"Şaka yapıyor olmalısınız..." dedim şaşkınlıkla. Ardından arkamı döndüm. Utku abim ve Egemen abim kapının önünden bizi izliyorlardı. Umut abimle Ömer abim ise yan yana durmuş, tepkime gülüyorlardı.
"Abi."
"Madem Asım deden o kadar uğraşmış, ehliyetini aldırmış... Boşa gitmesin." dedi Ömer abim. Bembeyaz bir Mini Cooper, hayallerimin de ötesindeydi.
"Ben..." dedim arabaya bakarak. "Abi bu çok büyük bir hediye. Ben bunu kabul edemem ki."
"Ben dedim size!" diye çıkıştı Umut abim. "Ne demek kabul edemem, yabancıdan hediye alıyor sanki."
"Saçmalama Eylül. Bir daha böyle şeyler duymayacağım." dedi Ömer abim de. Bana doğru gelerek arabaya yaslandı.
"Önce seninle bir deneme yapacağız. Bakalım trafiğe çıkmak için yeterli misin, değil misin?"
Hayran bakışlarımı arabadan çekip Ömer abime yönelttim. Bu zamana kadar hediye almaya alışık biri değildim, bir anda böyle bir şey görmek ister istemez duygulandırmıştı beni.
"Çok teşekkür ederim, çok..."
"Eylül! Ağlayacaksan oynamayalım güzelim ya!"
Egemen abim kapının önünden sinirli bakışlar attı bana. Gülümseyerek başımı salladım.
"Kim öğretecek bana?" dediğimde gözleri büyümüştü hepsinin.
"Ehliyetim var dememiş miydin sen?" dedi Utku abim. Dudağımı dişleyerek arabaya döndüm.
"Var da... Pratik yapmadım ki hiç. Asım dedemin öğrettiği ileri, geri, fren, gaz falan işte."
"Hallederiz bebeğim." dedi Ömer abim. "Ben öğreteceğim sana."
"Ben de geleyim hatta, izlemek keyifli olur." diye seslendi Egemen abim. Kafamı sallayıp tekrar arabaya döndüm. Ömer abim şoför kapısını açarak geçmem için bekledi. Gülümseyip arabaya bindiğimde hayran hayran inceledim. Arkada bir bebek koltuğu bile vardı.
Mükemmeldi.
-
"'Ben de geleyim' dediğim aklımı s-"
"Egemen bir sus!" dedi Ömer abim sinirle. Egemen abime dikiz aynasından baktım. Kemerini bağlamış, sıkı sıkı tutunuyordu. Ömer abim direksiyondaki elimi tuttu.
"Eylül, hız yapmadan güzelim. Sakin sakin ilerleyemiyor musun?"
"İyi de yavaş gidiyorum zaten. Strese sokuyorsunuz beni."
"Ney!" dedi Egemen abim. "Eylül'üm, bu hızınla araba yarışına girsek yemin ediyorum dikkat çekmeyiz."
Oflayarak direksiyonu daha da sıktım. Ne yapsam tam tersinin doğru olduğunu söylüyorlardı.
"Hadi, daha yavaş bu sefer." diyen Ömer abim tekrar önüne döndü. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdım. Gayet yavaş ilerliyordum.
"Güzel, şimdi şuraya park et."
Parmağıyla gösterdiği yere doğru çevirdim direksiyonu. Egemen abim arka koltukta ellerini açmış dua etmekle meşguldü.
"Bir de restoranda koşuşturan çocuklara küfür etmiştim, onu da affet Allah'ım."
"Gaza yüklenme."
Ömer abim direktif vermeye devam ederken, güzel bir şekilde park edebilmiştim.
"Aferin prensesim, hız yapmadığın sürece yeterlisin."
"Yeterli mi?" diyerek kafasını öne doğru uzattı Egemen abim. "Eylül araba kullanırken beni atın bir yol kenarına, ne olur..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Novela Juvenil"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...