Oy sınırı: 20 oy
Yorum sınırı: 50 yorumKelime sayısı: 2267 kelime
Ahiret Yolculuğu
Adamlar hızla kollarıma girip beni tuttuklarında göz devirdim. Altı üstü altlarına sıçmalarına yol açmıştım yani. Onlarda bu kadar korkak olmasalarmış. Ne yapabilirim?
Gabriel ve NodNod bana doğru ilerlediler. Gabriel adamlara bakıp " Take it to the warehouse. We will come too. Be careful, it's very dangerous. ( Depoya götürün. Bizde geleceğiz. Dikkat edin çok tehlikeli. ) " dedi.
Bu dediği ile merakla Gabriel' a dönüp " Is the view beautiful? ( Manzarası güzel mi? ) " diye sordum. Sonra beni tutan adamlara dönüp "And yes, that dangerous person is me. ( Ayrıca evet o tehlikeli olan kişi benim. ) " dedim keyifle.
Sonra yeniden takıldığım nokta ile Gabriel'a dönüp " Don't talk about me like an animal again, Gab. I'm upset, look. ( Benden bir daha hayvan gibi bahsetme Gab. Üzülürüm bak. ) " dedim sinirle.
NodNod beni umursamadan adamlara bakıp " Kaybolun. " dedi. Adamlar beni sürükleyerek ilerlediler. Dışarda beni bir arabaya bindirip yerleştiler. 2 tanesi öne otururken 3 tanesi benim yanımdaydılar.
Bir süre ilerlerken dudak büzdüm. " İnsan elimi bağlar. İyi dikkat edin tehlikeli dedi. Demeseydi ne olurdu acaba. Muhtemelen beni şöför koltuğuna oturturdunuz. " diye söylendim.
Adamlar bana tip tip bakınca göz devirip " Ne bakıyorsunuz salaklar? Daha belimdeki silahı bile almadınız. " dedim.
Karşımda oturan adam bana doğru eğilip elini belime attı. Silahı tutarken " Emin misiniz Üsteğmenim? İşkence edecekleri belli. " dedi. Bu dediği ile kaşlarım hafif çatıldı.
Ona hafif baktığımda göz göze geldim. " Kimsin sen? " diye sordum dudaklarımı oynatmadan.
Gülümseyip " Sizi buraya sokan kişiyim efendim. " dedi. Bu dediği ile kafamı yavaşça salladım. Diğerleri dikkat çektiğimiz için bize bakıyordu. Nasıl olsa adam silah için eğilmişti ama 2 dakikadır bana eğilmiş duruyordu.
Dikkat daha fazla çekmemek için hızlıca onu itip " Bir daha bana dokunursan o kolunu kırıp götüne sokarım. " dedim.
Adam elimde silahı ile ellerini yukarı kaldırdı. " Sakin! " dedi. Elindeki silahı kendi beline takıp geriye yaslandı. O geriye yaşlanmasıyla cama döndüm. Göz devirip " Perdeyi bile çekmemişler. " dedim.
Bu dediğim ile bana göz devirerek bakmışlardı.
2 saat sonra...
Araba durduğunda etrafa baktım. Dağın yamacında duran küçük bir depoya gelmiştik. Beni kollarımdan 4 kişi tutarak içeri sürüklerken " Oğlum sizin burada ne işiniz var ya? " diye söylendim. Yabancı zengin iş adamı kimliği altında teröristsiniz. Ama Hakkari'yi nereden buldunuz? " dedim.
Adamlar beni demir yere sabitlenmiş sandalyeye oturttular. Arkada sandalyeye eklenmiş olan zincirleri bileklerime taktılar. Bu hamle ile yutkundum. İnşallah cesetim çıkmazdı buradan.
Bir süre boş boş oturdum. Ama birinin gelmemesiyle kafamı bırakıp gözlerimi kapattım.
Depo'nun içinde oluşan adım sesleri ile bilincim açıldı. Muhtemelen hayvan olsaydım kulaklarım hareket edecekti. Niye şimdi bu beni aklıma gelmişti? Aysi kızım sikecekler şimdi seni. Sen hâla ne derdindesin?
Dibime kadar gelen adım sesleri başımda durdu. Birden salımdan tutulup kafamın geri çekilmesi ile gözlerimi açtım. Boynumu geriye doğru kırabildiği kadar kırmış olan Garius ile gözlerimi kırpıştırdım. Bir eli saçımdayken diğerini boynuma attı. Boynumu tutup sıkmaya başladığında yavaş yavaş nefesim kesilmeye başladı. Yutkunamazken gözlerimi Garius'a çevirdim. Gözlerinin karardığını görmem kaldım. Neler geçiyor aklımdan tövbe tövbe. İçinde siner. Tenine de.