Gözlerimi açtığımda sakinlik vardı hayret bugün annemler niye ses çıkarmıyor? Bu sefer gözlerim kendi açılmak istedi normalde bilirsiniz kendileri açılmazlar. Yataktan doğrulup içeri geçtim herkes uyuyor muydu? Lavaboda yüzümü yıkayıp anneme seslendim cevap yoktu aramak için telefona yöneldiğimde annemin mesajını gördüm.
"Günaydın tatlım biz teyzenlerdeyiz bugün buradayız hazırlan buraya gel" niye evde durmuyorlar ki? Teyzemler Almanya'da yaşıyordu yılda bir kez geliyorlardı ama bugün evde kalmak istiyordum nerdeyse bir saatlik yolu vardı.
"Anne ben sonra onların yanına giderim şimdi orası kalabalıktır" en doğru cevap budur bence. Teyzemleri seviyorum ama fazla kalabalıkta rahat olamıyorum.
Dün o kadar yorgundum ki Irmakla sahilden sonra Irmak evine gitmek istedi bende eve geldiğimde direk uyumuşum. Annemden anında cevap geldi:
"Aman zaten toplum içine çıkma yarın gel bak teyzen kırılmasın"
"Tamam" yazdım ve telefonu bıraktım kendime mısır gevreği ve kahve hazırladım genelde fazla kahvaltı yapmam sabah sabah iştahım gelmez.
Üzerime rahat bir şeyler giyip film açtım bu gün hava çok güzeldi dışarıda olsam iyi olurdu ama çıkıp ne yapacaktım? Filmin ortalarıydı çok sıkılmıştım telefona mesaj gelmesiyle telefona uzandım gruptan yazışıyorlardı Burak yazmıştı saat ikide buluşmak istiyorlardı Irmak onay vermişti bende onay verince saate baktım saat birdi bir saat içinde hazırlanmam lazımdı.Hızla banyoya koştum duş alıp saçlarımı kuruttum üzerime bir şey giyinmeden önce camdan baktım hava biraz serinleşmişti bu yüzden üzerime beyaz boğazlı ve siyah bir kot pantolon giyindim son olarak siyah beyaz ceket giyinip çıktım. Saat iki olmak üzereydi hızla arabama binip buluşma yerine gittim herkes toplanmıştı sırayla hepsiyle selamlaşmıştım.
"Kızım nerede kaldın?" Soran Irmaktı
"Kusura bakmayın biraz geç çıktım"
"Neyse hoşgeldin Ece"Burak hep olumlu karşılardı bu huyunu beğeniyorum.
"Ne yersiniz?" Aslında aç deildim.
"Ben sıcak çikolata alayım aç değilim" Irmakta benimle aynı içeceği söylemişti Burak ise kahve söylemişti.
"Ee hayat nasıl gidiyor?"
"Aynı Burak bıraktığın gibi" biz konuşurken Irmak telefonla oynuyordu sinirlenip ona döndüm.
"Irmak bırak sana şu telefonu konuşalım zaten toplanamıyoruz" bana bakıp onay verdi ama telefonu bırakmadı.
Siparişler gelmişti çok güzel kokuyordu biz konuşmaya devam ederken Irmak yine dikkatimi çekmişti hala telefondaydı.
"Artık bırak şu telefonu" oflayarak telefonu bıraktı.Sesizlik oluşmuştu.
"Ee hadi konuşun bıraktım telefonu" haklıydı şimdide konulmuyorduk. Hep beraber gülmeye başlamıştık.
Arkamda duran ve seslen sesle korkmuştum Alp!! Ne yapıyordu burada.
"Muhabbetiniz bol olsun"
"Ne yapıyorsun? Neden geldin?" Onun duyacağı şekilde konuşmuştum.
"Seni almaya geldim" benim kadar sesiz değildi.
"Neden?" Aynı ses tonunda sormuştum.
"Baban çağırdı" ben babama yazmıştım haberi vardı.
"Ne oluyor sen kimsin?" Burak'ta araya girdi tam oldu.
"Arkadaşıyım ne var? Sen kimsin?"
"Bende arkadaşıyım"
"Tamam hoşçakal, hadi gel Ece gidelim" gitmek istemiyordum ama olacaklardan da korktuğun için tamam demek zorunda kaldım.
Arabasını gösterdi onunla aynı arabaya binmeyecektim.
" Arabam var" ön koltuğun kapısını açtı ve koltuğu tekrar işaret etti.
"Gel sonra aldırırız" iç çekerek arabaya bindim ve cama yapıştım konuşmak istemiyordum.
"Nasıldı eğelendin mi?" Belli susmayacaktı.
"Sen gelene kadar her şey iyi di"
"Ne yapıyordun orada?"
"Sana ne?"
"Sordum sadece" cevap vermeden cama tekrar döndüm ama bu evin yolu değildi nereye götürüyordu.
"Nereye götürüyorsun?"
"Merak etme rahat biryere gidiyoruz"
"İstemiyorum eve görür"
"Eğer beğenmezsen gideriz?" Çok emindi be rahattı bende umursamayıp yola döndüm çok güzel bir yoldu yeşil ağaçlar vardı.
"Geldik" dedi. Etrafa bakındım çok güzel bir yermiş.
"Ne işimiz var burada?"
"İnelim görürsün" arabadan indik ve biraz yürüdük çok güzel bir kulübe vardı hatta kulübe bile denmez daha güzel.
"Burası" çok güzel bir deniz vardı ve yeşil ağaçlar havasıysa tarif edilemez beğenmiştim ama burada ne işimiz vardı.
"Neden geldik?"
"Burası benim en sevdiğim yer burada rahatlıyorum"
"Beni buraya niye getirdin?"
"Şimdi seni evine götürsem sıkılarsın hiç olmazsa burada rahatlarsın diye düşünmüştüm" doğru rahatlamıştım.
"Gitmek istersen gidelim" aslında burayı beğenmiştim.
"Bir saat kalalım gideriz" gülümsedi ben ise tepkisiz.
"Gel benimle" ısrar etmeden gittim.
Burası niye bu kadar güzel? Bir tane salıncak vardı beyaz iple be çiçekle süslenmişti.
"Sallanmak ister misin?" Kesinlikle hayır hem denize bakıyordu düşerim felan olmaz hemde beni o salayacaktı.
"Gerek yok"
"Tamam" böyle demesi içimi burkmuştu.
"Tamam sadece biraz" küçük çocuk gibi sevinmişti.
Rüzgarın etkisiyle saçlarım uçuşuyordu istemsizce gülümsüyordum göz ucuyla ona baktığımda oda gülümsüyordu. Daha fazla dayanamadım ve durdurmasını istedim o da hemen durdurdu.
"Gel deniz kenarına gidelim orasıda güzel"
"Tamam" dedim ilk defa bu kadar mutluydum garip olan ise onun yanında mutlu olmuştum. Ne oluyor bana?
Evet bu bölümün sonu oy bırakırsanız sevinirim diğer bölümde görüşürüz hoşçakalın♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker
Ficção GeralKanser olduğu için kendini sevmeyen bir kız. Ve onu her şeyden çok seven bir komutan. Kanser bir kız ve komutan bir birlerini çok severler ama bundan ikisinde haberi yok.Aşklarının önüne çıkan engeller. Onların aşklarını daha da güçlendirirken. Ha...