12. Bölüm

1.9K 59 0
                                    

Başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibiydi hiç bişey diyemedim. Buz kesilmiş bedenimi hareket ettiremedim. Ağlıyordum.

"G-gerçekten mi?" İnanamıyorum inanmak isteniyordum. Bu gerçek olamaz!

Doktor başını öne eğip onayladı. Nasıl olur? Ben kanserdim.

"Lütfen üzülmeyin tedavi etmeye çalışacağız. Kendinizi üzerseniz daha kötü olursunuz." İmkansız bişey söylemişti.

"Lütfen, lütfen bu aramızda kalsın aileme söylemeyin" yalvarır bir tonda söylemiştim.
Eğer öğrenirlerse çok üzülürler ben onlara sonra belki söylerim.

"Ama"

"Lütfen" gözyaşlarım akmaya devam ediyordu.

Gitmek hemen burdan uzaklaşmam lazımdı. Ayağa kalkmaya çalıştım kalktığım anda geri düştüm.

"Lütfen kendinizi zorlamayın. İki gün sonra tekrar gelin yoğun bir tedavi süresi başlayacak."

Kalmak için bir daha hareketlendim.

"Konuşmamız lazım"

"Şuan konuşacak kadar iyi değilim"

Kendim de değildim bayılabilirdim. Ne yapacaktım? Kime söyleyecektim? Ölü gibiydim hastalığımın arkasında kanser olmasını kesinlikle beklemiyordum. Hayat benden ne istiyor? Ben mutlu olamaz mıyım? Telefonumun sesini duydum ama kimseyle konuşacak durumda değildim.

Telefonum üç kere daha çaldı sonra ise mesaj sesleri. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bu dünyada bana en iyi gelen insanın yanına gidecektim. Emine teyzenin yanına.

Emine teyze benim babaannemin en yakın arkadaşı babanem vefat edince onunla tanıştım. Beni anlayan,sevgi gösterin bir kadın. Evi dağda minik bir ev. Küçük bahçeli aynı rüyalardaki gibi...

Arabama geçip yerleştim. Hala olayı atlatamamıştım.

Emine teyzenin evine varmıştım kuşlar ötüşüyordu.

"Emine teyze" diye seslenmiştim.

"Ece kızım sen misin?"

"Evet benim konuşabilir miyiz?"

"Tabi kızım sen bahçeye geç geliyorum"

Bahçesi çiçeklerle süslenmişti. Emine teyzeyle konuştuğumuz her zaman ki yere geçtim. Bir süre sonra Emine teyze geldi yanıma oturdu.

"Ne oldu kızım? Rengin bembeyaz olmuş"  nasıl söylenirdi ki?

"Teyzem b-ben çok kötüyüm" kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Şaşırmış gözlerle bana bakıyordu.

"Sakin ol kızım. Ne oldu?"

"Teyzem ben K-kanserim" ağlayarak söylemiştim. O da çok şaşırmıştı. Gözleri büyüdü ve sonra:

"Nasıl yani sen kanser misin?" Başımla onayladım.

"Bugün doktora gittim aslında dün gittim tüm tesisleri aldılar. Bugün ise  sonuçlar açıklandı ve kanser olduğum ortaya çıktı"  ağlaman şiddetlenmişti. Sonra elini dizime koydu.

"Kızım, yavrum bu hayatta her şey olabilir zaten insanda buna göre yaşamıyor mu? Söyle bana sen şimdi beş dakika sonra ne olacağını biliyor musun? Hayır. Kimse bilmiyor,kimse hangi hasatalığının çıkacağını da bilmez.  Evet zor bir gün geçiriyorsun ama önemli olan bunun üstesinden gelip yıkılmamak pes etmemek"

Derin bir nefes alıp devam etti:

"Şimdi ağlayarak, üzülerek kendini yıpratma olabilir hayatta mutlulukta olucak hüzünde önemli olan dik durmak"

Konuşması biraz olsun rahatlatmıştı ama ben hala olayın şokundaydım. Çay içmiştik. Her daim onun desteği bana iyi geliyordu.

Artık kalkmak  istedim ona rahatsızlık vermek istemiyordum.

"Emine teyzem desteğin için çok teşekkür ederim. İyi ki varsın"

"Kendine iyi bak kızım" sarılıp bahçeden çıktım.

Telefonum yine çalıyordu. Bu sefer açtım.

"Alo Ece neredesin? Niye cevap vermiyorsun"

"İşim vardı Irmak" sesim kötüydü umarım anlamaz.

"Sesin kötü geliyor bir şey mi oldu?"

"Hayır"

"Hiç inandırıcı değilsin"

"Seni her zamanki yerde bekliyorum"

"Ama" sözümü keserek.

"Konu kapanmıştır" ve telefonu kapattı. Beni böyle görürse hiç iyi olmaz. Ama gitmesem de o yanıma gelir. En iyi gitmek.

Buluşma yerimize gelmiştim Irmak yoktu. Etrafa bakındım uzaktan koşarak biri geliyordu.

Irmakmış yanıma geldi ve sarıldı bende karşılık verdim.

"Ne oldu sana? Yüzün kireç gibi"

"Boşver önemli değil" yalan söyleyemiyordum . Kötü bir şey olduğunu anlamıştı.

"Hadi ama Ece anladım bir şey olmuş" söylemelimiydim.

"Yok bir şey dedim"

"Tamam ben de o zaman annenin yanına giderim ve senin kötü olduğunu söylerim" anneme söylerse annem öğrenmeden beni bırakmazdı.

"Irmak ben bugün hastahaneye gittim"

"Ee ne oldu?"

"Ben, Irmak ben kansermişim" başımı öne eğmiştim gözlerim dolmuştu. İki gündür ne çok ağlıyordum.

"Ne!? Sen ciddi misin?" Başımla onayladım ve sonra bana sıkı sarılışını hissettim. Ona dönüp baktığımda ağlıyordu.

Konuşmadık ne o konuşa bildi ne de ben.

"Neyse canım şimdi sen kansersin diye hayattan vazgeçecek değiliz" güldürmeye çalışıyordu ama işe yaramadı.

Irmağın işi çıkmasıyla gitti ama gitmek hiç istemiyordu. Bende daha fazla durmayıp eve gittim.

"Kızım ne oldu üzgün duruyorsun" nasıl söyleye bilirdim ki annem seni üzmek kanserden daha kötü benim için. Senden gizlemem lazım.

"Uykumu almadım anne biraz yorgunum"

"Sen hastasın belli. Geç içeri nane limon ve çorba yapıcam. Biraz dinlen"

Dinlenmeye ihtiyacım vardı bende kabul ettim.
Hayattan zevk almaz olmuştum. Şimdi neler olacaktı?

Sevgilim Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin