"Eylül! Hazır mısınız?"
"Geliyorum!"
Özgür'ü kucaklayarak çantamı sırtıma taktım. Aşağı indiğimde açık kapıyı görünce abimlerin dışarda olduğunu anlamıştım. Kapıdan çıkıp kilitledikten sonra yanlarına gittim.
"Bu ne abi?" dedim siyah arabayı göstererek. Minik bir minibüs tarzı arabaydı. Ya da benim tabirimle, mafya arabasıydı.
"Onca yolu sıkış pıkış gidemezdik. Bebek koltuğu da var, atlayın hadi." dedi Ömer abim. Şöfor koltuğuna geçtiğinde yanına Utku abim geçmişti.
"Buyrun hanımefendi." diyerek kapımı açtı Umut abi. İçeri girmemi bekledikten sonra onlar da yerleşmişlerdi.
Benim oturduğum yerin karşısındaki koltukta bebek koltuğu vardı. Özgür'ü dikkatlice oturtup kemerini bağladım. Ağzına emziğini verdikten sonra yaslandım.
Ömer abim arabayı çalıştırıp dikiz aynasından arkaya baktı. "Uykum geldiği an sen süreceksin Egemen."
Oflayarak gözlerini devirdi Egemen abi. Yükseklik korkusu olduğunu yeni öğrenmiştim. Uçaklardan deli gibi korktuğunu da tabii. Bu yüzden arabayla gidiyorduk.
"Abi, beni kabul ederler mi?" diye sordum yanımda oturan Umut abiye. Kolunu omzuma atıp kafasını geri yasladı.
"Her şeyden haberleri var merak etme. Sen eğlenmene bak."
"Ane!" diye çığlık atan oğluma döndüm hızla. Elindeki emziğini yere atınca kaşlarımı çattım. "Bebeğim ne oldu?" dedim emziğini yerden alarak. "Ane benim!"
Umut abiye bakarak söylediği cümle kahkaha atmama neden oldu.
"Bak ya, abisiyim ben onun. Sus bakayım sen."
Çantamdan temiz emziği çıkarıp ucunu Özgür'ün tişörtüne taktım. Bu gidişle emzik bırakmayacaktı.
"Uykun geldi mi annecim?" dememle doğruldu. Bu onun uyumak istemiyorum deme şekillerinden biriydi.
"Yandık, bu sıpa uyumaz." diyen Egemen abim elini alnına koymuştu.
"Senin horlamandan biz uyuyabilecek miyiz acaba." Ömer abinin sokranarak konuşmasına karşılık öne doğru atılıp kafasını ortadan şöfor koltuğuna uzattı.
"Ben mi horluyorum? Nerde görülmüş?"
Umut abim Egemen abinin kazağından çekerek geri oturttu onu. "Kaza yaptıracaksın, dur durduğun yerde."
Onlar konuşurken kafamı cama yaslayarak kararmış havayı izledim. Ara sıra oyuncağıyla oynayan oğlumu kontrol ediyordum.
-
"Eylül, uyan abicim mola verdik."
Gözlerimi yavaşça araladığımda Utku abim bana bakıyordu. Arabada kimse yoktu. Gülümseyerek oturduğum yerden doğrulup uzattığı elinden tuttum. İyice kararmış olan hava soğuğuyla birlikte gelmişti. Omzuma bırakılan ceketle abime döndüm.
"Abimler bizi bekliyor, hadi."
Uyku mahmurluğuyla ilerleyip tesisin yanındaki yere girdik. Cam kenarına oturmuş olan abimler Özgür'e yemek yedirmeye çalışıyorlardı. Masa çoktan donatılmıştı.
"Uyuyan güzel, hoşgeldin." dedi Egemen abim. Tam karşısına oturmuştum.
"Sen biraz daha uyu diye yemekler gelince uyandıralım dedik." dedi Ömer abim. "Bıraksanız bir gün boyunca uyuyabilirim abi." dememle güldü.
"Ane geldi!" diyen oğluma öpücük gönderdim. "Annen ölsün sana."
"Kızım ne biçim konuşuyorsun, sus." diyerek gözlerini devirdi Umut abim. Bu hali oldukça tatlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Teen Fiction"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...