39 - Kurtulmak

19.4K 1.6K 418
                                    

"Abi ne yapıyorsun, dur!" dedim telaşla. Beni duymuyor gibiydi. Egemen abim yanına giderek cam kırığını almaya çalıştı.

"Abi Eylül korkuyor, bırak şunu."

"Ateş, Eylül'ü eve götürür müsün?" diyen Umut abime döndüm hızla. Benimle göz göze gelince anında çekti gözlerini.

"Gitmiyorum, başınıza bela alacaksınız!"

"Eylül söz veriyorum, abimin böyle bir şey yapmasına izin vermeyeceğim. Şimdi uğraştırma bizi ve git tamam mı? Özgür daha fazla üşümesin."

Utku abimin sözleriyle yutkunarak Ömer abime baktım. Gözlerini bir an olsun Baran'dan çekmiyordu.

"Hadi Eylül." dedi Ateş arabasının ön kapısını açarak. Koltuğa dikkatlice baktıktan sonra bana döndü. "Cam kırığı yok ama yine de dokunma etrafa."

Oğluma dikkat ederek yavaşça bindim. Ateş, Utku abimden anahtarı aldıktan sonra şoför koltuğuna geçerek arabayı çalıştırdı.

"Bu yaptığıyla kendi ayağına sıktı. İşimi kolaylaştırdı. Şerefsize gidip teşekkür edeceğim neredeyse."

"Kanıtlayabilir miyiz peki?"

Göz ucuyla bana baktı. "Kameralar var orada. Olmasa bile benim bir polis olduğumu unutuyorsun sanırım."

"Umarım işe yarar." dedim tekrardan oğluma dönerek. Hafifçe iç çekiyordu.

Eve gelir gelmez odama geçip Özgür'ün üzerini değiştirmiştim. Kendi üstümü de değiştirip beşiğine yatırdım oğlumu. Fazla zorlamadan uykuya dalmıştı. Kapının çalma sesiyle koşar adım merdivenleri inerken, Egemen abimi gördüm.

"Abi." diyerek sımsıkı sarıldım beline.

"Dur kız, gören de savaşa gittik sanacak." dedi gülerek. Saçlarımdan öpüp kendinden ayırdı beni.

"İyi misin?" demesiyle başımı salladım. Salonda ondan başka kimse yoktu.

"Abimler nerede?"

"Ateş ile beraber karakola gittiler. Muhtemelen bir hafta içinde hayatımızda o yavşak herif yer almayacak."

Koltuğa oturduğumuzda hafifçe bana döndü. "Şimdi bu geceyi unutuyorsun ve abinin kollarında mis gibi bir uykuya merhaba diyorsun."

"Uyumak istemiyorum, abimleri bekleyeceğim."

"Hı hı bekle. Sonra azarı ben yiyeceğim. 'Bu kız niye dinlenmedi Egemen? Ne biçim abisin Egemen? Çocuk musun Egemen?'"

Konuşurken iyice yatırmıştı beni. Kendisi oturur durumdayken benim ayaklarım koltuğa doğru uzanmış, başım göğsüne gelir bir şekildeydi.

"Emir ile ne konuştunuz abi?" dedim bir anda. Emir'in, onları Baran için oyaladıklarını bilmiyorlardı. Yarın ilk işim bunu onlara anlatmak olacaktı.

"Özür diledi, pişmanım falan dedi. Düşünme sen onu."

Eli sırtıma değdiğinde acıyla dolu bir inleme çıktı ağzımdan. Abim kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Ne oldu? Bir yerin mi acıyor?"

"Hayır. Rahat edemedim de şimdi iyiyim."

Başımı tekrar göğsüne yatırdım. Burada uyursam abimlerin geldiğini rahatça duyardım.

Abim de başını geriye yaslayarak tuttuğu elimi minik hareketlerle okşuyordu. Günün yorgunluğuyla çok kısa bir sürede uyumuştum.

Duyduğum kapı sesi, abimin de benim de uyanmama neden olmuştu. Gözlerimi açmak için çabaladığım sırada Egemen abimin saçlarıma yaptığı tüy gibi dokunuşlar uykuya geri yönlendirdi beni.

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin