"Selam Irmak" Ali ile Irmağı ben tanıştırdım. İlk başlarda çok atışmaları olsada sonradan iyi anlaşmaya başladılar. Ali içeri geçmişti ve Alp ve Fırat'a bakıyordu. Sonra bana döndü ve koyu kahve kaşlarını kim bunlar der gibi şekillendirdi.
Ali, koyu kahve saçlı, beyaz tenli ve orta kilolu biriydi. Koyu kahve saçları güneşe çıkınca çok güzel bir renk veriyordu.
Ali'yle lise arkadaşıydık ama annelerimiz arkadaştı ve çocukken tek arkadaşımdı. Onunla bir çok anımız vardı onun yeri bende farklıydı.
"Hoşgeldin" Fırat ayağı kalktı ve selam verdi.
"Merhaba"
"Gel hadi sofraya ben sandalye getireyim" başını tamam dercesine sallamıştı ve bende onaylamasıyla mutfağa gittim.
Eskiden Ali'ye hep seninle evleneceğim derdim. Ve bunu dememin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala utanıyordum. Bazen kızlarla oynayınca ona küsüyordum. Hatta bir kere "anne ben onunla evleneceğim" diye annemin karşısında ağlamıştım. Ah! Umarım bunları hatırlamıyordur.
Tüm düşünceleri bırakıp sandalyeyi içeri götürdüm.
Sandalyesini Irmakla aramıza koymuştum. Ve yerime oturmuştum. Ali evi inceliyordu. Alp'e döndüğümde Ali'yi süzüyordu.
"Tanıştırayım Ali benim çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda lise arkadaşım. Irmaklada arkadaşlar" Alp Ali'ye bakmayı bırakıp bana dönmüştü.
"Evet siz kimsiniz?" Ali ciddi bir ifadeyle sormuştu.
"Ben Fırat Irmağın sevgilisi" başıyla selam vermişti Ali. Ortam çok gergin gibiydi veya bana öyle geliyordu.
"Ben de Alp Ece'nin yakın arkadaşıyım" Ali şaşırmış bir ifadeyle bana bakmıştı.
"Ece ben den başka erkek bir arkadaşın olcağını hiç düşünmemiştim." Ali inci gibi beyaz dişlerini göstererek gülmüştü.
"Demek ki insanlar değişebiliyormuş"
"Ece'nin tek arkadaşı sen miydin?" Meraklı bir ses tonunda sormuştu Fırat. Ali bana bakıp beni kesinlikle utandıracak bir şey söylemekmiş gibi sırıttı. Umarım düşündüğüm şey değildir.
"Tabii buna arkadaşlık denirse" ah! Evet unutmamış.
"Nasıl?"
"Ece küçükken hep seninle evleneceğim derdi. Hatta sırf bu yüzden annesine karşısında ağlamıştı." Evet şu an gerçekten yerin dibindeydim. Hızla Alp'e göz atmıştım tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.
"E- şey Ece lavabo nerde?" Alp ayağı kalkmış kaş göz hareketleri yapıyordu.
"İlerde sağda" dedim.
"Ben bulamam sen bir göster" ev saray değil ki bulamasın.
"İlerde sağda görürsün zaten" ısrarla cümlemi tekrarlamıştım.
Derin bi iç çekip " ben bulamam Ece hadi"
"İler... he tamam göstereyim" içeri gel dediğini yeni anlamıştım.
Koridorda yürüyüp mutfağa gelmiştik.
"Kim bu?" Sinirli gibiydi.
"Dedim ya arkadaşım" yanımdan geçti ve beyaz kapıyı kapattı.
"Onu anladım da sen onu arkadaş olarak değilde ilerde evleneceğin adam olarak görüyorsun." Gerçekten buna mı takılmıştı?
"Evet ama sonuçta çocukluk Yani" gözlerinde sert bir bakış vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker
Aktuelle LiteraturKanser olduğu için kendini sevmeyen bir kız. Ve onu her şeyden çok seven bir komutan. Kanser bir kız ve komutan bir birlerini çok severler ama bundan ikisinde haberi yok.Aşklarının önüne çıkan engeller. Onların aşklarını daha da güçlendirirken. Ha...