18. Bölüm

1.6K 52 1
                                    


Hızla uyanmıştım ve kıyafetlerimi giyinmiştim. Bugünü kaçırmamam lazımdı. Halalar akşam yola çıkacaklardı bu yüzden hala uyuyorlardı. Heyecanlıydım ilk defa onunla kendi isteğimle bir gün geçirecektim.

Yaklaşık on dakika sonra dışarıdan korma sesi geldi. Pencereden baktım gelen Alptı bende hemen çantamı alıp evden çıktım.

"Günaydın" yüzünde gülücükle karşılamıştı beni.

"Günaydın" dedim ve arabaya yerleştim.

"Gelmeyeceksin diye düşünmüştüm"

"Sadece bir kereliğine olur. Bir daha olmaz" başıyla gülümseyerek "peki" dedi.

"Bugün ne yapacağız?"

"Bunu söyleyemem. Gezdikçe göreceksin"  yola bakmayı bırakıp ona döndüm.

"Dün için çok üzgünüm kim bilir ne kadar beni beklemişsindir."

"Önemli değil geçmişte kaldı keşke yazsaydın"

"Telefon numaran yok olsa yazardım" dedim ve tekrar yola döndüm.

"Al istersen bak telefonum orda"

"Emin misin?" Diye sordum.

""Yani istersen. Lazım olabilir"  bende onaylayıp telefonu aldım. Telefonu açmak isterken önüme şifre çıktı.

" Şifre?"

"34219511"  ne?! 

" Devlet sırrımı var içinde? Bu basıl şifre?!" Ben telefonuma şifre koymaya korkuyorum unuturum diye beyfendi istese destan yazcak. Tamam biraz abartmış olabilirim ama öyle.

  "Benim telefonum önemli" dedi. Nerdeyse şifreyi beş kez tekrarlattıktan sonra şifreyi girebildim.

Duvar kağıdı kırmızı beyaz Türk bayrağımızı. Telefon yerine girdim ve numaramı girdim. Ve Ece diye kaydettim. Sonra onun numarasını benim telefonuma kaydettim.

"Geldik" dedi Alp heyecanla. Arabadan indiğimde deniz manzaralı bir lokantaya gelmiştik. Kuş sesleri, deniz sesi ve kokusu... bu kadar güzelliğin arasına inşa edilmiş bir lokanta.

Derin bir nefes aldım bir daha nefes alamayacak derecede. Gözlerimi kapatıp nefesimi geri verdim.

"Hadi içeri girelim" demesiyle onayladım ve içeri girdik.

İçerisi de dışarısı kadar güzeldi. Sizin içinize huzur veriyor. Boş bir masaya geçtik.

"Biz çift kişilik bir kahvaltı alalım" dedi Alp. Ben ise hayranlıkla etrafı izliyordum.

"Nasıl? Burayı beğendin mi?"

"Mükemmel bir yer!" Galiba Alp ile daha iyi anlaşacağız. Aynı şeyleri seviyoruz.

Bir süre sonra kahvaltımız geldi. Ve biz kahvaltıya başladık.

"Kışla nasıl bir yer?" Aniden sormuştum.

"Yani herkese göre değişiyor ama ben seviyorum bellide komutan olduğum içindir. Ama bence herkes sever çünkü vatanımız için oradayız."

"Operasyona çıkıyor musun?"

"Operasyon bizim işimiz" dedi havalı bir şekilde.

Ve sonra kışlada olan komik anılarını anlatmaya başladı. Çoğu zaman eğlenceli bir yermiş. Bir tane komutan varmış. Sevgilisinden ayrı yani başka şehirlerde yaşıyormuş. Komik biriymiş.

O anıları anlattıkça ben gülüyor ve kahkaha atıyordum. Bir ara kahvaltıyı bırakıp sadece kahkaha attığımı hatırlıyorum. Kahvaltımız bitti ama kışladaki anılar bitmedi.

Sevgilim Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin