"Yade sen ne dediğinin farkında mısın kuşum? Kafanı falan bir yere çarpmadın değil mi?"Dudaklarım iki yana kıvrıldı, göz ucuyla tezgahın ocağa yakın tarafında domatesleri küçük küçük doğrayan sevgilime baktım ve tıpkı bir çocuk gibi ayaklarımı sallamaya devam ettim.
"Doğru duyuyorsun Azroşum, kafamı da bir yere çarpmadım, abinle konuştuk karar verdik ve hep birlikte izleyelim dedik işte"
Konuştuk karar mı verdik dedin sen Yade?
Adam olduğu yerden bir dakika kıpırdamadı, sakinleşmeye çalıştı, adama eror verdirdin kızım.Bakışlarımı kaçırıp dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Onda ben pek emin olamadım gibi, akşam bir gerginlik çıkmasın Yade kuşum?"
Azra'nın telefonun diğer uçundaki sesi endişeli gelirken içini rahatlatmak için konuştum.
"Çıkmaz birtanem çıkmaz merak etme sen, yalnız sen Hatice teyzeleri Lale teyzelere gitmeleri konusunda ikna etmekle görevlisin haberin olsun"
"O kolay, zaten neredeyse her gün birlikteler de, sen emin misin şimdi? İyi bir fikir mi bu?"
İyi bir fikir olmalıydı, sonuçta karşı takım taraftarı değildi bu adamlar, aynı takımı desteklerken de birbirlerini yemezlerdi her halde.
O konuda sen yine de pek emin olma Yade.
"Eminim eminim, sen akşam hazırlan, formanı giyin, Emre abiye de haber ver, derbi izleyeceğiz birlikte"
Ömer iki kez üst üste öksürdü.
İstersen şansını fazla zorlamadan telefonu kapat Yade?
"Yade kuşum formam yok benim onu napıcaz?"
Dudaklarımı birbirine bastırdım ve kendimi tutamayarak konuştum.
"Onu da bana sorma Azroşum, benim yeni sezon formamı sevgilim aldı, sen forman olmadığını bana değil Emre abiye söyle"
Ömer bir kez daha üst üste öksürdü.
Kapat şu telefonu artık Yade!
"Öpüyorum seni Azroşum kapatıyorum hadi baaayyyy"
Telefonu kapatıp tezgaha koydum.
Yade sen şımarıyor musun?
Şımarıyor muydum?
Bugüne kadar bana hiç böyle müsamaha gösteren bir insan olmamıştı ki, demek ki ister istemez içimdeki küçük kız şımarmak istiyordu.
Ömer son olarak domatesleri eklediği tavadaki menemene çatık kaşlarla bakıyordu.
Dudaklarım kıvrılsa da sesimi düz tutmaya gayret ederek konuştum.
"Sevgilim" dediğimde kaşları çatık ifadesini sabit tutmaya çalışarak bana baktı.
Acaba çok mu üzerine gidiyordum?
Yutkundum ve düşüncelerimi belli etmemek adına yüzüme bir gülümseme kondurdum.
"Sence akşam maç ne olur?" dedim canlı tutmaya çalıştığım sesimle.
Tavanın kapağını kapatıp ocağın altını kıstı ve ellerini yıkadı.
Bu birkaç saniye içinde gözlerimi bedeninden ayırmadım, aslında birkaç dakika önce Azra'yla telefon konuşması yapmadan önce de sadece onu izliyordum.
Her ne kadar mutfağa ilk geldiğinde o anki ruh halimde görünüşüne dikkat kesilememiş olsam da, mutfağa girdiği ilk anda nemli olan saçları, üç düğmesi açık olan gömleğinden görünen teni, dirseklerine kadar kıvırdığı gömleğinin kolları dikkatimden kaçmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)
RomanceOnunla olamazdım. Buna benden 9 yaş büyük olması, abimin en yakın arkadaşlarından biri olması engeldi. Onu sevemezdim. Ama sevmiştim. Onu, kendimi kaybedecek kadar, bir gülüşüyle bir hafta mutlu olacak kadar, gözleri gözlerime bir an değsin diye an...