakince. Ömer abimin kaşları çatılırken Özgür'ü dikkatle koltuğa koyup bana döndü.

"Hayırdır ne alaka?"

"Bana mesaj atmış, konuşmak istiyormuş. Sizin de yanımda olmanızda sakınca yokmuş."

Egemen abim kucağındaki cips kasesini masaya bırakıp ellerini çırptı temizlemek için. "Lan derdi ne bu çocuğun, dalga mı geçiyor?"

"Ne diyorsa desin abi," dedi Umut abim Ömer abime doğru. "Bizim yanımızda konuşsun işte."

Ömer abim bana baktı düşünürcesine. Ardından elini uzattı. "Telefonunu ver bebeğim, mesaj atayım yarın gelsin zırvalasın."

Telefonumu ona verip yaslandım geriye doğru. Utku abim tekrardan saçlarımı okşamaya devam etti. Bacaklarını doktorun söylediği gibi fazla zorlamamaya çalışıyorduk, o da hareketini kısıtlıyordu. Vücudunu hareket ettirmek için yardıma ihtiyacı oluyordu.

"Aha başlıyor." dedi Egemen abim heyecanla. Özgür'ü kucağına alıp şapkasını Ömer abime vermişti. Ömer abim gözlerini devirerek şapkayı tekrar taktı Özgür'e.

"Egemen, çocuğu yanlış yerlere yöneltiyorsun!"

Oğlumun mutluluğunu gördüğümde gülümsedim. Utku abimin dikkatle beni incelediğini anlayınca kaşlarım havalandı. Omzunda yattığım için başımı hafifçe yukarı kaldırdım.

"Niye öyle bakıyorsun?" dedim utançla.

"Bir insan nasıl bu kadar güzel gülebilir, ona bakıyorum."

Eridim.

Kafamı aniden yere doğru eğdim. Abim burnundan gülerek omzumdaki elini belime atıp daha da çekti kendine. Gözleri maça odaklandığında yanımdaki mısırdan ufak ufak onun ağzına atıyordum.

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin