21. Bölüm

1.4K 47 9
                                    

Burak'ın söyledikleri karşısında bir şey diyememiştim. Ben onu hep arkadaşım olaraj görüyordum. Bu durum da onu suçlayamam gönül bu ne zaman ve kimi seviceği belli olmaz.

"Bak seninle çok mutlu oluruz. Maddi olarak zenginim istediğin her şey olur. Aynı bir kraliçe gibi olursun" Kraliçe? Gerçekten aşkı para olarak mı görüyordun Burak?

" Burak ben seni hep arkadaşım olarak gördüm. Ve öylede göreceğim seninle ben olamayız." Söylediklerim karşısında şaşırmışsa benziyordu.

"Nasıl yani? Beni red mi ediyorsun?" Bu benim içinde çok zordu çünkü o benim arkadaşım onu üzmek istemiyordum ama ona evet diyerek ömür boyu ben üzülecektim.

"İnanamıyorum sana Ece! Kim istemez zengin, yakışıklı birini? Söylesene!" Bağırarak söylemişti. Yerimden sıçramıştım.

"Burak para her şey değil. Seninle beraber olmama için sevgi olmadı lazım ama ben seni sadece arkadaş olarak seviyorum." Burak'tan böyle bir şey beklemiyordum. Her gün başka bir kızlaydı beni seveceğini düşünmüyordum.

"Benim param ikimizinde sevgisine yeterdi. Senin beni red etmeye hakkın yok! Benim gibi biri red edilemez." Canımı sıkmaya başlamıştı. Kendini ne zannediyordu?

"Kusura bakma Burak ama seni istemiyorum" son kelimemi bastırarak söylemiştim. Dememle iki adım bana yaklaştı ve bileklerimi tuttu. O kadar sıkı tutuyordu ki zorlasam Nike bırakmıyordu.

"Benim gibi birini başına bela almak istemezsin. Seni ve sevdiklerini tehlikeye atma" sesiz bir şekilde konuşmuştu. Beni tehdit etmişti! Sen nasıl biri olmuştun Burak?

"Elinden geleni ardına koyma!" Dedim ben de onun aynı ses tonuyla. Ve hızlı bir şekilde bileklerimi çektim. Hızlıca Irmağın yanına gittim.

"Gidiyoruz!" Çantamı aldım ve dışarı çıktım.

"Neler oluyor Ece?" Nefes nefese kalarak konuşmuştu Irmak.

...

Camımın karşısında duruyor ve sadece izliyordum. Şehrin kalabalık olan yalnızlığını. Genelde de böyle olmuyor muydu? Etrafında ne kadar insan olursa olsun kendini çok yalnız hissetmek. Ben de o insanlardan birisiydim. Aklımda hep Alp vardı. Bir hafta geçmişti o gideli tam bir hafta olmuştu ve ben bir haftadadır yaşamıyordum. Onu çok özlemiştim her şeyden çok. Onu her düşündüğümde kalbimde olan ağrı. Neler oluyordu bana? Onu seviyor muydum? Galiba evet.

Kendimi gecenin karanlığına bırakmıştım. Zaten uyuyamıyorum aklıma o geliyordu uyusam rüyama geliyordu. Kulaklığımı takmıştım. Ne kadar çok şey yaşamıştım.

Kanser olmuştum, Alp gitmişti, Burak bana sevdiğini söyleyip reddedince de tehdit etmişti hala aklımdan çıkmıyordu. Her düşündüğümde tekrar tekrar sinirleniyordum. En iyisi düşünmemekti. Daha fazla dayanamamış kafamı cama yasladım ve sonra gözlerimle olan savaşım...

...

Sabah erkenden kalkmıştım cama yaslanmış bir şekilde uyuduğum için boynum ağrıyordu. Saat sekizdi yapacağım bir şey olmadığı için biraz yürüyüşe çıkmak istedim zaten sonrada hastaneye gidecektim. Sportif bir şeyler giyinip evden çıktım. Şarkı eşliğinde yürümeye başlamıştım. Yine bir parçam eksikti zaten  o gittiğinden  beri tam olamamıştım.

Yaklaşık bir saatlik yürüyüşten sonra arabama binip hastaneye gittim.

"Merhaba" dedim içtenlikle. Geçen haftaya göre biraz daha iyiydim.

"Merhaba Ece hanım gelin" dedikten içeri geçtin her zamanki yerime oturdum.

"Durumunuz nasıl? Nasıl hissediyorsunuz?"

Sevgilim Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin