33.Bölüm

263 25 10
                                    

Kim malikanesine geldiklerinde kapıyı her zamanki gibi Hana açmıştı.

" Hoş geldiniz efendi Kim. Hoş geldiniz efendi Jeon."

" Hana Jungkook bundan sonra bir Kim. Ona da efendi Kim olarak hitap edilecek. Bunu tüm iş arkadaşlarına bildir lütfen."

" Peki efendim."

"Hoş geldiniz efendi Kim. Aç mısınız? "

" Hoş bulduk Sejin. Aç değiliz. Akşam yemeği yiyeli 2 saat falan oldu. Ama eşimin yüz ifadesine bakılır ise bir tatlıya hayır demeyiz."

" Çikolata soslu ve çilek parçacıklı brownie hazırlamıştım. Onları mi getirmemi istersiniz yoksa yeni bir şey mi hazırlim?"

Namjoon Jungkooka bir kaçamak bakış atmıştı. Çilekli brownieyi duyan omega salyalarını akıtmamak için resmen sıkıyordu.

" Brownie'ler yeterli olur Sejin. Hatta yanına soğuk kahve de yap."

" Siz nasıl emrederseniz efendim."

Iki kadın mutfağa yöneldiğinde Jungkook büyük ve geniş olan koltuğa bağdaş kurup oturmuştu. Namjoon ise onun yüzünü daha iyi görebilmek için karşıda duran tekli koltuğa  geçmişti. Omega birden omuzlarını dikleştirip karşısındaki adama ciddi bir yüz ifadesi ile bakmaya başlamıştı. Namjoon bunun konuşmamız gerek olduğunu anlamıştı.

" Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun ufaklık?"

Alfa elindeki sigarayı yakıp kalın dudaklarının arasına götürmüştü.
Jungkook Namjoonun bazen onun aklını okumasını ürpertici buluyordu.

" Şey az önce evimizde olan olaylar."

Namjoon zehirli dumanın kalın dudaklarının arasından kaçmasına izin vermişti.

" Ailenin evi demek istedin. Orası Jeon malikanesi ve sen artık bir Jeon olmadığına göre orası senin evin olmuyor ufaklık. Sen bir Kim olarak bu eve aitsin."

" Tam da bu konu hakkında konuşmak istiyorum Namjoon. Jimin ve Taehyungu sinir etmek için evlendiğimiz yalanına itiraz etmedim ama bu kadar ileri gidip bütün ailemin önünde bu tür şeyler söylemen bu şakayı çok abarttı."

Namjoon tekrar içtiği sigaranın dumanını odaya dağıtır iken karşında oturan sevgilisinden gözlerini ayırmarak konuşmuştu.

" Ne şakasından bahsediyorsun ufaklık?"

" Evlendiğimiz şakası Namjoon. Resmen onlara bir Jeon olmadığımı söyledin."

" Çünkü bir Jeon değilsin."

Jungkook Namjoonun yüz ifadesinden onun çok ciddi olduğunu anlamıştı.

" N-Nasıl yani? Sen şaka yapmıyor muydun?"

" Tabiki de yapmıyorum. Sen artık bit Kim'sin"

" Bir dakika. Ben hafızamı falan mı kaybettim. Neden evlendiğimizi hatırlamıyorum? Acaba imza atarken rüya gördüğümü sanıp mı imzaladım? Onu geç bana evlilik teklif ettiğini bile hatırlamıyorum."

Namjoon Jungkooku bu alaycı bir şekilde laf sokan hallerine sadece gülmüştü.

" Öncelikle benden öyle abartılı bir evlenme teklifi beklediğini bilmiyordum. Restorandaki konuşmamız seninle evlenmek istediğimi gayet belli ettiğini sanıyordum. Ki bana karşılık vermeni de evet olarak algılamıştım."

Jungkook ağzını açıp itiraz edecek iken Sejin elinde büyük bir tepsi ile gelmişti.

" Tepsiyi Jungkookun önüne bırakıp, çekilebilirsin Sejin."

Sejin anladığını belirten bir şekilde kafasını hafifçe eğip, emirleri yerine getirdikten sonra odadan ayrılmıştı. Jungkook önünde duran lezzetlere karşı koyamayıp yemeye başlamıştı. Namjoon ise açıklamaya devam etmişti.

" İmza işine gelirsek sana her uzatılan kağıdı okumadan imzalamaman gerektiğini öğrenmelisin ufaklık."

Jungkook başta Namjoonun ne demek istediğini anlamamıştı. Taki aklına garsonun ona sözde hesabın temassız ödendiği  için imzalanması gereken verdiği kağıt aklına gelene kadar.

" Sen tuvalete kadar gittiğin için ben de bunun gibi saçma bir şey yüzünden beklememek için öylesine imzalamıştım. Sen beni resmen oyuna getirdin Namjoon."

Namjoon umursamaz bir şekilde omuz silkmişti.

" Ben sadece istediğimi kendi yollarım ile elde ederken ,senin daha dikkatli olman gerektiğini sana gösterdim."

Jungkook soğuk kahvesinden bir yudum aldıktan sonra isyan etmeye devam etmişti.

" Bu resmen dolandırıcılığa giriyor."

" Ne yani sevdiğim kişiyi benimle evlenmesi için dolandırıcı mı oldum?"

Jungkook ağzı lezzetli ve çikolatalı sos yüzünden ıslak olan brownie ile dolu olduğu için sadece başını sallamak ile yetinmişti.

" Yanlışın var ufaklık. Buna flört etmek ve istediğin kişiyi elde etmek deniyor. Gerçi  avını avlamak diyenlerde var . Ki bizim durumumuza gayet uyuyor."

Omega yanında duran büyük yastığı Namjoonun yüzüne atmıştı.

" Pis dolandırıcı! Resmen kendisi ile gurur duyarak anlatıyor."

Namjoon yastığı Jungkooka geri atacak iken önündeki tepsiyi hatırlayıp vaz geçmişti. Ayağa kalkıp gömleğinin kol kısımlarını sıvamıştı.

" Sen ilk önce o koltuktan kalk ve benimle yüz yüze konuş ufaklık."

Jungkook atarlı bir şekilde ayağa kalkıp Namjoonun önüne dikilmişti. Boy farkı yüzünden alfa yüzünü aşağıya doğru eğilmek zorunda kalmıştı.

" İşte buradayım! Karşındayım seni dolandırıcı!"

Omega onun boyuna biraz yaklaşmak için  parmak uçlarının üzerine kalkmıştı. Namjoon ise gözlerini şuan onun dudaklarından alamıyordu.

" Beni kışkırtmak çok tehlikeli bir oyun ufaklık. Sana vundan hemen vaz geçmeni tavsiye ediyorum. "

" Vaz geçmez isem ne olur?"

Jungkook hala atar yapıyordu. Namjoon aniden onu belinden tutup kendine çekince, işlerin bambaşka bir hal aldığını yeni anlamıştı.

" Vaz geçmez isen seni yerim. Zaten küçük ve tatlı bir tavşan gibi görünüyorsun. "

Jungkook aralarına mesafe koymak adına geri adım atmaya çalışmıştı ama Namjoon kolları buna müsaade etmemişti.

" Ş-Şey ben browniemi bitirmedim. Istersen onu ye. Belki açlığın geçer."

Namjoonun dudaklarından küçük çapkın bir gülümseme oluşmuştu.

" Ben o tür bir açlıktan bahsetmiyorum ufaklık. Benim açlığımı sana ve senin tenine karşı. Ve ben bu gece bu açlığımı gidermeye kararlıyım."

Alfa eşini tam öpecek iken içeri adamın Jun girmişti.

" Efendi Kim-"

Adam onları öyle görünce hemen arkasını dönmüştü.

" Sizi böldüğüm için beni affedin efendim."

Jungkook bu fırsat bilip hizmetlilerin yanına mutfağa koşmuştu. Namjoon ise  sinirlere sol eli ile saçlarını taradıktan sonra adamına dönmüştü.

" Bu kadar önemli olan ne?!"

" Efendim Im pisliği  elimizde ."

" Jungkooka geç döneceğimi söyle. Ona odamızı gösterin ve her istediğini yapın. Ve bu defa sakın bu evi terk etmesine izin vermeyin."

Tepsiyi almak için gelmiş olan Sejine seslenmişti.

" Emredersiniz efendim."

" Bitirelim şu işi Jun."

Jun Namjoonun beş adım arkasinda onu takip ederek evden çıkmıştılar.

Karma (Namkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin