"Bundan da ye anneannesinin güzel kuzusu, bak ellerimle yaptım sana."
"Anne çocuğu bir sal, küçücük bebek ne anlar kısırdan."
Didem teyze kızgın bakışlarını Erdem abiye yöneltince Erdem abi gizli bir fermuar çekti ağzına. Özgür, Didem teyzenin kucağında huysuzlanmaya başlamıştı bile.
Ömer abim sürpriz yaparak, onları da getirtmişti. Erdem abi ve Ekin abinin aldığı hediyeler iki üç poşet dolusuydu ve Özgür'ün en az üç yıl oyuncağa ihtiyacı olmayacağını düşünüyordum.
Emir yoktu, kimse de ondan bahsetmemişti. Benimle konuşmak istediğini biliyordum sadece. Gerçekleri öğrendikten sonra buna yüzü var mıydı, tartışılırdı.
Başımda hissettiğim ufak dokunuşla düşüncelerimden sıyrılıp kafamı kaldırdım. Ekin abi gülümseyerek süzdü beni.
"Tam bir doğum günü annesi oldun kız."
Masadaki telefonu kaldırarak yansımama baktım. Başımdaki süslü taç tokası güldürmüştü.
"Çok incesin Ekin abi, teşekkür ederim." dediğimde gururla omuzlarını kaldırdı.
"Biraz öyleyimdir."
Ekin abi yerine geçince Asya kolumdan dürttü. Kaşlarıyla karşımda oturan Ateş'i işaret etti.
"Ben sana söyleyeyim, bu çocuk seni kuzeninden kıskanıyor."
Anında Ateş'e döndüm. Abimleri dinliyor gibi görünüyordu ancak kesinlikle öyle değildi. Sandalyesinde geriye yaslanmış, elindeki çatalı döndürerek çatık kaşlarla Ekin abiye bakıyordu. Hissetmiş gibi gözleri beni bulunca yüz ifadesi yumuşadı. Gülümsemeye çalışarak tekrar Asya'ya döndüm.
"Ne alakası var, başka bir şeye sinirlenmiştir."
"Demir, düzgün şarkılar açsana ya! Bu ne böyle?"
"Ne istersiniz prenses hanım? Beethoven üçüncü piyano konçertosunu açayım bari Özgür de ruhunu dinlendirir." diye seslendi Demir ses sisteminin yanından.
Cansu ve Demir'in atışmasını şaşkınlıkla izlerken, Asya da benden farksız sayılmazdı. Erkekler masanın öbür ucunda oturduğu için bu muhabbeti duydukları söylenemezdi.
"Salak çocuk." dedi Cansu gözlerini devirerek. Onu izlediğimizi görünce utanarak gülümsedi.
"Kusura bakmayın ya, çok mu bağırdım?"
"Havadaki aşk kokusu ikiye çıktı." Asya keyifle konuşurken Cansu gözlerini büyütmüştü. Bu haline güldüğümde hemen bana baktı.
"Eylül Hanım, siz de mi?"
Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırıp indirdim. Cansu'nun yanında, karşı çaprazımda oturan Didem teyze bana seslenince ona baktım.
"Eylül kızım, yemiyor bu çocuk daha fazla."
"Ben alayım onu Didem teyze." dedim uzanarak. Bana yardımcı olup Özgür'ü kucağıma verdi. "Huysuzlanmaya başladı, biraz gezdireyim."
Yere indirip elinden sıkıca tuttum. Işık'ı göstermesiyle o tarafa gittim. Diz çökerek bacağıma oturttum oğlumu.
"Anne, Isık cici."
"Evet anneciğim, öyle."
Elini Işık'ın beyaz tüylerine uzatıp sevdi. Işık tepki verdikçe minik gülüşler savuruyordu etrafa.
"Benim bir tanelerim ne yapıyormuş burada?"
Utku abim yanımıza diz çökünce gülümseyerek ona döndüm. Özgür ellerini Işık'tan çekmeden kucağımdan indi.
![](https://img.wattpad.com/cover/290376487-288-k177669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Baştan
Teen Fiction"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..." Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı. "Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...