Namjoon kollarının arasındaki bedene baktı. Jungkook sırtında hissettiği acı yüzünden kısık bir nefes vermişti. Sanki dudaklarının arasından çıkan o beyaz duman nefesi değil de ruhuydu.
" N-Namjoon..."
Jungkook için bir anda her şey zifiri karanlık olurken bedeni ağırlaşmış bir şekilde yere düşecek iken Namjoon onu son anda tutmuştu. Bir eli ile onun sırtını yoklar iken elinin bir sıvı yüzünden ıslandığını hissetmişti. Esmer adam elini oradan çekip havaya kaldırınca elinin kana bulandığını görmüştü. Esmer adam sol tarafına bakınca onlara telaşlı bir şekilde koşan Junu görmüştü.
" Efendi Kim!"
Junun sesini duyan herkes dışarı çıkmaya başlamıştı. Namjoon ise bir kanlı eline bir de kollarının arasında bayılmış olan bedene bakıyordu. Sanki dejavu yaşıyor gibiydi.
Geçmişe dönüş
" Namjoon hadi eve gidelim. "
Esmer adam soğuk ve karanlık havada elini tutmuş olan adama isyan ediyordu.
" Ah hadi ama hyung. Sadece bir kaç kadeh içtik. Hem gece daha genç. "
Adam esmer alfa tarafından durdurulmuştu. Namjoon kollarını adamın beline sıkıca sarmıştı.
" Seninle her saniyenin tadını çıkarmama izin ver hyung."
Esmer bunu söyler iken kalın dudaklarını beyaz ama soğuk boyna sürtmüştü. Sonrada porselen gibi soğuk ve pürüzsüz olan tene sıcak ve yakıcı öpücükler bırakmaya başlamıştı.
" Ah bazen senin benden küçük olduğunu unutuyorum ufaklık. "
Adam parmaklarının arasında olan sigaradan bir nefeslik zehirli duman çekmişti. Namjoon ise bu defa da pembe dudaklara bir buse kondurmuştu. Beyaz tenli adam esmerin onun dudaklarından uzaklaşmasını bekledi ve anca o zaman sigara dumanını havaya salmıştı.
" Namjoon sana sigara içer iken bana yaklaşmaman gerektiğini kaç defa söylemeliyim?"
"Üzgünüm hyung ama sana ve o davetkar dudaklarına dayanamıyorum. Hem ben sana kaç defa sigarayı bırakmanı söyledim."
" Bunu yapamayacağımı sen de biliyorsun velet."
Namjoon tekrar karşındaki bedene sıkıca sarılır iken yüzünü onun boynuna gömmüş ve o çok sevdiği kokuyu doya doya içine çekmişti. Beyaz tenli adam ise daha yeni içmeye başlamış olduğu sigarayı yere atıp ayakkabısı ile ezmişti. Sonra da ona sarılan esmere karşılık verip onun saçlarını öpmüştü.
" Bu kadar masum olmana dayanamıyorum ufaklık."
" Bana ufaklık demeyi kesmelisin hyung. Hem ben masum değilim. Bunu ilk tanıştığımız gün anlamalıydın."
" Bir yer altı çatışmasında tanışmış olmamız seni benim gözümde daha az masum yapmıyorum Kim Namjoon. "
" Sen bir de onu beni ölü görmek isteyen adamlara söyle."
Adam elini esmerin başına koyup siyah saçları okşamıştı.
" Ölüm hakkında konuşma Namjoon. Sana bu kelime yasak. Sen asla ölmemelisin. İnan bana bunun olmaması için elimden geleni yapıyorum."
Esmer adam sonunda yüzünü menekşe kokan boyundan ayırıp, beyaz tenli adamın yüzüne bakmıştı.
" Peki ya neden hyung? Biliyorsun ki bana yardım ettiğini öğrenirseler sana da zarar vermek isteyecekler."
Adam esmerin yüzünü ellerinin arasına almıştı. Namjoon soğuk ellere bir kedi gibi sürtünüyordu.
" Çünkü seni seviyorum Namjoon.Ve son nefesime kadar da daima seveceğim. "
Esmer adam dudaklarında o çok sevdiği pembe dudakların baskısını hissedince hafifçe gülümsemiş ve sonrada sevdiği adama karşılık vermişti. Her şey çok güzel gidiyordu. Taki bir silah sesi duyulana kadar. Namjoon daha ne olduğunu anlamayadan beyaz tenli adam vücudunu onun vücudunun önüne siper edip beş kurşunu da göğsü ile durdurmuştu.
" Efendi Kim!"
Bir sürü endişeli beden ve bağırışlar saniyeler için etrafı sarmıştı. Namjoon ise önünde kalkan gibi duran adama seslenmişti.
" Seokjin hyung!"
Beyaz tenli adam zorda olsa yavaşça sevdiği adama doğru dönmüştü. Seokjin ağırlaşan bedeni ve onu taşımakta zorlanan bacakları yüzünden yere yıkılacak iken Namjoon onu son anda tutmuştu.
" Hyung! "
Namjoon bir kanlı eline bir de kollarının arasında olan bedene bakıyordu. Seokjin ağzının kenarından akmaya başlayan kana aldırış etmeden konuşmuştu.
" K-Kendine dikkat et ufaklık..."
"Hyung iyi olacaksın! Dayan lütfen!"
"S-Sana söylemiştim d-değil mi?Ö-Ölmemen i-için elimde ge-geleni yapacağımı sö-söylemiştim ."
Seokjin kan öksürürken Namjoon yardım için bağırıyordu. Beyaz tenli adam esmerin kendi kanı ile bulanmış olan elini tutmuştu.
"S-Seni son ne-nefesime kadar se-sevdim ufaklık."
Namjoon elini sıkıca tutan elin birden güçsüzce yere düşmesini izledi. Acı bir çığlık attıktan sonra hala kollarındaki adamın onu bırakmaması için yalvarıyordu.
Şimdiki zamana dönüş
" Efendi Kim lütfen onu bırakın. Doktorlar onunla ilgilenecek."
Namjoon ne zamandır kollarındaki bedene sıkıca sarılmış öylece beklediğini hatırlamıyordu bile. Ama etrafı bir sürü insan ve acil yardımcılar ile doluydu.
" Lütfen efendi Kim. Ambulans bekliyor."
Hoseok endişeli bir şekilde esmere bakar iken sesini kontrol altında tutmaya çalışırken konuşmuştu.
" Namjoon-ah lütfen bu onun iyiliği için."
Yoongi elini Namjoonun omzuna koyup sıkmıştı
" Sana ve Jungkooka yardım etmemize izin ver velet."
Namjoon sonunda birazsakinleşip kolları ile sıkıca sarmış olduğu bedeni acil yardımcılara teslim etmişti. Dizleri üzerinde soğumaya başlamış olan bedenin ambulansa bildirilmesini izlemişti. Herkes Jungkook için endişeli bir şekilde etrafta dolanır iken Namjoon kanlı ellerine bakarak içinden bir kişiyi daha kaybetmemek için dua ediyordu. Çünkü bu defa kendini toparlayamaz ve sevdiği adama verdiği sözü tutamayıp Kim Taehyungu öldüre bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma (Namkook)
FanfictionJungkook ihanete uğramış bir omegaydı. Ona ihanet edenler bir şeyi bilmiyordu. Jungkook karmaya inan biriydi.