44 - Sevgi

18.3K 1.4K 519
                                    

Bir sene dursun hayat, beklesin bizi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir sene dursun hayat, beklesin bizi.
Bir ömür önümüzde; tek bir sene nedir ki?
Bir de bakarsın açılmış kapı ardına kadar
Seneye, bu sıralar

Dünya dönmeye başlar
dünya, dönmeye başlar tekrar.

-

Gözlerimi açıp gerçekliğe döndüm. Etraftaki insanlara baktım. Abimlerin oturduğu masaya baktım.

"Elinize sağlık arkadaşlar." dedi Demir, arkamdan. Ona doğru dönüp gülümsedim.

"Patron, bu gece biraz efkarlı mıyız ne?" dedi gülerek. "Gitarım hiç yüksek tempoya ulaşamadı."

"İyi işte. Sakin sakin çaldın."

"Böyle olmaz ki ya. Eski sevgilim burada, beni çılgınlar gibi gitar çalarken görüp ne kaybettiğini görmesi lazımdı."

Gülerek etrafa bakındım. "Hangisi?" dediğimde başını eğip tarif etti.

"Sola bak, en sola. Sipariş ekranı masasının yanında kırmızı montlu."

"Yanındaki çocukla el ele tutuşup gülen kırmızı montlu mu?" dedim şaşkınca.

"Patron sen beni ağlatmak istiyorsan böyle ölmem yalnız."

Tekrar önüme döndüm hemen. "Sustum, tamam." diyerek etrafa bakındım tekrar. Ömer abim hararetli bir şekilde Ateş ile konuşuyordu. Asya ise, nişanlısı ile beraber Özgür'ü eğlendirmeye çalışıyordu. Ayağa kalkıp onların yanına ilerlediğimde Umut abimin yanına oturdum.

"Yoruldun mu?" demesiyle başımı sağa sola salladım.

"Eylül ağzına sağlık, sesin muhteşemmiş." dedi Asya, Ateş'e kaçamak bakışlar atarken. Gülümseyerek Ateş'e baktım. Abimi dinliyordu ama gözleri benim üstümdeydi.

"Ates!" diye bağırdı Özgür aniden.

"Ateş abi." diyerek uyardım onu ancak bana inat yapmaya bayıldığı için tekrar "Ates!" diye bağırmıştı.

"Isıracağım seni, küçük asker." Hızlı bir hareketle Asya'nın kucağından aldı Özgür'ü. Parmakları oğlumun karnında hızla gezinirken Özgür kahkaha atmaya başlamıştı bile.

"Ben yapınca daha çok gülüyor." dedi Egemen abim. Utku abim gözlerini devirdi. "Kıskanma, çocuk o daha."

"Eylül, bir lavaboya mı gitsek birlikte?"

Asya'yı onaylayarak ayağa kalktım. Koluma girip hızlıca masadan uzaklaştırdı beni. Lavabonun önüne geldiğimizde durdu. Cebinden telefonumu çıkartıp bana uzattı.

"Esra diye biri aradı seni defalarca. Abinler görmedi, ben de ilk sana söylemek istedim."

On üç cevapsız arama mı?

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin