Gözümden akan yaşlara başımdan akan damlalar karıştı.Tir tir titriyordum.
Üşümüştüm.
Üşüyordum.
Tek başımaydım.
Yalnızdım.
Elimi uzattım ve suyu kapattım.
Hastahane çıkışında kaç dakika yağmur altında kalmıştım bilmiyorum ama adımlarım hastahanenin önündeki durağa hareketlenmişti kendiliğinden.
Yanımdan geçen insanlar sırılsıklam olmuş titreyen bedenime şaşırsalar da ben kalbimin açısından soğuğu ilk anda hissetmemiştim bile.
Anneme kendimi kötü hissettiğim için ve midemi üşüttüğümü düşündüğüm için eve gittiğime dairdir mesaj atmış, mahalleye gelen ilk otobüse binmiştim.
Neyse ki odadan çıkarken lavaboya gidiyorum diye çantamı almıştım yanıma.
Telefonum, cüzdanım ve anahtarım yanımdaydı.
Hastahane odasında kalan kabanımı da düşünecek halim kalmamıştı zaten.
Eve geldiğimde de kendimi duşa atmıştım hemen.
Yol boyunca dinmeyen göz yaşlarım duşta da dinmemişti.
Berbat hissediyordum.
Ömer'in kırılmasını, üzülmesini anlıyordum ama benim üzerime vazife olmayan bir konuda ona çıkıp da her şeyi anlatmam doğru olmazdı, bunu anlamalı ve bana olan güvenini kaybetmemeliydi.
Zaten beni en çok kıran da beni bırakıp gitmesiydi.
Keşke bağırıp çağırsaydı da beni orada öylece bırakıp gitmeseydi.
Ona nasıl öğrendiğimi söyler, nedenlerimi anlatırdım.
Keşke beni dinleseydi eminim bana hak verirdi.
Kaldı ki daha Azra ve ben bile bu konu hakkında konuşamamıştık.
Azra.
Keşke onunla oturup konuşmuş olsaydık.
Keşke mutsuz olduğum zamanda mutlu olduğunu, Emre abiyle mutlu olduğunu söylemeyi ertelemek yerine benimle konuşsaydı.
Belki bende ondan cesaretlenip anlatırdım her şeyi.
Yada en azından onu abisine anlatması için teşvik ederdim.
Ki bence Azra ne benden ne abisinden gizlemeyi hiç düşünmemişti bu durumu sadece doğru zamanı beklemişti, doğru zamanı beklerken de kaderin ördüğü ağlara takılmıştı.
Şimdi de o ağlardan nasıl çıkacağını düşünüyordu muhtemelen.
Ruhu benim ruhum gibi o ağlarda debeleniyor olmalıydı.
Ona asla kızmıyordum, en az Ömer'in verdiği tepkiyi, kırılsam da, anlayışla karışıladığım kadar Azra'nın verebileceği tepkiyi de anlayışla karşılıyordum.
Bana kırılmıştı haklı olarak.
Belki de bundan sonra benimle konuşmak dahi istemeyecekti.
Ağırca yutkundum.
Onun açısından bakıldığında da hemen kabullenebileceği bir durum değildi tabi bu, sonuçta biz hayatımız boyunca her şeyi birbirimizle paylaşmıştık, beraber büyümüştük, ilk adımlarımızı bile neredeyse birlikte atmıştık.
Yıllardır abisine sevdalı olduğumu ondan gizlemiş olmam bana olan güvenini sarsabilirdi.
Derin bir nefes aldım ve ağlamaktan sızlayan gözlerimi yumdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)
RomanceOnunla olamazdım. Buna benden 9 yaş büyük olması, abimin en yakın arkadaşlarından biri olması engeldi. Onu sevemezdim. Ama sevmiştim. Onu, kendimi kaybedecek kadar, bir gülüşüyle bir hafta mutlu olacak kadar, gözleri gözlerime bir an değsin diye an...