Herkes gittikten sonra duş almak için odaya çekilmiştim. Saçlarımı da kurutarak banyodan çıktım. Oda Özgür'ün oyuncaklarıyla dolu olsa da toplayacak mecalim yoktu çünkü ayaklarım isyan etmeye başlamışlardı.
Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp elime aldım. Yabancı numaraydı.
Korkarak telefonu açtım. Kulağıma götürdüğümde beklediğim ses duyulmuştu.
"Sakın kapatma!" dediğinde telefonu sıktım.
"Demek oğlumuzun adını Özgür koydun, öyle mi?" diye ekledi. Sinirle konuştum.
"O senin oğlun değil, benim oğlum." dedim sessiz olmaya çalışarak.
"Mahkeme ne der sence? Gidip öğrenelim diyorum."
"Yapamazsın. Mahkeme senin gibi bir pisliğe oğlumu hayatta vermez. Üstelik ben seni şikayet edince neler olacak sanıyorsun?"
"Bunu ispatlayamazsın karıcığım. Evlendik, anlaşmalı boşandık. Evliliğimizde hiçbir sıkıntı olmadı. Şikayetinin hiçbir değeri yok."
Allah'ın belası!
"Ve emin ol, benden oğlumu saklayan bir anneye bebek verileceğini hiç sanmıyorum."
"Ne istediğini söyle artık!" dedim dayanamayarak. "Ağzında geveleme lafı, dava açmamak için benden bir şey istiyorsun söyle!"
"Kocanı bu kadar iyi tanıman gözlerimi yaşarttı Eylül... Tekrar evleneceğiz yavrum. Sen, ben, oğlumuz Almanya'da hep beraber yaşayacağız."
"Ne?" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.
"Şayet bunları sevgili abilerin duyarsa, ya da kabul etmediğini söylersen o zaman mahkeme yoluyla sadece oğlumu alır giderim. Anlayacağın, bana fark etmez. İyi geceler güzel karım."
Telefon kapanır kapanmaz elimden düştü. Bu aptalın oyununa kanmayacaktım.
Titreyen ellerimi bir süre dizginlemeye çalışsam da başarılı olamadım. Hıçkırıklarımın çıkmaması için elimi ağzıma bastırsam da olmuyordu. Göz yaşlarımı silip odamdan çıktım. Abimlere anlatmam gerekiyordu, bu şerefsiz onlardan delicesine korkuyordu.
Merdivenlerden yavaş yavaş indiğimde beni görmemişlerdi. Umut abimin kucağında olan oğlum, fark ederek bağırdı. "Anne gel!"
"Eylül?" dedi Ömer abim yanıma gelerek. "Güzelim ne oldu?"
"Abi..." dememle herkesin şüpheli bakışlarının hedefi olmuştum. Sesim o kadar titrek çıkıyordu ki, anlatacak mecal bulamıyordum.
"Eylül korkutma bizi, ne oluyor?" dedi Utku abim. Ömer abim yüzümü avuçları arasına aldı.
"Söyle abim, ne oldu anlat hadi."
"Aradı... Abi tehdit ediyor beni, ne yapacağımı bilmiyorum."
"Hassiktir artık ya!" dedi Umut abim bağırarak, Özgür'ü oyun halısına bıraktığını gördüm. Sesinden dolayı irkildiğimde Ömer abim kollarını bana sardı. "Umut." dedi uyarırcasına.
Saçlarımı okşayıp bir süre sakinleşmemi bekledi. Koltuğa oturttuğunda tamamen bana doğru dönerek yüzüme baktı.
"Size söylememi istemedi, lütfen belli etmeyin. Size söylersem ya da teklifini kabul etmezsem mahkemeye gideceğini söylüyor."
"Ne teklifi? Ne dedi o piç?" diyerek karşıma, masaya oturdu Egemen abi.
"Onunla evlenmemi istiyor."
"İbnedeki cesarete bak! Lan sen kimsin de kardeşimi tehdit ediyorsun!"
Utku abim bağırdığında Ömer abime daha da sokuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Teen Fiction"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...