28 - Düğün

25.9K 1.4K 156
                                    

Yemekleri yedikten sonra hepimiz salona kurulmuştuk. Yaptığım yemek ve tatlıları gören abilerim öyle bir sevinmişlerdi ki, bilmesem aç kalıyorlar derdim. Koskoca restoran sahibi olan Ömer abim bile birkaç tabak üst üste yemişti.

Ömer abimin söylediğine göre, ses kayıtları polislere teslim edilmişti. Şu an sadece beklemek kalmıştı bize.

Film gittikçe sıkıcı bir hal aldığında Ömer abimin belimdeki parmaklarıyla oynamaya başlamıştım. Burnunu saçlarıma gömdü anında. Onlar için film oldukça heyecanlı gidiyor gibiydi çünkü çıt çıkmıyordu kimseden.

İyi hoştu da, film boyunca araba sürüyorlardı. Başka bir şey yaptıkları yoktu yani. En iyisini Özgür, erkenden uyuyarak yapmıştı.

"Şu adamı bir öldüremedi senarist. Bir sonraki filmde öldürsünler." dedi Egemen abim. Mısır kasesinden üç beş tane alarak ağzına atıyordu. Ömer abim dilini şaklattı onaylamaz bir şekilde.

"O adam ölürse filmin anlamı mı kalır, öldürmezler onu."

"O zaman hastanelik etsinler anasını satayım, durdukça kaos çıkarıyor." Utku abim de son derece odaklıydı filme, harika.

Gözlerim Umut abime kaydı, sesi çıkmadığı için filmden sıkıldı sanmıştım ancak o hepsinden beterdi. Gözlerini ekrandan ayırmıyordu.

Telefonumu almak istemiştim ama etraf karanlık olduğu için dikkat çekerdim. Abimler benim için filmi kapatsın istemediğimden boşvererek tekrar Ömer abimin göğsüne yaslandım. Kafasını eğerek sessizce konuştu.

"Sıkıldın mı?"

Çok!

"Hayır."

Kafasını başımın üzerine yasladı. Ben de filme odaklanmaya çalıştım. Evet, bir araba süren adam daha.

"Tamam kapatın bu filmi, başka bir şey açın." dedi Ömer abim. Kafamı kaldırdım anında. "Niye ya? İzliyorduk işte."

"Güzelim iki saattir parmaklarımla oynuyorsun, durmadan kıpırdıyorsun. Söylesene filmi sevmedim diye. Biz bunu izledik zaten."

İzlediniz mi?

"Nasıl ya? Ben boşuna mı çektim bunca saçma  sahneyi?" dediğimde Egemen abim kahkaha atarak kumandayı bana ittirdi.

"Aç istediğini, mısırım bitmedi daha."

Geriye yaslanıp film listesinde gezindim. Engelli bir çocuğun hayatını anlatan filmde durdu dikkatim. Filmi açar açmaz Utku abim oflamıştı.

"Eylül açsana bir aksiyon filmi, bu ne kızım ya!"

"Kes lan, izle işte." diyerek beni destekledi Ömer abim. Şu dakika en sevdiğim abimdi kendisi.

Filmin ilk yarısı gayet normal giderken, ilerlemeye başladıkça gözlerim doluyordu. Ömer abimin kazağına göz yaşlarım dökülmesin diye ekstra çaba sarf ediyordum.

Egemen abim ise şapırdatarak mısırını yiyordu. Hiçbir duygu değişimi yoktu. Utku ve Umut abimin yüzü de son derece nötrdü.

Ve filmin sonunda, kendimi tutamamıştım. Çocuğu acımasızca öldüren senariste küfürlerimi göndermek istiyordum. Ağzımdan çıkan hıçkırıkla beraber ışıklar açıldı. Herkesin bana baktığını fark edince yüzümü abimin kazağına gömdüm.

"Eylül..." dedi abim elini sırtıma koyarak. "Bir film için mi ağlıyorsun güzelim?"

"Hayır," diyerek kafamı kaldırdım. Elimle göz yaşlarımı sildim. "Duygulandım biraz. O da normal yani."

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin