Yade ağlamasan mı artık?
Kendini helak ettin zaten kaç gündür!
Yediğin ne varsa çıkarıyorsun, bir de şimdi için dışına çıkana kadar ağladın yeter artık yeter kızım!"Sevgilim yapma böyle, hem daha hiç bişey bitmiş değil, neden böyle yapıyorsun Yade?"
Elimde değildi ki, göz yaşlarımı durduramıyordum.
Ömer'e sıkı sıkı sarılmış, başımı göğüsüne yaslamış hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Derbi gününün üzerinden tamı tamına üç gün geçmişti ve ben o günden sonra kendimi her geçen gün daha da kötü hissetmeye başlamıştım.
Sabah uyandığımda sürekli midem bulanıyordu, bir şeyler yediğimde kusma hissi oluşuyordu, öyle çok yıpranmıştım ki her küçük şeyde ağlayasım geliyordu, duygularımı çok uçlarda yaşıyordum.
Bu sınav dönemi beni oldukça fazla yıpratmıştı, bugün tezimde de son okumamı yapmıştım ve çok fena doluydum.
Sanırım son günlerde bedenim de artık dayanamamıştı ve doğal olarak hata veriyordu.
Bir de üzerine bugünki maç eklenince iyice açmıştım vanaları ve kendime engel olamıyorum.
Ali Palabıyık'ın vasat ötesi yönettiği bir maç olmuştu.
Daha 23. Dakikada rakipe çıkaramadığı kırmızı kartının ve 34. Dakikada ceza sahası içinde lehimize çalmadığı net faulun yani penaltının faturasını ağır ödemiştik.
Çünkü 38. Dakikada yediğimiz basit golün ardından her ne kadar Ghezzal 53de skoru 1-1e taşısa da kaçırdığımız onca gol pozisyonun ardından 80. Dakikada bir hatalı gol daha yemiştik.
Böylelikle son maça biz 81, Galatasaray 81 ve Fenerbahçe 79 puanda girmiştik.
Üç takımın da şampiyon olma olasılığı vardı.
Bu yüzden bende tüm futbolcularımızın sahaya yığıldığı gibi son düdüğün ardından Ömerin kucağına yığılmıştım ve tabiri caizse içim dışıma çıkana kadar ağlamıştım.
Hala ağlıyorsun Yade.
Elimde değil ki!
Ne yapabilirim!
"Yade eğer böyle yapmaya devam edersen son maçı izleyemezsin!"
Ömerin bir tık sert çıkan sesiyle başımı göğüsümden kaldırdım ve dudaklarımı büzerek gözlerine baktım.
Dudaklarım titrerken gözlerimden yeniden yaşlar boşalmaya başladı.
"Ama Ömer-" dediğimde tekrar hıçkırdım.
"Şşşşttttt tamam, tamam, nolur ağlama artık kurban olayım."
Ömer sağ eliyle saçlarımı okşamaya devam ederken başımı tekrar göğüsüne yasladı.
Adamı konuştuğuna konuşacağına pişman ettin Yade!
Sus be sende vırvırvır!
A-ah üstüme iyilik sağlık!
Ömer'e mümkünmüş gibi daha fazla sorulduğumda bir anda ne olduğunu anlamadan bedenim havalandı.
Anında kollarımı boynuna doladım.
O kadar çok yorgun hissediyordum ki, Ömerin merdivene attığı ilk adımlarla gözlerim de kapandı.
Odaya girdiğimizde de bedenimin yatağa bırakıldığını hatırlıyorum hayal meyal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)
RomantizmOnunla olamazdım. Buna benden 9 yaş büyük olması, abimin en yakın arkadaşlarından biri olması engeldi. Onu sevemezdim. Ama sevmiştim. Onu, kendimi kaybedecek kadar, bir gülüşüyle bir hafta mutlu olacak kadar, gözleri gözlerime bir an değsin diye an...