Bir ay.Tam bir ay geçmişti o gecenin üzerinden.
Şimdi yüzümde o anları hatırlayınca bir tebessüm belirse de Mustafa amcayı ve Hatice teyzeyi salonun girişinde gördüğüm o an yaşadığım duyguları bugün hala tarif edemem sanırım.
Hem korkmuş, hem heyecanlanmış, hem de paniklemiştim.
Azra ve Emre abinin gözlerinde gördüğüm duygular beni ne kadar üzmüş olsa da, birbirlerinin ellerini sıkı sıkı tutmaları o an bile yüzümü güldürmüştü.
Mehmet amca öyle bir adamdı ki, yüzleştiği gerçek onu ne kadar sarsmış olsa da, Azra'nın gözlerinde gördüğü korkuyla elinden geldiğince ılımlı davranmış ve bir kez daha nasıl bir baba olunur hepimize göstermişti.
Önce Ömer ve Emre abiyi sakin olmaları konusunda uyarmış, ardından da Azra'ya "bize bir çay koy da derdiniz neymiş anlayalım" diyerek toparlanması için mutfağa gitmesine izin vermişti.
Azra, ben ve Hatice teyze mutfağa girdiğimizde Azra annesine sıkı sıkı sarılmış, tuttuğu göz yaşlarının annesinin omzuna akmasına izin vermişti.
Onlar sarılırken bende yeni bir çay demlemiştim.
Azra annesinden defalarca özür dilemiş, aslında en kısa zamanda onlarla konuşma planı olduğunu, onlara her şeyi kendi anlatamadığı için çok mahcup olduğunu söylemişti.
Hatice teyze Azra'da bir süredir bir haller olduğunu bildiğini, ama onun kendini hazır hissettiğinde kendiyle konuşacağını bildiğinden üzerine varmadığını da kızına söylemiş, ona sıkı sıkı sarılıp destek olmuştu.
İkiliyi izlerken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
Girdiğim duygusal karmaşaya bir de "benim annem ve babam kim bilir nasıl tepki verirlerdi?" düşüncesi de eklenince Azra'ya sıkı sıkı sarılmış, eve dönsem daha iyi olacağını belirterek ordan ayrılmıştım.
Eve döndükten hemen sonra Ömer beni defalarca aramış olmasına rağmen telefonlarına çıkmamış, iyi olduğuma ve anneler abimlerden döndüğü için onlarla salonda olduğuma dair bir mesaj atmış, şimdi görüşemeyeceğimizi yazmıştım.
Ona ilk kez yalan söylemiştim.
Annemler abimlerden dönmüştü kabul, hem de ben eve girdikten hemen sonra, fakat ağladığım için kırmızı olan gözlerimi ve yüzümü banyoda yıkadıktan sonra yanlarında sadece beş dakika oturmuş ardından da odama çıkıp ağlamaya devam etmiştim.
Ağlamıştım, ağlamamın nedeni ise belliydi.
Benim babam asla Mehmet amca gibi davranmayacaktı.
Benim abim asla Ömer'in gösterdiği olgunluğu gösterip asıl kırgınlığının arkadaşının onunla konuşmaması olduğunu belli ederek olgun davranmayacaktı.
Benim annem bile belki bana sarılıp Hatice teyzenin Azra'ya destek olduğu kadar bana destek olamayacaktı.
Azra'yı kıskanmıyordum, Azra'ya imreniyordum.
O kadar çok seviliyordu ki ailesi tarafından, o kadar çok destekleniyordu ki, o gece Azra'nın istemediği hiçbir şey olmayacağını adım kadar iyi bildiğimden kendime ağladım.
Kendi durumuma.
O kadar çok ağladım ki, her şeyi sorguladım.
Tek suçum abimin en yakın arkadaşından birini sevmekti.
Tek suçum sevdiğim adamın beni sevdiğini öğrendiğimde kendimi kollarına bırakmaktı.
Tek suçum en huzurlu uykularımı onun kollarının arasında uyumaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)
RomanceOnunla olamazdım. Buna benden 9 yaş büyük olması, abimin en yakın arkadaşlarından biri olması engeldi. Onu sevemezdim. Ama sevmiştim. Onu, kendimi kaybedecek kadar, bir gülüşüyle bir hafta mutlu olacak kadar, gözleri gözlerime bir an değsin diye an...