Namjoon Jungkooku o hastalıklı insanların yanına götürmeyi red etmiş ve Yoonseok çiftinin evinde kalmaya karar vermişti. Hoseok büyük bir sevinçle onlara uyamaları için misafir odasını hazırlamıştı.
"Bir şeye ihtiyacın olursa biz yan odadayız Kookie."
" Bir şeye ihtiyacınız olursa kendi işiniz kendiniz halledin veletler. Sakın bizim odanın kapısına dayanmaya kalkışmayın sizi yakarım."
"Yoongi bu yaptığın hiç misafirperver değil."
" Haklısın bebeğim."
Yoongi hafifçe öksürüp boğazını temizledikten sonra konuşmuştu.
" Sevgili dostlarımız eğer bir şeye ihtiyacınız olursa kendi işiniz kendiniz hallediniz. Misafirsiniz diye her ihtiyacınız görecek değiliz. Ha birde sevişmeyi falan düşünürseniz sesinizi kontrol edin ve yatağınızı da bir zahmet temizleyin. Şimdi izninizle gidip sevgilim ile sarılıp uyuyacağım. İyi geceler. "
Jungkook sevişme kelimesi yüzünden kıpkırmızı olur iken Hoseok Yoongiyi azarlayarak odadan çıkmıştı.
" Yoongi hyungun kusuruna bakma. Bazen kimin karşısında ne konuştuğunu bilmiyor."
Namjoon odada bulunulan kanepeye uzanır iken Jungkooku sakinleştirmeye çalışmıştı. Genç omega ise büyük yatağın ortasına oturup alfayı izlemeye koyulmuştu.
" Kanepede mi uyuyacaksın?"
" Yanında uyumamı mı tercih edersin?"
" Benim için sorun olmaz. Hem yatak çok büyük. Yan yana olmamıza gerek yok."
Namjoon kanepeden kalkıp yatağa Jungkookun yanına gitmişti. Ikilinin yüzlerinin arasında çok az bir mesafe vardı ve alfa olan omeganın gözlerinin içine bakarak konuşmuştu.
" Tehlikenin farkında değil misin ufaklık?"
Jungkook yutkunduktan sonra cevap vermeyi akıl etmişti.
" Ne tehlikesi?"
" Bir alfa ile aynı odada kalıp aynı yatağı paylaşmayı teklif etme tehlikesi."
Genç olan buna karşılık sadece tatlı bir şekilde kikirdemişti.
" Ben de ailemin yaratacağı tehlikeden bahsediyorsun sandım. Sen bana zarar vermezsin ki. Hem ben seni alfa olarak görmüyorum. "
Namjoon aniden Jungkookun üzerine çıkmış ve omeganın bileklerini büyük elleri ile yatağa doğru bastırmıştı.
" İşte bu benim onurumu incitti ufaklık. Ne demek beni bir alfa olarak görmemek? Yoksa sen bir omega olduğunu unuttun mu? Sana bunu hatırlatmamı ister misin ?"
Jungkook Namjoonu ilk defa böyle gördüğü için ürkmüştü.
" N-Namjoon ben- "
Esmer adam korkudan beyaz kesilmiş bedenin üzerinden kalkmıştı.
" Sana kimseye güvenme demiştim ufaklık. Kimden sana nasıl bir zarar geleceğini asla bilemezsin. "
Jungkook bir şey demeden yatağın sağ tarafına uzanıp yorganı başına kadar çekmişti. Esmer adam o an anlamıştı fazla ileriye gittiğini. Ne de olsa Jungkook çok deneyimsiz ve masumdu. Bu tür şeyleri aklından bile geçirmiyordu. Namjoona o kadar çok güveniyordu ki asla böyle davranacağı aklının ucundan bile geçmemişti. Esmer özür olarak yorganın altına saklanmış oğlanın yanına uzanıp ona sarılmıştı. Aralarında yorgan olsa bile Jungkook onun sıcaklığını hissediyordu.
" Özür dilerim ufaklık. Ben sadece kimseye fazla güvenmemen gerektiğini göstermek istedim. Seni bu kadar korkutacağımı düşünmemiştim. "
Jungkook avcı'dan kaçıp bir deliğe saklanmış ve tehlikenin sona erdiğine karar verip başını deliğinden cıkaran masum bir tavşan gibi gizlendiği yorganın altında yüzünü göstermişti.
" Neden bu kadar değişken ruh halin var? Neden bana bir gün sana güvenmemi söyleyip ertesi gün güvenmem gerektiğini göstermeye çalışıyorsun? Namjoon sen aslında kimsin?"
Namjoon ona soran gözler ile bakan oğlanın saçlarını okşayarak sorusuna soru ile cevap vermişti.
" Söylesene çok mu sevgisiz kaldın sen? Kimse senin saçlarını okşamadı mı? Bu yüzden mi sana en küçük ilgi kırıntısını veren insana bağlanıyorsun ufaklık? Taehyungla da böyle miydin ?"
Jungkookun gözleri hafifçe dolmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra cesaretini ve gücünü toplayarak konuşmuştu.
" Aslında ben küçük bir çocuktum. Siz benim hayatımla oynadınız ki halen oynuyorsunuz. Ben ise herşeye rağmen bak bunlar hiç yaşanmamış deyip yoluma devam ettim. Sahi ne istediniz benden? Ben hala annem her gece saçlarımı okşuyormuş gibi devam ediyorum hayatıma. Oysa annem hiç bir zaman saçlarımı okşamadı. O çiçekli yollar, yıldızlı akşamlar hep yalandı. Manzaradan bahsederken aslında perdem hep kapalıydı. Ben hiç iyileşemedim. Yürüdüğüm yollar hep aynıydı ama ben gözlerimi kapatınca başka yola gider sandım. Görmezsem eğer acılar geçecek sandım. Ne istiyorsunuz benden? Benden, hayatımdan aldıklarınız yetmedi mi?"
Jungkook bunları söyler iken hıçkırarak ağlıyordu.
"Bugün güçsüz olabilirim ama yarın kaldığım yerden devam edeceğim hayatıma. Ben kendime söz verdim. Herşeye rağmen, baharları getireceğim ömrüme. Kendime söz. Bu son göz yaşım."
Namjoon onun bu sözlerinde sonra onun belini sarmış ve dudaklarına güven ve sıcak veren bir buse kondurmuştu.
" Sana söz ufaklık bu senin hüzüntü yüzünden son göz yaşın olacak. Bundan sonra seni ağlatmalarına izin vermeyeceğim. Ve asla senin hüzün sebebin olmayacağım. "
Ikili birbirine sarılarak uykuya dalmıştı. Namjoon tutamayacağı sözler verdiğinin farkında bile değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma (Namkook)
FanfictionJungkook ihanete uğramış bir omegaydı. Ona ihanet edenler bir şeyi bilmiyordu. Jungkook karmaya inan biriydi.