20. Bölüm

1.6K 42 0
                                    

Irmağın yardımıyla eve girmiştik. Göz yaşlarım akıyordu ama benim iznimle değil. Sanki vücudum kendi ağlamak istiyormuş gibiydi. Evden içeri girdik ve kanepeye oturduk. Üzerimdekiler çok ıslanmıştı az yağan yağmur şimdi çok hızlanmıştı.

"Odaya benim giysilerimden hazırladım onları giyin gel biraz konuşalım" başımla onaylayıp içeriye üzerimdekileri değiştirmeye gittim.

Irmak ile bedenlerimiz aynı olduğunda verdikleri de üzerime tam olmuştu. Üzerinde  yavru kedi olan pembe renkli pijamaları giyinmiştim. İçeriye geçip ırmağın yanına oturdum.

"Anlat bakalım ne oldu? Neden ağladın?" Cevaplayamayacağım soruları sormaya başlamıştı. Ne yapmalıydım? Her şeyi anlatmalı mı? Yoksa bahane uydurup geçiştirmeli miydim?

"Boşver önemli bir şey değil" o da biliyordu önemli olmayan bir şeye ağlamayacağımı.

"Ece doğruyu söyle" uyarıcı bir sesle konuşmuştu.

"Of! Tamam"

"Alp Kütahya'ya geri dönüyormuş" dedim üzüntülü ses tonuyla.

"Bu seni neden bu kadar üzdü?" Gözlerini kısıp sorgulayıcı bakışlar attı.

"Sadece ona alışmıştım." Elini elimin üzerine koyup " Ece ben senin arkadaşınım  lütfen daha açıklayıcı ol"

Derin nefes aldım " Aslında seninle olmadığım zamanlar onunlaydım beraber bir yerlere gidip eğleniyorduk. Bize papatya kafe yaptı,görmediğim yerleri gösterdi, beni mutlu etti... bir birimizle çok iyi anlaşıyorduk hiç kimsenin yanında olmadığım kadar güven de, huzurlu ve mutlu hissediyordum kendimi" derin bir nefes aldık ve devam ettim.

"Beraber olmadığımız gün olmuyordu ya yazışıyor ya da buluşuyorduk. Ona o kadar alışmıştım ki. Kimsede görmediğim şeyleri on da görüyordum." Ben değil kalbim konuşmuştu.

"Ece bunları söyleyen sen misin? Seni ne zamandır tanıyorum ama hiç bir zaman gözlerindeki bu parıltıyı görmedim. Onunla ilgili her bahsedildiğinde gözlerinin içi parlıyor" dedi Irmak. Gerçekten öyle miydi?

"Seni anlıyorum bende Fatih yani sevgilim o da Kütahya'ya giderken aynı şey bana da olmuştu ama biz sevgiliydik"

"Ece onunla ilgili ne düşünüyorsun? Lütfen dürüst ol"

"Bilmiyorum. Değişik bir duygu  nasıl anlatılır bilmiyorum? Sanki hiç bir şey hissetmiyorum ama her şey hissediyorum" gerçekten ben ne düşünüyordum onun hakkında ne düşünüyordum?

"Çok açıklayıcı oldu. Neyse bak ben Fatih ile sevgili olmadan önce aynı senin gibiydim. Hiç bir şey hissetmiyor ama her şey hissediyor ve ben sen de ne görüyorum biliyor musun?" Başımı iki yana salladım.

"Sen onu seviyorsun! Arkadaş gibi değil gerçekten seviyorsun. Ne dersen de sen onu seviyorsun." Ne?! Gerçekten dışarıdan öylemi gözüküyordum.

"Hayır Irmak saçmalama." Ses tonum ne yüksekti ne de düşük.

"Bak zaten senin " evet seviyorum" demeni beklemiyorum. Çünkü diyemezsin. Ben en çok bunda takılmıştım Fatih'i seviyor muydum? Aklım benle oyun oynuyordu. Hep aklım ve kalbim arasında kalıyordum. Kalbim seviyorsun diyordu ama aklım saçmalama o senin arkadaşın diyordu. Ben o gün kalbimin sözünü dinledim ve gittim ben açıldım meğerse  o da beni seviyormuş ve şuan iki yıldır sevgiliyiz. Herkes bana onu seviyorsun diyordu ama ben onaylamıyordum." Yanıma yaklaştı ve saçlarımı okşamaya başladı.

"Ve arkadaşım sen de kalbini dinle." Başımı  yere eğdim ne diyeceğimi bilmiyordum. Yoksa ben de mi aklım be kalbim arasında kalmıştım?   Bu ben değildim kendimi hiç bir zaman böyle hissetmemiştim. Bu duygu da neydi? Neden onu düşündüğümde içimde kelebekler uçuşuyordu? Galiba bu soruların cevabını hiç bir zaman öğrenemeyeceğim.

Irmak ellerini saçlarımı çekti ve " peki Fatih gittiğinde yaptığım şeyi yapacağız." Dedi ayağı kalkıp.

Koşarak içeri gidip geri geldi.

"Bu battaniye  ben buna depresyon battaniyesi diyorum." Eline bir kap aldı. "Bu cips üzgünken iyi geliyor. Bunlar da çikolata bunlar da çok iyi geliyor." Yanıma oturdu ve üzerimize battaniyeyi örttü. Sonra kaplardaki çikolata ve cipsleri bana uzattı.

"Kısaca şuna kilo almanın en kısa yolu desek." Dedim ona dönerek.

"Eğer ismi  kilo almanın en kısa yolu olsaydı ben de öyle derdim ama bunun ismi depresyon tatlım." Konuşmayı bırakıp dramatik bir film açıp izlemeye başladık bir yandan çikolata yiyor bir yandan film izliyordum.

...

Gece yine aniden kalktım yine aynı rüya bir anlamı olması lazımdı her gece aynı rüya aslında bir haftadır görmüyordum rüya yanımda olma Irmakta uyanmıştı. Film izlerken uyuya kalmıştık.

"İyi misin Ece?" O da korkmuşa benziyordu.

"Irmak ben yine aynı rüyayı gördüm."

"Tamam sakin ol o sadece bir rüya" hayır bu rüya değildi.

"Hayır Irmak bu rüya değil neden hep aynı rüya? Ben rüya bile görmezken şimdi aynı rüyaları görüyorum"

"Tamam sen şimdi uyu yarın konuşuruz çok uykum var" bende itiraz etmeden tekrardan yastığa başımı koydum. Ama uyuyamadım.
....

Sabah uyandığımda başım çatlıyacak şekilde ağrıyordu. Irmak yanı başımda bekliyor ve beni uyandırmaya çalışıyordu.

"Ece galiba seni uyandırmak için evin içinde bomba patlatmam gerek" rüya görmemiştim ama Irmağın sesi geliyordu " Ece uyan" diyordu ben rüya sanıyordum.

"Uyan hadi işimiz var." Yine ne vardı acaba?

"Ne ya? Sabah sabah" başımı tutarak yatma pozisyonundan oturmaya geçtim.

"Anlatırım sonra hazırlan hadi."

"Söylemeden kalkmam." Dedim ısrarla.

"Burak ile buluşacağız."

"Neden?"

"Çünkü buluşmak istedi."   Oflayarak yerinden kalktım. Alp gitmişti ve sanki bir parçamda onunla beraber gitmişti. Lavaboya geçtim ve yüzümü yıkadım havluyla kuruladım ve aynada kendime baktım ve hiç bir  şey düşünemiyordum. Irmağın " çabuk ol!" Demesiyle lavabodan çıktım.

Irmağın telaşıyla evden nasıl çıktım bilmiyorum. Tüm yol boyu Irmak konuştu ben dinledim gelecek, dostluğumuz, anılar, benim kanser olmam hakkında konuştuk. Araba durdu ve ben hızla arabadan indim başım şişmişti çok konuşan biriydi. Burak bizi bir masada bekliyordu çaprazındaki sandalyeye oturdum ve kahve sipariş ettim. Kahvaltı yapmamıştım ama toktum.

"Ece biraz konuşa bilir miyiz?" Dedi Burak bana dönerek.

"Tamam konuşalım"

"Özel olarak" şaşırmıştım Irmaktan gizli be olabilirdi ki?

Tek kaşımı kaldırarak " peki" dedim. Irmağa dönüp baktım onaylamasıyla masadan kalktık ve giriş kısmına  geldik.

"Bu konuşma için hazır mıyım bilmiyorum ama daha fazla bekleyemeceğim."

"Ece ben pek romantik kelimeler bilmem tanıyordun beni bu yüzden direk konuya gireceğim ben seni seviyorum..."

Merhaba arkadaşlar oy bırakır mısınız? Kitap nasıl gidiyor? Neyse diğer bölümde görüşmek üzere♥️♥️

Sevgilim Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin