Arabada ilerliyorduk arkadan ise black swan şarkısı çalıyordu Irmak tam bir armydi doğrusu bende şarkılarını seviyorum.
"Konuşmayacak mısın?" Demişti Irmak. Ne diyebilirdim ki?
"Ne konuşayım?"
"Kızım sevgilimin yanına gittik Alp'i gördün"
"Yani?"
"Onu özlemedin mi?"
"Neden özleyeyim ki? Onun umrunda değilken neden onu düşüneyim?"
"Belli oldu şimdi?" Ney belki olmuştu? Zavallılığım mı?
"Ney? Tek seferde söylese ne?"
"Bak erkekler bazen sevdiği kızlardan bahsetmezler senden bahsetmemesi normal."
"O beni sevmiyor ben onu bu yüzden bahsetmesine gerek yok!"
"Maden onu sevmiyorsun neden düşünüyorsun?" Evet ben neden onu düşünüyordum? Gelip geçici bir arkadaştı daha ilerisi olamazdı.
"Ece inadından vazgeç onu seviyorsun anlıyorum ama uzaktan sevmek bir işe yaramaz"
"Ben ve o eşittir hiç bu kadar basit. Hem benim onu sevmem hiç bir işe yaramaz benim neyimi sevebilir?" Dememle arabayı sağa çekmişti.
"Irmak unuttuğun bir şey var ben kanserim! Anlıyor musun? Hasta bir kızım! Mantıklı bir şekilde düşün sağlıklı bir kız varken kim hasta bir kızı istesin?" Ağlıyordum ama gerçekler yüzünden ağlıyordum.
"Ece önemli olan hastalığın değil önemli olan kalbin,seven insan her türlü sever! Ve kendine kansersin diye ayrıcalık yapma çünkü sen bunu hak etmiyorsun! Ağlamayı, kendini küçük görmeyi bunları söyleyen sen olmamalısın"
"Gerçekleri söylemek küçük görmek değil. Ben buyum eğer ben birini seviyorsam da onu göz göre göre ateşe atmam. Ben ona sadece üzüntü veririm!" Kimseyi üzmeye hakkım yoktu özellikle onu!
"Tamam böyle be zamana kadar gidecek? Diyelim ki o seni sevdiğini söyledi ne olucak? Red mi edeceksin?"
"İnan sevdiğini söyleyecek en son kişiyim"
"Göreceksin seni her şeyinle seven biri yakıda karşına çıkacak!" Susup başımı cama yasladım ve tekrardan yola devam ettik. Gerçekten beni kanser olmama rağmen sevecek biri çıkacak mı?
On dakikalık yolumuz bitmişti. Hiç bir şey söylemeden arabadan indim. Ve direk odama geçtim. Anlamıyordum kendimi neden üzülüyordum ki?
...
Alarmımın sesiyle uyanmıştım çok heyecanlıydım hemen kalktım ve üzerime şık bir şeyler giyindim. Bu gün doktorlukta ilk günümdü. Parfümü sıkıp, çantamı aldım. Ve içeri geçtim. Irmak kahvaltıyı hazırlamıştı direk kahvaltıya geçtim ve oturmadan bir kaç şey yedim.
"Oturup yesene"
"Acelem var" ayağa kalktı ve omuzlarından tuttu.
"Ece dünki konuşmamızda söylediklerini bir daha söyleme olur mu? Tüm gece söylediklerini düşündüm" çok masum bir şekilde bakıyordu. Başımı salladım ve evden çıktım.
Geç kalmamak için ne kadar erken kalksamda geç kalmayı bir şekilde başarıyordum. Yaklaşık on dakikalık bir araba yolculuğundan sonra hastahaneye gelmiştim. Arabadan indim ve hastahane girişine doğru ilerlemeye başladım. Kalbim ağzımda atıyordu. Derin bir nefes aldım ve koridor da yürümeye başladım. Beni gören herkes gülümseyip başıyla selam veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Asker
General FictionKanser olduğu için kendini sevmeyen bir kız. Ve onu her şeyden çok seven bir komutan. Kanser bir kız ve komutan bir birlerini çok severler ama bundan ikisinde haberi yok.Aşklarının önüne çıkan engeller. Onların aşklarını daha da güçlendirirken. Ha...