Karma (Namkook)

8.Bölüm

" Efendim bu aldığımız bilgileri ne zaman ona karşı kullanacaksınız?"

Namjoon elindeki sigaradan ciğerlerine çekmiş olduğu zehirli dumanı tekrar kalın dudaklarının arasından dışarıya salmıştı.

" Her şeyin bir zamanı vardır Jun."

" Ama siz bu intikam için uzun zamandır bekliyorsunuz."

Esmer adam en güvendiği adamın isyanını duymazdan gelemiyordu. Ne de olsa Jun da Namjoonun yaşadığı şeylere gözleri ile şahit olmuştu. Hem de çocuk yaşta. O zamandan beri de esmer alfanın yanından hiç bir şekilde ayrılmamış ve intikamına adım adım yaklaşması için elinden geleni yapmıştı.

" Yaram hala o günkü gibi taze Jun. Ve biraz klişe bir söz olacak ama intikam soğuk yenen bir yemektir. Eğer aldığımız bilgileri onların önüne sıcak sıcak sunar isek bu pek zevkli olmaz. Hepsi geçen her gün ile daha çok acı çekmeli ve en beklenmedik günlerin de ise onlara soğuk intikamımı sunacağız. "

Jun Namjoonun tam zıttı bir adamdı. Hem görünüş hem de karakter olarak. Tanrı onu esmer alfaya inat bembeyaz yaratmıştı. Saçlarını griye boyatmış yeşil gözlü bir beta idi kendisi. Namjoon kadar olmasa da yapılı bir vücuda sahipti. Bir beta olarak bir sürü alfaya kafa tutabilecek kadar cesaretli ve deli yürekli idi. Namjoonun tersine o düşünmek yerine yumruklarını kullanmayı tercih ederdi. Ama Namjoon az önce birini dövmedi mi ? Dövdü ama eğer bunu Juna bıraksaydı adam şuan nefes alıyor olmazdı.

" Siz nasıl uygun görürseniz efendi Kim."

" Baban kadar sadık bir adam olman ve her şeyimi kaybettiğim de bile yanımda durup tekrar zirveye çıkmamı izlemen takdir edilesi Jun."

Jun saygı ile esmerin önünde eğilmişti.

" Asıl takdir edilmesi gereken adam sizsiniz efendi Kim. Ailenizin hem varlığını hem de onurunu tekrar kazanmak için yıllarca çalıştınız. Başkası olsa o gün o camdan atlayıp hayatına son verirdi. Siz ise onlara inat yaşadınız. "

" Bu kadar geçmişi anma yeter. Şimdi burada olanları bizimle götürelim. "

Jun bunun ne anlama geldiğini çok iyi bildiği için biraz kenara çekilip esmeri izlemeye başlamıştı. Namjoon içtiği sigarayı yere atıp sonra ayakkabısının topuğu ile onu ezerek söndürmek yerine az önce çıktığı kulübeye atmıştı. Sigara o kulübenin bir odun parçası ile temas ettiği saniyede büyük bir patlamaya neden olmuştu.

" Asla arkanda iz bırakma Jun. Bu bir ormanı ateşe vermeni gerektirse bile."

Namjoon o akşam oradan öğrendiği yeni bilgiler ile memnun bir şekilde ayrılmıştı. Tabiiki bunu Minseok için söylemek pek mümkün değildi. Esmer adam onun hem iki kolunu hem de iki bacağını kırıp hastaneye göndermişti. Namjoon asla iyi adam olmamıştı. İyi adam olursan ya çok işkence görür ya da ölürsün. Çocukluğundan beri ona öğretilen buydu.

"Bir de alfa olacaksın ha? Senin kadar güçsüz ve celimsiz birisi asla gerçek bir alfa olamaz !"

" Bakalım burada ne varmış? Ölen Kim ailenin tek varisinin bu celimsiz çocuk olduğuna emin misiniz ? Şuna bakın ayakta bile zor duruyor."

Mide bulandırıcı erkek kahkahaları.

" Patron burada bir çocuk var. Onu ne yapalım?"

Büyük siyah bir gölge köşede kendini gizlemeye çalışan çocuğun bedeninin  üzerine çökmüştü.

"Hahaha şuna bakın korkudan altına etmiş. Herkesin o çok övdüğü ve umudu olan Kim varisi korkudan altına etmiş! Hahahaha! Atın şunu bir ormana. Açlıktan ölüp gitsin. Zaten kendi başına hayatta kalamaz bu piç."

" Eğer sana dokunmama izin verir isen sana yiyecek bir şeyler veririm. Hatta kıyafetler bile alırım."

Geçmişten gelen ve beyninde şimşek gibi ard ardına canlanan anılar esmer adamın hem midesini bulandırmış  hem de başını ağrıtmıştı. Elini yumruk yapmış bir şekilde  ormandan ayrılır iken dişlerini sıkarak konuşmuştu.

" Herkes yaptıklarının bedelini teker teker zaman ile ödeyecek."

Bunu ne pahasına olursa olsun yapacaktı esmer alfa. Jun ise arabaya bildiklerinde aklına takılan soruyu sonunda sesli bir şekilde sormuştu.

" Peki ya o Jeon ailesinden gelen omega ne olacak efendi Kim? O sizin gerçek kimliğinizi veya neler yaşadığınızı daha bilmiyor "

Namjoon bu konu hakkında pek düşünmemişti.

" Öğrendiği zaman kendi kararını kendi alabilir Jun. Kimseyi yanımda zorla tutmak gibi bir niyetim yok."

Aslında bir tarafı yanında kalmasını istiyordu ama diğer tarafı onu kendinden çok uzak tutmak için savaşıyordu resmen.