Oy sınırı: 20Yorum sınırı: 170
Kelime sayısı: 8229 kelime
Bu bölümü Pençe - Kilit operasyonunda şehit olan 4 askerimize ithaf ediyorum.
Piyade Uzman Çavuş Ömer Yıldırım
Piyade Uzman Onbaşı Mehmet Ali Çap
Piyade Komando Sözleşmeli Er Fuat Özer
Uzman Çavuş Gökhan DemirAllah şehadetlerini kabul etsin. Ruhları şad olsun.
Ön Hazırlık
Ağzım açık bir şekilde kapıdaki erkeklere bakıyordum. Göz devirip yanların ilerlediğimde arkamdan kızlarda gelmişti. Özcan başkana sitemli bir şekilde " Enişte sizin gelmenize daha vardı. " dedim.
Giray ' Enişte ' demem ile gülecek gibi olmuştu ama Metin abi tarafından ensesi kavranınca tek yaptığı yüzünü buruşturmak olmuştu. Özcan başkan bana bakıp " Normalde kadınların bekarlığa vedayı bastığını ama bu sefer bizim farklılık yapıp basmamız gerektiğini söyledi. " dediğinde Süleyman albaya döndüm.
" Albayım size de aşk olsun. Çağırayım mı içerdeki Tuğba teyzeyi? " dediğimde yutkunup " Ben almasam Aysima. " dedi.
O sırada arkadan gelen " Koltukta yatıyorsun Süleyman. Ben seni uyarmadım mı dün? Kına basmak yok diye. Benim kınamı da basmıştın zaten. " dediğinde sırıtarak " Ne kadar ayıp? Bir kere eşe saygı sıfır. Sonra kınaya saygı sıfır. Geleneklere saygı sıfır. Büyüklere saygı sıfır. Müstakbel eşin eğlencesine saygı sı..." derken sözüm kesildi.
Süleyman albay " Kes sesini Aysima. Yoksa ben ömür boyu keseceğim sesini. " demesiyle başımı eğdim. Canıma okumazsa iyiydi.
Süleyman albayı Tuğba teyze ile bırakarak içeri girdik. Tuğba teyze Süleyman albayın eşiydi. Yıllar önce kızları kaçırılmıştı. Kim tarafından olduğu bilinmiyordu. Ama tahminleri vardı. İşe yaramayan ve yerini bulamadıkları tahminler. Kızı hala yaşıyorsa benden 6 yaş küçük olmalıydı.
Herkes yerlerine yerleşirken Özcan başkanında sol serçe parmağına kına yakılmıştı. Onları böyle görünce heves etmiştim. Yağız'a dönüp " Biz de yaktıralım mı? " dediğimde kocaman gülümsedi ve " Olur güzelim. " dedi.
Kınanın yanına geldik. Bakarken yandaki şekilli yapılabilen kınalar dikkatimi çekti. Gördüğüm kalp ritimli kına ile Yağız'a baktım. Onunda gözlerinin aynısında olduğunu görüp güldüm. İki yapışkanı çıkarıp sağ bileğime yapıştırdım. Diğerini de Yağız'ın sol bileğine yapıştırdığım da Yağız'ın bana baktığını fark ettim. Gözlerine baktığımda o kadar güzel bakıyordu ki bana. Anlatamazdım. Sanki onun için bir nimettim. Ve bana sahip olduğu için Allah'a defalarca dua ediyordu.
Yandan kınayı alıp Yağız'ın bileğindeki jelatinin üstüne sürdüm. Jelatinin olduğu yerler kına olmazken jelatinin ortasındaki kalp ritmi kınayla kaplanmıştı. Kına bir yerlere bulaşmasın diye üstümü bir kat daha jelatin ile katladım.
Sol kolumla kendime yapacağım zaman Yağız'ın bileğimi tutmasıyla durdum. " Zor olur öyle. " diyip bileğime kendisi sürmeye başladı. Bu hamlesiyle yutkunup yüzünü inceledim. Muhtemelen onu incelediğimin farkındaydı. Ama şu an bunu umursamayacak kadar ilgimi yüzüne vermiştim. Sol yanağının biraz üstündeki ben onu özel yapıyordu. Ama o beni aldırmasını isterdim.
Hayır! Onu çirkin gösterdiğini düşündüğüm için değil. Aksine benim gözümde onu özelleştiriyordu. Ama cilt kanseri yapma şansı vardı. Açık ten renkli ve açık göz renkli, sarı saçlı, zor bronzlaşan ve kolay yanan kişilerde bu olasılık daha fazlaydı. Ve Yağız'da sarı saç dışında bütün özellikler vardı. Ona bir şey olma düşüncesi vücudumu sararken titrek bir nefes bıraktım.