" Senin için ne yapabilirim ufaklık?"
" Onlardan intikam alıp sürünmelerini sağla."
" Onu zaten yapacağım. Ben şuan ne istediğini soruyorum. "
Jungkook bir saniye bile düşünmeden cevap vermişti.
" Yemek."
Namjoon sorusuna anında cevap alınca gülmüştü.
" Bu kadar çok mu acıktın?"
Jungkook başını hayır anlamında sallamıştı.
" Sadece fazla stresli ve sinirli olunca yemek yiyesim tutuyor."
" Neden bu böyle dolgun olduğun belli oldu."
Jungkookun yüzü düşmüştü.
" Vaz geçtim. Beni eve geri götür."
Esmer adam yolcu koltuğunda oturan omeganın ani karar değişimine anlam vermemişti.
" Ne? Sen iyi olduğuna emin misin ufaklık? Bir insanın ruh halinin bu kadar hızlı değişmesi normal değil çünkü."
" Bir insanın senin kadar öküz olması da pek normal değil ama işte."
" Yoksa sen sana dolgun dediğim için mi alındın?"
" Yok ya. Neden alınayım ki? İnsan biri ona resmen sen kilolusun deyince alınır mı?"
" Hey ben Kilolu falan demedim ufaklık. Dolgun dedim. Arada fark var."
" Öyle mi? Neymiş farkı?"
" Öncelikle kilolu insanlar da güzel. Bazı insanlar zayıflık yakışmıyor. Kilolu insanların göbeği ve tombul yanakları olur. Dolgun vücutlu insanlarda ise kilo bütün vücuda eşit dağılır. Alınan kilo belirli bölgelere yönelir ve sadece bu bölgeler şişer. Dolgun vücutlu insanlar zayıf insanlar daha çekici. Elini nereye koysan dolgun ve yumuşak et parçası hissediyorsun."
Namjoon bunları söylerken elini Jungkookun uyluğuna koyup okşamıştı. Omega duyulmamasına dua ederek yutkunmuştu. Esmer adam tam olarak ne yaptığını biliyordu. Omegayı böyle utandırmayı seviyordu.
" Söyle bakalım ufaklık. Ne yemek istersin?"
" Hobi hyungun yaptığı japchae den."
Namjoon saate bakmıştı. Neredeyse gece yarısı olmuştu.
" Bu saate mi? İlla ki Hoseokun mu hazırlaması gerekiyor?"
Jungkook başını evet anlamında salladıktan yarım saat sonra ikili kendini Yoonseokun evinin önünde bulmuştu. Kapıyı üst vücudu çıplak alt vücudu ise bir iç çamaşırı ile gizlenmiş olan Yoongi açmıştı. Saçları dağınık ve gözleri yarı açık bir şekilde ona gülümseyen ikiliyi karşılamıştı.
" Şikeyim! Siz şaka mısınız?! Bu saate burada ne işiniz var veletler ?!"
Namjoon gayet normal ve sanki her zaman yaptıkları bir şeymiş gibi sakince cevap vermişti.
" Jungkook Hoseokun ev yapımı japchae'sinden yemek istediği için buradayız."
" Namjoon sen benimle taşak mı geçiyorsun?! "
" Yoo gayet ciddiyim hyung."
Yoongi sinirli bir kedi gibi karşındaki adamı yolmaya hazırlanır iken arkasında Hoseok belirmişti.
" Kimmiş bu saate sevgilim?"
" Iki tane işsiz velet. Sen onları boş ver ve yatağa dön güzelim. Ben de onları gönderip geliyorum."
" Iki velet mi?"
Hoseokun aniden uykusu açılmıştı.
" Yoksa Kookie mi geldi?"
Hoseok sevinçle Jungkooka sarılmıştı.
Yoongi ise üstü oversize bir Tshirt ile kaplı olan sevgilisi hemen geri çekmişti." Seni başkaları ile bu kadar samimi olma konusunda uyarmıştım Hoseok."
" Hadi ama Kookie benim dongsaengim. Şunun şirinliğine bakar mısın? Tıpkı tatlı evcil bir tavşan gibi. Aigoo."
Hoseok kendinden küçük olanın yanaklarını sıkar iken Yoongi üzerine bir şeyler giymeye gitmişti.
" Bu saatte burada ne arıyorsunuz Kookie?"
" Ona ne yemek istediğini sordum oda bana senin yaptığın japchae den yemek istediğini söyledi. Bu yüzden buradayız."
" Aigoo. Gel ben sana hemen hazırlayayım."
Hoseok Jungkooku büyük bir mutluluk ile mutfağa sürükler iken Yoongi ellerinde iki tane yarıya kadar dolu olan içki bardakları ile Namjoona yönelmişti.
" Söyle bakalım velet. Bu saate buraya gelmenize ve benim uykumu bölmenize ne neden oldu ?"
Namjoon ona uzatılan bardağı alıp çoktan ilk yudumu midesine göndermişti bile.
" Kardeşi olacak şımarık ve arsız velet evde büyük tartışma yarattı. Jungkook bir yerden büyük bir iş teklifi aldı ama tüm ailesi buna karşı çıktı."
" Ciddi misin? Bunlar nasıl hastalıklı bir aile. Bu çocuğun evlatlık olmadığına emin miyiz biz?"
" Bilmiyorum ama bunu da en yakın zamanda araştırmayı düşünüyorum. Hepsi o kadar aşağılayıcı sözler sarf etti ki. İş teklifini kardeşine vermesi hakkında ısrar da bile bulundular."
Ikili uzakta tatlı tavşan gülümsemesi ile Hoseokla konuşan Jungkooka baktı.
" Cidden o iğrenç aileden nasıl bu kadar masum bir velet çıkabilir ki?"
" İnan hiç bir bilgim yok hyung. Nasıl bu kadar saf ve masum olabilir diye kendi kendime soruyorum. Ama cevabı bir türlü bulamıyorum. "
Yoongi hafif bir yan gülümseme ile Namjoona bakmıştı.
" Ne kadar da trajikomik bir durum bu. O beyaz sen ise siyahsın. Dikkat ette onu da kirletme velet."
" Onu yer altı dünyasından uzak tutmak için elimden geleni yapıyorum zaten Yoongi hyung. "
" Seni öldürmek için kiralık katillere para ödülü vaad edenleri öldürerek mi Jungkooku bu işlerden uzak tutuyorsun?"
Namjoon şaşırmış bir şekilde içkisi yudumlayan adamı izliyordu.
" Ne o öğrenemeyeceğimi mi sandın? "
" Ama nasıl?"
" Unutmaki sen bu yolları gider iken ben dönüyordum velet. Yang'ın işini bitirmişsin. Diğer ikisi bunu duyunca üstüne daha da çullanacak."
" Sen bunu dert etme. Sattığı kadınların bir kaçı intikam almak için onu öldürmüş gibi süs verdim."
" Yıllarca yer altında vakit geçirdiğin için tecrüben var velet. Ama diğer ikisi Yang gibi kolay lokma değil. Eğer bu işten senin parmağın olduğunu bulurlarsa ki eninde sonunda bulacaklar. Seni kendi elleri ile öldürmeye çalışacaklar."
Namjoon bardağındaki sıvı tek shot ile bitirmişti.
" Bu dünyada bir kural var. Kim önce davranır ise kazanır. "
" Dikkatli ol velet. Oyun oynar iken oyuna gelebilirsin."
" Yoongi Namjoon yemek hazır. "
Ikili Hoseokun sesine doğru yürümeye başlamıştı. Bu hikayede kim avcı kim av tam olarak belli değildi. Bazılarının büyük ve ağır bedeller ödeyeceği belliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma (Namkook)
FanfictionJungkook ihanete uğramış bir omegaydı. Ona ihanet edenler bir şeyi bilmiyordu. Jungkook karmaya inan biriydi.