19 - Karşılaşma

27.3K 1.5K 113
                                    

"Hadi bebeğim, biraz daha iç." dedim oğluma, suyu uzatarak. Aslında yeteri kadar içmişti ancak ben şansımı deniyordum.

Suyu eliyle ittirdiğinde küçük bir nefes vererek masaya koydum. Hiçbir şey yememiştim, açıkçası iştahım da yoktu. Umut abimin bana baktığını görünce tabağımı gösterdi.

"Yemedin hiçbir şey."

"Aç değilim."

"Ne demek aç değilim?" diye araya girdi Egemen abi. "Dün akşam da inada bindi, pizza söyledim yemedi." Ekmeğe sürdüğü balı bana uzattı. "Aç bakayım ağzını."

"Abi ne yapıyorsun?"

"Eylül, kolum yoruldu güzelim. Ye şunu."

Gülme isteğimi bastırarak uzattığı ekmeği ısırdım. Keyifle gülüp saçlarımdan öpünce Ömer abimle göz göze geldim. Yutkunarak tabağına döndü.

"Umut, bugün kliniğe Utku gitsin. Sen evde kalıp Özgür ile ilgilen. Ateşi çıkarsa haberim olsun mutlaka."

Umut abim başını sallayıp Özgür'e döndü. "Paşamla bir cimbom maçı izleriz." dedi keyifle. Utku abim kaşlarını çattı anında.

"Höst, fenerbahçeli o çocuk."

İkisi didişmeye başladığında ne ara gülümsediğimin farkında değildim. Ne kadar inkar etsem de onlara fazlasıyla bağlanmıştım.

Hazırlanmak için odalara dağıldığımızda masamın üzerindeki büyük mor kutuya takıldı gözlerim. Yavaşça kapağını kaldırınca gördüğüm şeyle kaşlarım havalandı.

Simsiyah bir pikap vardı içinde. Üzerinde ise plaklar doluydu. Ömer abimle laf arasında plakları çok sevdiğimden bahsetmiştim. Muhtemelen o yüzden almış olmalıydı.

Pikapı çıkararak masaya yerleştirdim. Abime teşekkür etmem gerekiyordu. Tabi o bana, ben ona kızgınken bu biraz zor olacaktı.

Odadan çıkıp Ömer abimin odasının önüne geldim. Kapıyı tıklamamla eş zamanlı 'gel' sesini duyunca içeri girdim. Kazağını giyip vücudunu bana çevirdi.

"Hazır mısın?" dedi, kafamı salladım. Ellerimle oynamayı kesip yüzüne baktım hemen.

"Pikap için teşekkür ederim demeye gelmiştim... Çok beğendim, çok güzel."

Kafasını belli belirsiz salladı. "Teşekkür etmene gerek yok."

"Var, böyle ince düşünmen-"

"Eylül geç kalmadan çıkalım. Burak itiyle buluşacaklar bugün."

Aramızdaki soğukluk beni üşütecek cinse gelmeye başlayınca geri adım attım. Kafamı eğerek odadan çıktığımda göz yaşlarımı geri göndermeye çabaladım.

Onu ilk defa böyle görüyordum. Umursamaz, buz gibi, stabil...

Anında aşağı indim. Umut abim kucağında Özgür ile koltukta oturmuş boyama kitabıyla ilgileniyordu.

"Eylül kız, sence bu çocuk hangi takımı tutuyor?" dedi Egemen abim. Kafasına fena halde takmıştı.

"Bunu ona büyüdüğünde sormaya ne dersin abi?"

Düşünürmüş gibi yaptı önce. Sonrasında omuz silkti. "Hiç gerek yok. Sarı lacivert akıyor bizim sıpanın ruhundan."

"Eylül, Egemen'e fazla hayal kurmaması gerektiğini hatırlat abiciğim." dedi Umut abim. Son kelimesiyle gözlerimiz buluşmuştu. İkimizinde yüzünde aynı duygu vardı; özlem.

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin