15.Bölüm

347 35 15
                                    

Namjoon hastanenin  buz gibi zemininde oturmuş ellerindeki kana aldırmadan parmaklarını saçlarına geçirmiş öylece bekliyordu.

" Nerde o?! O lanet olası Kim Namjoon nerde ?!"

Esmer adam bu sesin sahibini çok iyi tanıyordu. 5 yıl önceki gibi nefret ve kin dolu olan o ses.

Geçmişe dönüş

" Lütfen onu görmeme izin verin !"

Namjoon hala ameliyathanede olan Seokjini görmek için hemşirelere yalvarıyordu.

" Üzgünüm beyefendi ama bu mümkün değil. Hastanın durumu çok kritik. Göğsünde beş tane kurşun  var ve çok kan kaybetmiş. Şuan içeride onu kurtarmaya çalışıyoruz. Lütfen biraz sabırlı olun. Hem ellerinize bakın. Kan içindeler.  Sizin yaralı olup olmadığınızı kontrol etmemiz gerek."

" Benim hiç bir şeyim yok. Şuan tek önemli şey Seokjin hyungun yaşaması."

Hemşire Namjoonu yaralanma olup olmadığını incelemek için ikna etmeye çalışır iken  tüm hastaneyi ayağa kaldıracak türde yüksek bir ses duyulmuştu.

" Nerde o?! O lanet olası Kim Namjoon nerde ?!"

Kim Taehyung onun durdurmaya çalışan insanları umursamadan Namjoonun üzerine yürüyüp ona yumruk atmıştı.

" Seni adi piç! Sen yaptın değil mi?! Bunu abime sen yaptın!"

Namjoon sessiz kalmıştı çünkü bir nevi onun suçuydu. Seokjin ile kalabalıkların bulunduğu yerlerde geçmemeliydi. Belliki düşmanlarından biri bunu görmüş ve ona karşı kullanmak istemişti. En azından Namjoonun düşünme şekli bu yanaydı.

" B-Ben böyle olacağını tahmin edemedim..."

" Bir de utanmadan hala konuşuyor! Abimin yerinde sen olmalıydın!"

Taehyung tekrar Namjoona saldırır iken biri onu ensesinden tutup geri çekerek durdurmuştu.

" Burası bir hastane! Aranızdaki lanet sorunları başka bir yerde ve zamanda konuşun sizi saygısız veletler!"

Namjoon Yoongiyi görünce bir kaç saniyeliğine de olsa sakinleşmişti.

" Yoongi hyung ben böyle olmasını istemedim..."

" Senin bir suçun yok velet. Kendini senin önüne bilerek atan kişi Seokjindi. Ben kendisini bu akşam dışarıda görünmemesi hakkında uyarmıştım ama illaki seni görmek istediğini söyledi."

" Benim abim bu şerefsizi neden görmek istesin ki?! "

Taehyung tekrar Namjoona doğru bir hareket yapınca Yoongi daha fazla kendini tutamayıp az önce ensesinden tuttuğu adama sert bir tokat atmıştı.

" Abin içeride ölüm ile savaş verir iken sen burada kendi canından bile çok sevdiği adama saldırıyorsun! Kendine gel Kim Taehyung!"

Namjoon kendi canından bile çok sevdiği kısmı duyunca güçsüzce dizlerinin üzerine düşer iken Taehyung az önce duyduğu cümleyi anlamaya çalışıyordu. Taehyung sanki yaptığı hatayı yeni anlamış ve bundan pişman olmaya başlamış ama gururu bunu kabullenmeyi red ettiği için kendi içinde savaş vermeye başlamış gibiydi.

" Hayır. Hayır, benim abim asla böyle biri ile beraber falan olamaz ... Benim abim bir katile aşık falan olamaz! Sen bu adama saldırmayı bırakmam için yalan söylüyorsun Yoongi hyung !"

Yoongi sakinliğini koruyarak konuşmuştu.

" Öyle mi? Peki ya abin neden sana hiç bir şekilde Namjoona zarar vermeye ve öldürmeye kalkışmayacağına dair söz verdirdi Taehyung?"

" S-Sen bunu nerden biliyorsun hyung?"

" Çünkü abine bir şey olursa bu velet benim korumam ve sorumluğum altına girecek. "

Iki adam Yoonginin dediklerini sindirmeye çalışırken birden hastanede bir panik olmaya başlamış ve bir sürü hemşire ile doktor ameliyathaneye yönelmişti. Namjoon hemen Seokjine bir şey olduğunu anlamış ve ayağa kalkıp önüne çıkan ilk hemşireyi durdurup sorguya çekmişti.

" Neler oluyor?! Seokjin hyung iyi mi?!"

" Beyefendi hastanın durumu şuan çok kritik lütfen beni bırakın!"

Namjoon kadının kollarını bırakır iken az önceki telaş birden ölüm sessizliğine dönüşmüştü. İçeriden elleri ve gömleği kanlar içinde bir doktor çıkmıştı. Adam vicdan azabı yüzünden yere bakarak konuşmuştu.

" Üzgünüm ama hastayı kaybettik. "

İşte o an sadece Kim Seokjinin kalbi durmamıştı. Kim Namjoon da kendi kalbini onunla birlikte gömmüştü.

Şimdiki zamana dönüş

Taehyung yerde oturan Namjoonu görünce ona doğru hızla adımlar ile yürümüştü ama bu defa daha esmer adama dokunamadan Yoongi tarafından durdurulmuştu.

" Bırak beni Min Yoongi! Bu defa bu iti öldürmeden buradan ayrılmayacağım!"

Yoongi Taehyungu boğazından tuttuğu gibi hafifçe havaya kaldırmıştı.

" O zaman bende seni durdurmak için elimden geleni yaparım. Bu seni öldürmem gerektiği anlamına gelse bile."

Taehyung nefes almakta zorlanmaya başladığını umursamadan hala nefretini kelimeler ile kusuyordu.

" Neden?! Sen benim abimin arkadaşı iken neden beni değil de onu koruyorsun?!"

Yoongi hiç bir duygu belirtisi olmayan gözleri ile Taehyunga bakıyordu.

" Çünkü Seokjinin benden isteği buydu. Taehyungu ne pahasına olursa olsun Namjoona zarar vermekten uzak tut. Bu onun ölümü anlamına gelse bile. Sevdiğim adamın katili olan bir kardeş yerine masum ve genç yaşta ölmüş  bir kardeşe sahip olmayı tercih ederim. Bunlar Seokjinin sözleriydi."

" Benim a-abim asla böyle şeyler söylemez!"

Yoongi hala o sakin ve duygusuz ses toni ile konuşmaya devam eder iken Taehyungu sonunda yere bırakmıştı.

" Seokjin bir melek değildi. Sadece kendine ait olanları korurdu. Bunu sende çok iyi biliyorsun. Sen abinin yolundan gittiğini sanıyorsun ama abin senin kadar cani değildi Kim Taehyung. Şimdi bu hastaneyi terk et yoksa abinin isteğini severek yerine getiririm."

Karma (Namkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin