22. İZ

26.8K 997 204
                                    


Bakışlarım anında açılan mutfak kapısını buldu.

Ömer'le çok yakın olduğumuz için refleksle ellerimi göğüsüne koymuş ve onu hafif bir güçle ittirmeye çalışmıştım.

Çalışmıştım ama bir sonuç alamamıştım, biraz önceki kadar yakın olmasak da hala bedeni bedenime yaşlı ve bir eli yanağımda dururken diğer eli hala belimdeydi.

Kapıda duran kadının yüzünde beliren ifadeyi görmemle gözlerimi sımsıkı yumdum.

Yade, basıldınız!

Basılmıştık.

Hem de neredeyse Ömer'le dudak dudağa basılmıştık.

"Ben-" diyen kadının sesi titremişti.

Zaten yüzünde beliren ifade, gözlerinde gördüğüm o duygular hiç beklemediği ve ihtimal dahi vermediği bir olaya şahit olduğunu gösteriyordu.

Ömer'in göğüsü derin bir nefesle şişti.

Bakışlarımı bir anlık kapıdaki bedenden çekip sevdiğim adama çevirdim.

Ömer'in yüzünde düz bir ifade vardı ve uzun zamandır belki de ilk kez bakışlarından hiçbir şey anlamıyordum.

O da kömür karası gözlerini gözlerimle buluşturduğunda nihayet konuştu.

"Bişey mi oldu Merve?" dedi gayet normal bir sesle, sanki içinde bulunduğumuz bu durum çok normalmiş ve sanki hiç bişey olmamış gibi.

"Ben- ben sadece şey"

Merve'nin sesi öyle kısıktı ki onu zar zor duyuyordum.

Gerçekten de hiç beklemiyordu böyle bir durumu.

Elindeki bardağı hafifçe yukarı kaldırdı ve konuşmaya aynı ses tonuyla devam etti.

"Ben çay alacaktım"

Çay alana, couple moments bedava.

Merve'nin dolan gözlerini gördüğümde istemsizce Ömer'in göğüsüne koyduğum ellerimle tekrar bir güç uygulayarak onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım.

Çüş Yade, sevgiline asılan kadının üzülmesine de üzülmezsin.

Ömer benim onu itmeme karşılık beni kendine daha fazla çekince ellerim bedenlerimizin arasında sıkıştı kaldı.

Bakışlarını gözlerime dikerek konuştu.

"Alabilirsin çayını"

Gözlerime diktiği gözlerindeki sert ifadeye anlam veremedim, kaşlarım istemsizce çatıldı.

O sırada Merve mutfağa adımlayıp elindeki bardağı tok bir ses çıkararak tezgahın diğer tarafına koydu.

Ocak ortada kaldığından Ömer ve ben cam tarafında kalıyorduk ve cezve bizden taraftaydı, çaydanlık ise ocağın diğer tarafında, Merve'den tarafta kalıyordu.

Ömer gelmeden kahve yap-

Kahve!

Siktir!

Ömer'in kara gözlerindeki bakışlarımı ondan çektim ve cezveye baktım.

Şükür kahve taşmamıştı.

Henüz taşmamış Yade!

Hemen cezveyi ocaktan almam lazımdı.

Bir kez daha Ömer'i itmeye çalıştım fakat bu nafile bir çabaydı.

"Sen kaşındın" diye mırıldanan sevgilime yeniden çevirdiğim bakışlarımı.

Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin