Beyaz'ın Siyah'a Sevdası (Tamamlandı)

49. DÜĞÜMLER

Tam 45 dakika.

Siktiğimin trafiği yüzünden bana ölüm gibi gelen 45 dakika yaşamıştım Yadenin telefonundan sonra.

İlk kez pişman olmuştum polis kimliğimi kullanamadığıma.

İlk kez delicesine korkmuştum ben ya geç kalırsam diye.

Hayatımın zaten en büyük hatasını bir geç kalışla yaşamıştım ben, şimdi de eğer Yadeye geç kalırsam kendimi asla affetmezdim.

Asla.

Hızlı adımladım eve girdiğinde ard arda iki kez haykırdım adını.

Bir ses gelmedi.

Hızlı adımlarım salonun önünde durduğunda ise belki de en son görmeyi beklediğim manzara karşımdaydı.

Yade, gün boyu üzerinde taşıdığı elbisesiyleydi, aradaki fark ayakkabılarını çıkarmış, saçlarını toplamış ve makyajını çıkarmış olmasıydı.

Onu gördüğüm an kalbim aslında rahatlaması gerekirken, elinde pastayla, dilinden dökülen "iyi ki doğdun" cümlesiyle günlerdir ayakta tuttuğum ne kadar gardım varsa düşmesine neden oldu.

Omuzlarım kalbimin acıyla kasılmasıyla çökerken ben de salon kapısının pervazından destek alarak yere oturdum.

Yıkıldım.

Geçmişin dikenli izleri gövdemi delerken artık ayakta kalacak gücü kendimde bulamamıştım.

Ellerim titremeye başladı.

Elimdeki silah salonun zeminine düştüğünde tok bir ses çıkardı.

"Ömer!" diye bir çığlık attı Yade.

Ardından elindeki pastayı olduğu yere bıraktığı gibi çıplak ayakları zeminde sesler çıkaracak şekilde hızla koştu ve yanıma çöktü.

Göğüsüm sanki bir el tarafından sıkılıyordu.

Nefes alamıyordum.

Bu evin duvarları yeniden üzerime üzerime geliyordu.

Yade dizlerini zemine dayadığında titreyen elleriyle yüzümü avuçladı.

"Ömer! Sevgilim! Ne oldu? Bak ben iyiyim! Yalvarırım korkutma beni! Bir şey de yalvarırım!"

Hayatım boyunca ilk kez belki de onun o güzel gözlerine boş boş baktım.

Söyleyecek onca şey varken neyi nasıl söyleyecektim ki?

Bütün bedenim zangır zangır titremeye başladı.

"Ömer çok korkuyorum! Yalvarırım bişey söyle!"

"Benim yüzümden!" diye mırıldandım sadece.

Gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı.

Nasıl anlatacaktım ben karşımdaki kadına gerçekleri?

Nasıl bahsedecektim ona Annemden?

Bir an sonra kapının önünde külçe gibi yığılan bedenimin Yade tarafından sarıldığını hissettim.

Sırtını kapı pervazının diğer yanına yaslamış, beni göğüsüne çekmişti.

Ellerini saçlarıma daldırdı ve beni sıkı sıkı sararak parmaklarıyla her saç tutamımı bir bir okşadı.

"Ağla!" diye emretti sanki.

"Ağla sevgilim! Ama kurban olayım şu düğüm düğüm olan boğazını çöz artık ne olur!"