50. ANNEM

11.3K 523 53
                                    


Hayatımın hiç bir anında başkasının yaşadığı bir acıyı bu kadar güçlü hissedeceğimi düşünmemiştim.

Ta ki o geceye kadar.

Ömerin göğüsümü göz yaşlarıyla adeta yıkadığı o geceye kadar.

Boğazında düğüm düğüm olan meselelerin söylemesi zor şeyler olduğunu tahmin etmiştim.

Fakat yaşaması bu kadar zor şeyler olduğunu ön görememiştim.

Ömer yaşamıştı.

Benim duymayı bile kaldıramadığım çoğu şeyi yaşamıştı.

Gözlerinden yaşlar aka aka, hıçkırıklar içinde anlattığı her şey onun çocukluğu, hayatıydı.

Annesini kaybetmişti bir kere.

Biyolojik babası olacak o adam da Ömer'ime neler yaşatmıştı.

Allah belasını versin!

Yade adam zaten ölmüş.

Olsun, bunun sadece bu dünyası yok ki, Allah çocuğuna böyle bir çocukluk yaşatan, onun tüm hayatını annesinin ölümünün sebebi olduğuna inanarak yaşamasını sağlayan o mahlukata umarım ki hak ettiği cezayı verecektir.

Öyle çok inanmıştı ki bu saçma sapan şeylere, kalbinin ne kadar temiz, ne kadar merhametli olduğunu hala göremiyordu benim sevgilim.

Hala en içinde bir yerlerde kendini içten içe suçluyordu ve bu yüzden zaten bu eve her adım attığında bakışları değişiyordu, sanki kendini annesinin hayallerini çalmış gibi hissediyordu, bu evde yaşamayı kendine hak görmüyordu.

İlk günlerde ne kadar tutuklu davrandığını hatırlıyorum da, sanki kendi evi değil de bir başkasının evine giriyormuş gibiydi.

Bu yüzden bu evi yuva yapma düşüncesine daha da sıkı sarılıyordum artık.

Hem Güneş annem de onu isterdi Ömer için değil mi?

Kendi evinde huzur içinde yaşasın isterdi.

Ömerin ona anne dediğini duyamamıştı belki ama belki bu evin içinde atacağı kahkahaları duyabilirdi.

Hem ben bu sabah olduğu gibi her mezar ziyaretine gittiğimizde ona bu evdeki güzel anlarımızı anlatırdım ki, ona Ömerin tüm mutluluklarından bahsederdim, onu bırakmazdım artık, bana hayatımın en büyük hediyesini vermişti, Ömer'i canı pahasına dünyaya getirerek, ben ondan istesem de kopamazsım artık.

"Yadeee, bi bakar mısın kuşum, içine sinmeyen bir şey varsa değiştirelim."

Mutfakta suyumu yudumlarken ben, Azra da bahçedeki hazırlıkların başında bekliyordu.

"Geliyorum!" diye seslendim pencereden dışarı.

Azra İpekin önerdiği organizasyon şirketiyle çalışmayı tecrübe ediyordu en yakından, sağolsun tüm hazırlıklarımla o ilgileniyordu ve bunu gerçekten büyük bir keyifle yapıyordu, sanırım biraz olsun kendi kınasına ve düğününe prova yapıyormuş gibi hissediyordu.

Hızlı adımlarla bahçeye çıktığımda gördüğüm manzarayla neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

"Azraaaaa siz ne yaptınız?"

"Azraaaaa siz ne yaptınız?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin