duygusal bir merhaba...
ilk olarak şunu belirtmek istiyorum, bölüm
kitabın gidişatıyla tamamen birebir.
finalden sonraki zamanları yazdım yani, kafa karışıklığı olmasın. özel bölüm kitaptan bağımsızdı❁
neyse neyse bölüme geçelim, ben inanılmaz özlemişim biliyor musunuz🥺
keyifli okumalar, çok çok seviyorum sizi🤎
-
Elimdeki tansiyon aletinin ucunu, Işık'ın arka bacağından çektim dikkatle. Umut abim büyük ekrana düşen değerleri kontrol ederken Utku abim de solunum cihazıyla ilgileniyordu.
"Tansiyonu ne durumda?" diyerek bana baktı Utku abim. Dudağımı büzüp "Aynı." diye cevap verdim. Değişiklik olmuyordu, Işık giderek yaşlandığı için nefes almakta güçlük çekiyordu.
"Şunu burnuna doğru tut güzelim, fazla yaklaştırmadan." dedikten sonra solunum cihazının ucunu bana verdi. Bayık gözlerle bakan Işık'ın baş ucuna gittim. Birkaç santim mesafe kalacak şekilde tuttum burnuna doğru.
"Kan değerleri normal." diyerek Utku abime ekrandaki değerleri gösterdi Umut abim. Birkaç şey daha konuştuktan sonra Umut abim beni yanına çağırmış, tek tek anlatmıştı neler olduğunu.
"Diğer sonuçları bekleyelim." diyerek geriye yaslandı Utku abim. Hüzünle Işık'a baktım, oldukça yorgun gözüküyordu. Başını hafifçe okşarken yanağımdan öpmüştü Umut abim.
"Üzülme, iyi olacak."
Başımı sallayarak, ellerimi önlüğün cebine koydum. Abimlerin içeride olduğunu hatırladığımda muayene odasından çıkarak onların yanına ilerledim. Bekleme koltuklarında oturuyorlardı. Ömer abimin kucağındaki oğlum, beni görür görmez yanıma koştu. Dizimin üzerine çöküp onun boyuyla aynı hizaya geldim.
"Işık nasıl anne?" dedi dolu gözlerle. Gülümseyerek alnına düşen saçlarını geriye doğru ittirdim.
"Koş bak bakalım, şimdi görebilirsin onu."
Heyecanla muayene odasına koşarken, ben de abimlerin yanına ilerledim. İkisinin arasına oturup başımı geriye doğru yasladığımda Egemen abim de omzuma yatmıştı.
"Yüzünden yorgunluk akıyor bebeğim, eve gidelim mi artık?" dedi Ömer abim. Elini yanağıma koymuştu.
"Yok abi, iyiyim merak etme."
"Sen abimlerden de iyi bir veteriner olacaksın," diyen Egemen abimdi. "Bak yazdım buraya."
Gülümseyerek omzumdaki başına yasladım başımı. Bu hareketimle elini belime sarmıştı. Akşam olmuştu ancak hepimiz Işık için buradaydık. Özellikle Özgür, hiçbir yere gitmek istemiyordu. Kreşten geldiğinden beri buradaydı.
"Merhaba." diyen sesle, başımı kaldırdım. İçeri giren genç adamın elindeki kedi çantasına değdi gözlerim. Ayağa kalktım hemen. Umut abim de içeriden kafasını uzatmıştı.
"İç dış paraziti vardı kedimin." diyerek kedinin karnesini uzattı bana. Umut abim ilgilenmem için işaret verince başımı salladım.
"Şuraya geçebilirsiniz." dememle gösterdiğim küçük muayene odasına, bekleme koltuklarının tam karşısındaki odaya ilerledi. Karneyi kontrol ettikten sonra peşinden ilerledim.
"Hap yutabiliyor mu?" diye sordum ilaçları hazırlarken. Adam kediyi çıkarttıktan sonra hayır dercesine salladı başını.
"Geri çıkartıyor her seferinde." diye yanıtladı. Gözleri üzerimde gezinirken derin bir nefes alıp kedinin yanına ilerledim. Ürkek bakışlarıyla etrafı inceliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Teen Fiction"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...