Çok kısa sürede Irmağın attığı konuma gelmiştim. Normalde bir saatlik yolu ben on dakikada gelmiştim. Tüm dünya benim için durmuştu. Arabadan indiğimde beni ilk polisler karşılamıştı. Polislerin yanından hızla geçip Irmağın yanına gitmiştim. Alp'in arabasını gördüğümde gözlerimdeki sızlamayı tekrar hissetmiştim. Arabanın arka kısmı çok kötü durumdaydı. Buz kesmiş bedenimi ısıtan yanağımdan akan göz yaşını elimin tersiyle itip Irmağa döndüm."Nerde?" Ağzımdan zorla çıkmıştı.
"Ambulansta tansiyonu ölçülüyor ama şimdi gitme yanında yeterince asker, komutan ve polis var." Alp'in ne kadar çok sevildiğini ve iyi bir komutan olduğunu anlamak zor değildi. Onun yanına gidemesem bile görmek istiyordum.
Bir ağaca yaslanıp Alp'e baktım. Sadece kaşında kan vardı onun dışında iyi görünüyordu. Fakat onu ilk defa bu halde görmüştüm. Tüm bunların benim yüzümden olması canımı çok daha acıtıyordu.
Yakınlarda bir kaldırıma oturdum ve başımı eğdim. Kalbim acıyordu. Omzumda bir el hissetmemle irkilmiştim. Yanıma Fırat gelmişti ve hüzünlü gözlerle bana bakıyordu.
"O nasıl?"
"İyi birazdan hastaneye götürecekler. Daha detaylı bakabilmek için" başımı aşağı yukarı sallayıp tekrar başımı yere eğdim.
"Kim yapmış? görmüş mü?"
"Hayır ama kim yaptıysa kasten yaptığını söyledi" iki yanağımdan da ard arda göz yaşı akmıştı.
"Ağlama Ece ,Alp senin ağladığını görürse çok üzülür."
"Alp bana gözlerinden bahsettiğinde gülümsemenin yakıştığını söylemişti ağlamanın değil" Alp benim hakkımda mı konuşmuştu? Şu an benden bahsetmesine mutlu bile olamamıştım.
Ne zamandan beri burda olduğumu bilmiyorum. Ambulans Alp'i hastahaneye götürmüştü. Sadece bir kaç komutan ve polisler vardı.
Soğuk kaldırımdan kalktım ve komutanların yanına doğru ilerledim.
"Buyurun?" Dedi orta yaşlarda esmer bir adam.
"Alp komutanla ilgili bilgi almak istiyorum."
"Kimsiniz? Savcı ya da avukat?"
"Alp'in arkadaşıyım" birbirlerine kısa bir bakış attılar.
"Eren sen ilgilen "
"Gelin ben sizinle ilgileneyim" beni sakin bir yere getirdi. Siyah gözlü ve kahverengi saçlaydı ve saçlarında az olsada beyazlar vardı. Muhtemelen kırk yaşındaydı.
"İsminiz neydi?" Diğer komutana göre daha kibar olması beni sevindirmişti. Derin bir nefes alıp konuştum.
"Ece, Ece Çetin" kaşlarını havaya kaldırmıştı.
"Siz Alp'in bahsettiği Ecesiniz" içimde heyecan oluşmuştu bunu belli etmemek için olağan üstü bir çaba harcasam da kendime engel olamamıştım ve küçük bir tebessüm etmiştim.
"Ben de Eren, Alp'a çarpan arabayla ilgili tüm bilgiler önce bana gelicek yani doğru kişiyle konuşuyorsun."
"Güzel bana yardımcı olur musun?" Annesine istediği oyuncağı aldırmak için masumluk yapan çocuk gibi bakmıştım.
"Alp için özel biri benim için de özeldir aramızda kalacaksa neden olmasın"
"Kabul görüşürüz"
...
Alp'in kaldırıldığı hastahaneye gelmiştim şimdi ise onun odasının kapısının önünde bekliyorum. Korkuyordum onun karşısına çıkmak bile istemiyordum. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker
Ficção GeralKanser olduğu için kendini sevmeyen bir kız. Ve onu her şeyden çok seven bir komutan. Kanser bir kız ve komutan bir birlerini çok severler ama bundan ikisinde haberi yok.Aşklarının önüne çıkan engeller. Onların aşklarını daha da güçlendirirken. Ha...