Güzel bir kahvaltının ardından Jungkook bir telefon görüşmesi yüzünden ailesinin evine geri dönmek zorunda kalmıştı. Bugün JP Design ile ilk iş görüşmesi gerçekleşecekti. Çok heyecanlıydı. Namjoon onu evin önüne bırakmıştı.
" Ben seni burada bekliyorum ufaklık."
" Benimle beraber içeri gelmeyecek misin?"
" Dünden beri fazla doluyum. Eğer içeri girip o insanların sana karşı tek bir kelimesini duyar isem kontrolümü kaybedeceğim. O yüzden burada kalıp seni beklemem herkes için daha sağlıklı olacak ufaklık"
" Pekala. Ben de zaten çok durmayacağım. Üstümü değiştirip geliyorum."
Jungkook evin içine girince kimseye görünmemek için merdivenlerden hızla çıkmıştı. Odasına girip hemen akşam uykuya dalarken aklında kurmuş olduğu kombinine gerekli olan parçaları aramaya başlamıştı. Omega elini hızlı tutmaya çalışır iken Taehyungun onu koridor da gördüğünü ve ardından odasına girdiğini fark etmemişti.
" Dün gece neredeydin sen ?"
Jungkook odada yalnız olduğunu düşündüğü için birden arkasından gelen ses ile ürkmüş ve yerinde hafifçe sıçramıştı. Kaşları çatık ve sinirli bir ses tonu ile Taehyungu eleştirmeye başlamıştı.
" Senin benim odamda ne işin var ?! Sana bu odaya girmeyi bırak kapıyı çalmak gibi bir hakkın bile yok!"
Taehyung ise yüz ifadesini ve sakinliğini bozmadan onun sorusuna karşılık vermişti.
" Sana dün gece neredeydin diye sordum Jungkook."
" Ben Çince falan mı konuşuyorum ?! Odamda ne işin var senin?! Hangi hakla benim kapımı çalmadan öylece odama dalıp bana hesap soruyorsun?!"
" Neden sana o adamdan uzak dur dedikçe sen nispet yaparmışcasına o adamla geceyi dışarıda geçiriyorsun?"
Jungkook sakince yatağının kenarına oturup ,bacak bacak üstüne attıktan sonra kışkırtıcı bir yüz ifadesi ile cevap vermişti.
" Haklısın. Nişanlım ile geceyi bu evde ,bu yatakta da geçirebilirim. Hatta biraz heyecan katmak istersek siz yok iken sizin yatak odanızda da yatabiliriz. Ne de olsa bu sizler için normal bir şey."
" Jungkook sözlerine dikkat et. O adamdan uzak dur diyorum. Ondan sana eş olmaz."
" Senden olmadığı gibi mi? Ya sen önce bir aynaya baksana bir. Beni kendi kardeşim ile aldattın artı onunla evlenip beni sizinle beraber yaşamaya zorladınız. Yetmezmiş gibi dün utanmadan benim için gelen iş teklifini ona vermem gerektiğini söyleyip beni yerden yere vurdunuz."
Taehyung ağır bir şekilde nefes alıp verdikten sonra omega ile tartışmaya devam etmişti.
" İlk olarak o iş teklifini kabul etmen tamamen yanlış. Sen ne çizimden ne de dikişten anlarsın. Jimin ise bir yıl boyunca bunun eğitimini aldı. Yani boşu boşuna zaman harcayıp, strese girip, kendini yabancıların önünde rezil etmeni istemedik. Jimin ailesine bağlı olduğu için burada beraber yaşamak istedi. Keşke sende onun kadar yetişkin olup geçmişi bir kenara bıraksan."
Jungkook sinirle ayağa kalkıp ,iki eli ile Taehyungu göğsünden sertçe itmişti.
"Sen ciddi misin ya?! O yetişkin olduğu için mi biz nişanlı iken seninle yatıp kendini mühürletti?! Asıl bu kıskanç bir çocuğun başka birine ait olduğunu bilmesine rağmen o oyuncağı çalmak gibi bir şey!"
" Ben asla sana ait hissetmedim Jungkook. Sen de asla senin bana ait olduğunu düşünmem için bir şey yapmadın. Benim bir alfa olduğumu unutuyorsun. Bir alfa olarak ihtiyaçlarım var. İnsan bir zamana kadar dayanıyor. Eğer beni o kadar bekletmek yerine ,benimle beraber olsaydın bu durumda olmazdık."
Omega daha fazla alfanın sözlerine katlanamadığı için ona sert bir tokat atmıştı. Tokat o kadar sertti ki Taehyungun yüzü sola doğru dönmüştü. Alfa olan sakinliğini koruyarak yüzünü tekrar ona dönmüş ve gözlerinin içine bakarak konuşmuştu.
" Ne sanıyorsun? Namjoon denilen pisliğin senin bu saçma sapan nazına sonsuza kadar katlanacağını mı? Senden çekici biri ona bir kur yapınca seni nasıl yarı yolda bırakıyor gör."
" Herkesi kendin gibi uckuruna düşkün sanma. "
Jungkook kıyafetlerini alıp evin çıkışına yönelmişti. Sinirden eli ayağı titriyordu.
Taehyung ise sakince aralarında küçük bir mesafe bırakıp onu takip etmişti. Namjoon onu görünce kapısını açmak için arabadan çıkmıştı." Neden evde giyinmedin ufaklık?"
Jungkook sinirle kıyafetleri arabanın arka kısmına koyar iken cevap vermişti.
" Soru sorma ve bana sarıl lütfen."
Namjoon sorgulamadan ona sarılmıştı. Kollarının arasındaki narin bedenin titremesinden bir şeylerin yolda gitmediğini anlamıştı. Jungkook yüzünü onun boynuna gömmüştü.
" Namjoon senden bir şey isteyebilir miyim?"
" Benden canımı bile isteyebilirsin ufaklık. "
" B-Beni mühürler misin?"
Namjoon yanlış duyduğunu düşündü.
" Ne?"
" Beni mühürle. Hemen şimdi! Burada !"
Alfa onları uzaktan izleyen Taehyungu görünce sinirden kanının kaynamaya başladığını hissetmişti.
" Bu isteğinin Taehyung denilen piç ile alakası var mı?"
" Lütfen soru sorma."
Esmer adam bu sorunun cevabını daha geç alması gerektiğini aklının bir köşesine yazmış.
"Anlaşıldı."
Jungkook başını hafifçe sola eğip alfaya boynunu sunmuştu. Namjoon kurt dişlerini ortaya çıkarıp, bir elini Jungkookun ensesine yerleştirip diğer eli ile belini sardıktan sonra onları uzaktan izleyen Taehyungun gözlerinin içine bakarak omegayı mühürlemişti. Jungkook etini delen dişlerin verdiği acı yüzünden hafifçe inlemişti. Alfa ise omeganın boynunda bıraktığı ize baktı. Diş izlerinden oluşan mühür hala kanıyordu. Namjoon hala Taehyungun gözünün içine bakarak mühürü temizlemek amaçlı kanı yalamaya başlamıştı. Taehyung ona saldırmamak için kendini zor tutuyordu. Jungkook ise az önce yaşadığı şey yüzünden kalp atışlarını kontrol edemiyordu.
" N-Namjoon"
Jungkook yüzünü onun boynundan ayırmadan ona seslenmişti.
Esmer adam ise omeganın saçlarını okşar iken cevap vermişti." Söyle ufaklık. "
" Beni asla bırakma olur mu?"
" Son nefesime kadar yanında olacağım ufaklık. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma (Namkook)
FanfictionJungkook ihanete uğramış bir omegaydı. Ona ihanet edenler bir şeyi bilmiyordu. Jungkook karmaya inan biriydi.