"Yıllar sonra anneme kavuşmuş gibiyim Eylül." diyerek sardı beni abim. "Anne kokusu..."
Saçlarımı koklayan abime karşılık beline sımsıkı sarıldım. Arkamda Ömer abimi hissettim. Saçlarıma öpücük bıraktı.
"Kıskandım." diyerek Utku abim de kocaman aç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün anneliğimde yaşadığım ilk ve en büyük çaresizliği yaşadım bebeğim. Seni kaybetme korkusunu öyle bir hissettim ki, bir an için gerçekten gittin sandım.
Geleceğinin güzel olması için çabalıyorum. Attığım her adım senin için. Önden gidiyorum, senin arkamdan gelmeni sağlıyorum. Eğer yolumuzda bir çukur varsa, ilk önce ben fark edeyim istiyorum. Ben o çukurdayken afallayabilirsin belki, yine de pes etmeyeceksin. Oradan geçmen için uzattığım yardım elini tutacaksın. Bir an bile düşünmeden devam edeceksin yoluna.
Çünkü ben, sadece bunun için varım.
Senin dimdik yürüyebilmen için.
-
Eylül Işık'ın kanında, uyuşturucu maddeye rastlanmıştır.
Eylül Işık'ın kanında...
"Abi yeter, dur artık!" dedi bir ses, kollarını bana saran ses. Etraftaki arbede sesleri durdu.
"Herkes biliyor, bütün akrabalarım bu kızın nasıl bir sürtük olduğunu biliyor. Başıma sardınız bunu!"
Benim bir suçum yoktu. Utanması gereken ben değildim. Namus dediği o şeyi ne zannediyordu ki?
Başımı aşağı eğerek sakinleşmeye çalışırken, yüzümdeki saçlar geriye çekildi. "Eylül kendine gel, güzelim bana bak."
Umut abimin gözlerine baktım yorgun bir şekilde. Kafamı göğsüne bastırdığında avucumun içindeki kazağını sıktım.
"Ölmek için yalvaracaksın." dediğini duydum Ömer abimin. "Ne haddine lan, ne haddine! Sen ona nasıl ilaç verirsin!"
Acı dolu bir inleme sesi daha duydum. Sinan Işık, yerde yatarak aldığı darbelerden dolayı bağırıyordu.
"Bırak beni abi." dedim Umut abimin kolları arasından çıkmaya çalışarak. Bir şeyler diyordu ancak tek derdim yerde yatan bu adamın yanına gitmekti. Başarabildiğim an, oraya gidip yere diz çöktüm.
"Bana istediğin kadar zarar verebilirsin." Gözlerini zoraki açıp yüzüme baktı.
"Ama beni oğlum hakkında tehdit edersen, gözümü bile kırpmam. Seni burada öldürürüm. Duydun mu?"
"Eylül'e haftalardır ne olduğunu merak ettiniz mi?Neden titriyor anlamadınız mı?
Anlattığı her şey, bir bir kulağıma gelirken cevap vermemesi üzerine tekrar bağırdım.
"Duydun mu!"
Ne ara onun boğazını sıktığımı anlamadım. Egemen abim beni geri çektiğinde Sinan acıyla kıvrandı. Nefes almak için çabaladı ve bu, bana zevk verdi.
