Oy sayısı: 20
Yorum sayısı: 150Kelime sayısı: 7009 kelime
Her hafta pazartesi inşallah kurşunların dansına bölüm gelecek. Yetişirse tabi.
Süpriz Operasyon
Özcan başkan karşımda durup " Metin'e izin verildi ama tim ve ekip için hala izin yok maalesef. " dediğinde kafamı salladım.
Derin bir nefes alıp " Şimdi mi söyleyeceğiz Metin abiye? " dediğimde kafasını sallayarak onayladı. Sonra bir süre düşünüp " Şimdi olmasa da olur aslında. Ne zaman hazır hissedersen? Şimdilik bir kaç gün daha söylemesek de olur. " dediğinde kafamı salladım.
Aklıma bugün Babalar Günü olduğu geldiğinde gülümsedim. Ama sonradan dün ve bugün Arın'ın sınava girdiği geldiğin yüzüm asılmıştı. Aramamıştım. Destek olmamıştım. Dün ki gittiğimiz küçük operasyondan önce aklımdaydı ama sonra tamamen aklımdan çıkmıştı. Şu an ise sınavda olmalıydı. En azından bugün yanlarında olmalıydım.
Özcan başkana dönüp " Başkanım biliyorum bu ara çok izin alıyorum ama bana sadece 1 günlük sadece bugün için izin verseniz olur mu? " dediğimde kaşları havalandı.
" Neden? " diye sorduğunda kafamı eğerek " Kardeşim Arın dün sınava girdi. Aynı şekilde bugünde. Ama ben arayamadım bile. Ayrıca bugün babalar da günü... " dedim. Cümlemin sonunu tamamlamamıştım. Ne diyeceğimi bilememiştim çünkü. Özel günlerde olsa izin almazdık biz. Bizim normal hayatımız olmazdı. Benim bir ailem vardı ama yoğunluğumdan dolayı tim ile daha çok aile gibiydim. Babamdan çok Özcan başkan ileydim. O arkamdaydı. Kardeşim yerine Kayra ve Beren ile vakit geçiriyordum. Benim hayatım onlar olmuştu. Ama bugün ve dün ablalık görevimi yerine getirmeliydim. En azından ona güvendiğimi söylese bile yeterdi. Belki sabah erkenden uyanıp onu aramamı beklemişti. Son dakikaya kadar telefon elinden düşmeden benim ismimi görmeyi beklemişti o telefonda. Bu düşünceyle içim acımıştı. En azından sınavdan sonra yanında olmak istemiştim. Birkaç saatde olsa onun ile konuşmak belki uyumak belki gülmek. Fark etmezdi. Yanında olduğumu bilse yeterdi.
Özcan başkandan bir süre ses çıkmazken kafamı kaldırdım. Bana hafif gülümseyerek bakıp " İzin senin . " dediğinde yanına gidip sarıldım. Vermemesi gerekirdi normalde. Ama vermişti. Düşündüklerimi anlamıştı muhtemelen. Normal bir evlat normal bir evlat olabilecekken ben ailemden vazgeçmiştim. Onların beni yılda genellikle 2 - 3 hafta görmesine zorunda bırakmıştım. Kendimi onlardan mahrum etmiştim. Yoğunluktan bayram olduğunu bile unutup aramamıştım bu yıl. Geçen yıl zaten görev yüzünden sesimden bile mahrum kalmışlardı. Bunlar yüzünden arada suçlu hissettiğim oluyordu.
Özcan başkandan yavaşça ayrılıp " Teşekkürler başkanım . " dedim. Özcan başkan gülümseyerek kafasını salladığında toplantı odasının çıkışına adımladım. Hemen uçak bulmalıydım. Saat daha sabahın körü olduğu için muhtemelen bulabilirdim . Kapıyı geldiğimde toplantı odasından çıkmadan aklıma gelen ile adımlarım kesildi. Aklımda sürekli ihanet mi etmiş olurdum sözü geçiyordu. Ama bunu şimdi takmamaya karar vererek arkamı döndüm. Bunu hak ediyordu Özcan başkan.
Özcan başkanın hızlı adımlarla yanına oluşup sımsıkı sarıldım. Özcan başkan hafif kasılarak bana bakıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Bir tek Özcan başkanın duyabileceği bir sesle " Babalar günün kutlu olsun baba. " dediğimde Özcan başkan hızla kollarını bana dolayıp sımsıkı sarılmıştı. Zateb toplantı odasında kimse yoktu. Zaten bu yüzden sessiz söylememiştim. Ona baba demek babama ihanet gibi hissettiğim için sessiz demiştim. Ne kadar böyle hissetsemde Özcan başkan hak ediyordu. Bana babalık yapmıştı. Benimle eğlenmişti. Her zaman arkamda durmuştu. En iyi olmam için her şeyi yapmıştı. Gerektiği yerde kızmış gerektiği yerde beni zorlayarak ağzıma sıçmıştı. Bir kere en başta benim halamı almıştı bu adam.