13. Bölüm

1.9K 54 0
                                    


Mutfaktan mis kokular geliyordu annem yine hastalandığım da yaptığı çorbayı yapmıştı. Hastalandığımda bana çok iyi geliyordu.

"Evet sen şimdi bunu iç sonra uyu" aslında tam olarak istediğim çorba bu değildi mercimek yada  tarhana olabilir.

İçinde her şey vardı tavuk, havuç,... sayamadığım bir çok şey daha. Bir kaşık alıp tadına baktım. Boğazım yanmıştı nasıl bir acılıktı bu ya?! Hastayı daha kötü yapar bu.

"Anne! Bu çok acı"

"İyi gelir boğazını yakar" eğer ben bunu içersem ölürüm.

Yavaşça yerimden kalkıp çorbayı kaba döktüm ve direk yerime geçtim. Yine halsizlik ve daha birçok ağrılar.

Saat geç olmuştu ve benim uykum gelmişti yerine geçip gözlerimi kapattım. Uyuyamıyorum son iki günde yaşadıklarım aklıma geliyordu.

Alp! Onunla yeni anılarımız olmuştu. Ona sarıldım, omuzunda uyudum. Gerçekten şu ana kadar uyuduğum en iyi uykuydu onun omzu. Kokusu hala burnumda eşsiz bir kokusu var. Gözlerine her baktığımda sanki hayat buluyor gibiyim sanki benim yerim onun gözleri...

...
Aniden uyandım yine aynı kabusu görmüştüm Alp yine kanlar içimdeydi. Niye aynı kabus? Niye o? Bir şey mi olucaktı? Lütfen bir şey olmasın! Sadece düşündüm sabah ezanında da uyudum.

...

"Uyandın mı annem?" Annem gelir gelmez elini alnıma koymuştu.

"İyi ateşin yok gözüm arkada kalmayacak"

"Nereye gidiyorsun ki?"

"Babanın kuzenin kuzeni vefat etmiş İstanbul'da bir kaç gün orada kalacağım" kesinlikle tanımıyorum.

"Sen gelmezsin diye düşündüm hem tanımıyorsun hem de istemezsin diye düşündüm" doğru bir karar.

"Evden çıkmayacaksın"

"Tamam anne çıkmam"

Kapının çalma sesiyle doğruldum saçımı düzelttim dünki kıyafetimle uyumuştum ve kapıyı açtım.

Alp!

Ne işi vardı burda?

"Günaydın!" Gülümsemişti bende gülümsedim.

"Annen nerede?" Öksürmüştü. Ard arda üç öksürük.

"Alp oğlum hoşgeldin"

"Hoşbulduk Hatice teyze"

"Teyze mi abla de bana çok mu yaşlı gösteriyorum" anneme kimse teyze dememeli.

"Kusura bakma Hatice abla" yine arda arda öksürük.

"Ne oldu sana? Çok kötü gözüküyorsun"

"Biraz üşüttüm galiba önemli bir şey değil" annem Alpın ateşine bakmak için eline alnına koydu.

"Sen yanıyorsun! gel içeri bakayım sen"

"Yok ben gideceğim" annem kaşlarını çatmıştı.

"Gel dedim hadi gel" daha fazla ısrara dayanamayıp içeri geldi.

Sevgilim Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin