41

953 67 132
                                    

Öylece Eunwoo'nun yüzüne bakıyordum çünkü şaşkındım; benden hoşlanıyor olması en son ihtimal vereceğim bir şeydi.

'Lisa?' dedi Eunwoo. Bana bakarken ki umutlu ve gülümseyen yüzüne bakıp onu herkesin içinde ret edecek olmam kalbimi ağırlaştırdı ancak beni öpmesini kabul edemezdim. 

O dünyanın en naif adamı da olsa başkasına aşıkken ona umut veremezdim. Tam ağzımı açıp cevap vermek üzereydim Jungkook konuştu.

'Size kuvvet uygulayan yerin çekimini sikeyim bunlar ne biçim sorular böyle!' Sorular konusunda haklı olsa da üslubu ve gözükmemesi imkansız olan siniri ben dahil ortamdaki herkesin gerilmesine neden oldu öyle ki sesli bir şekilde yutkundum.

Eunwoo ise az önce gülümseyen, umutlu ifadesinin aksine sinirle Jungkook'a dönmüş ve neredeyse tıslayarak 'Sana ne oluyor Jungkook? Beğenmiyorsan çık. Zorla mı tutuyoruz?' demişti ve söyledikleri gergin olan ortamı daha da germişti. 

Biri yanlışlıkla kibrit çaksa hepimiz alev alırmışız gibi bir gerginlikti bu ve ben nasıl müdahale edeceğimi dahi bilmiyordum.

Jungkook, Eunwoo'nun söylediklerine birkaç saniye sessiz kalmış ardından 'olur' diyerek ayaklanarak yanıma gelmiş ve bileğimden tuttuğu gibi beni kaldırmaya çalışıyordu. Şaşkınlıkla yerimden kalktım ancak benimle beraber Eunwoo da ayaklanmış Jungkook'un bileğine yapışmıştı.

Jungkook gözlerini kapatarak sinirle derin bir nefes çekti içine, bir yandan da mırıldanıyordu. 'Tanrım kavga etmeyeyim diyorum ama zorluyorlar görüyorsun.' Şaşkınlıkla ona döndüm ancak o sadece Eunwoo'ya bakıyordu. Söylediğini ise benden başka kimse duymamış gibiydi. 

'Sen cehennemin dibine gidebilirsin ancak kızı peşinden sürükleyemezsin. Ne sanıyorsun ona iki dakika önce ona aşkını ilan ettin diye sana aşık olduğunu falan mı?' 

Eunwoo'nun söyledikleriyle Jungkook elini bileğimden çekmiş ve karşısındaki adamın üzerine yürüyerek konuşmaya başlamıştı.

'Lan milli göt! Asıl sen bu sikik oyun yüzünden Lisa'nın seni öpeceğini mi sanıyorsun?'

Sanırım ilk defa Jungkook'u bu kadar ağzı bozuk bir şekilde görüyordum ve ben daha bunların şaşkınlığını aşamamışken Eunwoo Jungkook'un yüzüne yumruk savurmuştu. Jungkook yumruğun etkisiyle sendelese de düşmemiş ve anında karşılık vermişti ve o andan sonrası tam bir kıyamet karışıklığıydı. Ortamda duyulan çığlıklar, birbirini deli gibi döven ikili ve hızla dağılan bir ev... Kıyametten farksızdı.

Ben, Taehyung, Jimin ve partideki bir kaç kişi daha onları ayırmaya çalışsak da asla ayrılmıyorlardı, öfkeleri bir an olsun dinmiyordu. Ortalık iyice dağılmıştı ve ikisinin de yüzü kanıyordu. 

En son dayanamamış ve neredeyse çığlık atarak ikisinin arasına girmiştim. Jungkook başta beni fark edemediğinden neredeyse bana yumruk atmak üzereyken son anda durmuştu. 

Göz göze gelmemizle içimde bir şeylerin kırıldığını hissetmiştim. O çok başka bakıyordu. Öfkeliydi evet ama kırgın, üzgün ve yorgun gibi bakıyordu daha çok. O an başımdan kaynamış su dökülmüş gibi hissettim. Birkaç saniye daha bana bakmış ardından yere kan dolu bir tükürük savurarak kendini tutan ellerden kurtulmuş ve evin çıkışına doğru yürümeye başlamıştı.

Anlık ne yapacağımı bilemesem de bu sadece birkaç saniye sürmüştü. Hemen onun peşinden olabileceğim en hızlı şekilde çıktım. Onu yetişmek adına neredeyse koşuyor, ardından sesleniyordum ancak beni umursuyor gibi durmuyordu.

Hızla arabasına binip, çalıştırmıştı o yüzden ben de hızlı bir şekilde arabasına atmıştım kendimi. Geldiğimiz yoldan geri dönüyorduk şimdi; dakikalardır sadece büyük bir sessizlik ve derin nefeslerimiz vardı arabada. Benimle konuşmuyordu ve ben de ne diyeceğimi bilmiyordum.

FORGET FOREVER -Liskook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin