14 - Yemek

30.6K 1.7K 118
                                    

"Çok güzel..." dedim büyülenmişçesine. Erdem abi bize Rize'yi gezdiriyordu. Şu an geldiğimiz yer dağın en uç noktalarından biriydi. Küçük sevimli bir yere gelmiştik. İçeride tüten sobanın üzerindeki mandalinalar, hoş bir koku yaymıştı etrafa. Ahşap parkede gıcırtı çıkaran adımlarımız cam kenarında bir masanın önünde durdu. Ömer abim sandalyeyi çekerek oturmamı sağladığında kendisi de yanıma kuruldu.

"Ali abi, biz geldik!" dedi Ekin abi. İçeriden kısa boylu beyaz saçlı bir adam çıktığında Ekin abiyle sarıldılar.

"Oğlum hoş geldiniz, ne güzel sürpriz böyle."

"Kuzenlerimiz geldi abi, bizim masaya ufak tefek atıştırmalıklarından yaptırır mısın?"

Ali Bey baş selamıyla bize döndükten sonra Erdem abiyi onaylayarak çalışanının yanına gitmişti. Ben ise gözlerimi camdan almak istemiyordum. Akan şelale büyülemişti adeta.

"Eylül bayıldı buraya, duymuyor bile beni."

Kafamı Emir'e çevirdim aniden. Utku abimin yanında oturuyordu. "Uğraşma lan kardeşimle." dedi Utku abim.

"Kusura bakmayın, dışarıya bakıyordum da duymamışım."

"Sorun yok fıstık, aşk olsun." dediğinde Egemen abim yüzünü buruşturdu. "Ben bu çocuğa boşuna sulu demiyorum."

Telefonum titreyince masadan aldım. Didem Hanım çıkmadan önce numaramı almıştı. Mesaj ondandı.

Eylülcüğüm, Özgür'ün üstü pislendi valizini açmam sorun olur mu yoksa senin gelmeni bekleyeyim mi?

Ellerimi klavyede gezdirdim hızla. Aklım oğlumdaydı, Didem Hanım ne kadar tecrübeli bir anne olsa da Özgür'ü görememek bende ufak bir tedirginlik yaratırdı.

Estağfurullah, açabilirsiniz tabii ki. Sarı olan valizdeydi.

Telefonu kapattığımda Ömer abinin bakışlarını üzerimde hissettim. Geçen gösterdiğim mesajdan dolayı böyle baktığını tahmin etmek zor değildi.

"Didem Hanım mesaj atmış, Özgür üzerini pisletmiş."

"Sorgulamamıştım güzelim, yanlış anlama."

Omuz silktim yavaşça. Kafasında soru işareti kalsın istememiştim.

"Eylül, bu götü boklu küçükken ne yaptı biliyor mus-"

Emir'e sertçe vurarak lafını kesti Egemen abim. "Ne yapıyorsun oğlum ya, sırtımı ezdin!" demesiyle Egemen abim sinirle doğruldu. "Kardeşime sünnetlik anılarımı anlatmana ne lüzum var, gevşek?"

"Niye, karizman mı çizilir?"

Gülerek onları izlerken masaya çay ve kuruyemişler geliyordu. Umut abim uzanabilmem için birkaç tabağı önüme doğru itti.

"Eylül kız, yarın seninle başbaşa mı gezsek? Biraz kızları kıskandırırım." Ekin abi espriyle konuşsa da beni biraz germişti. Abimler olmadan çıkma düşüncesinden pek hoşlanmamıştım.

"Olur..." dedim yine de, kırılmaması için.

"Ne demek olur? Olmaz." diyen Utku abime kaşlarını çattı Ekin abi. "Niye ulan, kızın özgür ve hür iradesi."

"Hep beraber gezeriz, ne diye ayrım yapıyorsun." diyen Ömer abimdi.

"Tamam be tamam, ne inat insanlarsınız."

Bir süre daha burada oturduktan sonra eve doğru yol almıştık. Emirlerin babası Aslan Bey de arayarak gelmek üzere olduğunu söylemiş, mangalı hazırlamamız gerektiğini belirtmişti.

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin