47. CESARET

12.3K 558 68
                                    


"Yade ben şuraya da bakmak istiyorum."

Elimdeki poşetlere bakarak ofladım.

"Azra ben şurda iki dakka otursam olur mu? Bir soluklanayım, su içeyim, sen bakın etrafa."

Azra halimin içler acısı olduğuna inanmış olacak ki başıyla beni onaylayıp mağazanın içinde iç çamaşırı bölümünden günlük kıyafet reyonuna doğru geçmişti.

Sırtımı oturduğum bekleme koltuğuna yaslayıp anlık göz kapaklarımı yumduğumda derin bir nefes aldım.

Çok şey almıştık.

Çok fazla şey.

Bir de üstelik Azra abisinin kesin talimatı olduğunu, bana asla bir kuru ödettirmemesi gerektiğini, Ömerin kartını yanına aldığını ve ondan alışveriş yapmam gerektiğini söylemişti.

Açıkcası bunu yapmak hiç istemedim en başta, bişeyler almadım, beğenmiyormuş gibi yaptım, ama bir müddet sonra Ömer Azra'yı arayıp beni telefona istemişti.

Utançtan telefonlarına cevap vermediğim için beni azarlar diye düşünmüştüm ama o sakin ve yapıcı bir tavırla kendime alacağım her şeyi eğer çok istersem ilk stajyer maaşımla ona tekrar verebileceğimi ama buna asla gerek olmadığını söylemişti.

Henüz bir aile cüzdanımız yok ama biz seninle bir aileyiz Yade, benim her şeyim senin, senin her şeyin benim.

En can alıcı cümlesi de bu olmuştu.

Beni ikna etmeyi çok iyi biliyordu ama eminim ki hiçbir şeyi sadece ikna olmam için söylemiyordu, o kalbinden konuşuyordu.

Daha fazla çocukluk yapmama adına bende istediğim ve beğendiğim şeyleri almıştım.

Çok yorulmuştum, gerçekten.

Dinlenmem gerekiyordu.

Sevdiğim adama, sevdiğim adamın kokusuna bir kavuşsam zaten dinlenecektim.

"Şimdi bu poşetlerin içine bakabilmem için arabada mı unutman gerekiyor."

Ömerim sesiyle oturduğum yerde sıçrayıp gözlerimi açtım anında.

Yanıma ulaşmış ve ne zaman olduğunu bilmediğim bir zaman diliminde yanımdaki bekleme koltuğuna oturmuştu.

"Ömer? Sen ne zaman geldin?"

Ömer yüzünde küçük bir gülümsemeyle yorgun halimi izliyordu.

Ne düşünüyordu acaba?

"Biraz önce geldim ve gördüğüme göre birileri fena yorulmuş, hım?"

Başımı hafifçe olumlu anlamda salladım.

"Azraya ayıp olmazsa beni evimize götürsen, kokunda dinlenmeye ihtiyacım var sevgilim."

Ömerin göz bebekleri sarf ettiğim sözlerle titrer gibi oldu.

"Olmaz, neden olsun ki, o anlar seni, hadi gidelim yavrum."

Eğilip yere bıraktığım poşetlere uzandı.

"İçine bakma Ömer! Sakın!"

Dudakları alayla kıvrıldı ve elimi tutup beni kaldırmadan önce konuştu.

"Nasıl olsa sen bunları arabada unutursun."

🖤

Elimdeki anahtarı kilide takıp bismillah çekerek çevirdim.

Küçük bir adımla evin içine girdiğimde hemen ayakkabılarımı çıkardım.

"Terlik almamışız ama yerleri sildim, çorapla girmende bir sakınca yok bence."

Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin